Bir sulu şakaya takıldık

Abone ol

Günü sulu şaka ile geçirdik. Sulu şakayı ciddiye çevirmek için CHP atağa kalktı. Baykal'dan 'sulu şaka'ya yanıt geldi.

İNTERNETHABER

Bu ülkede gündem asla normalleşmez. Şimdi de "şulu şaka"ya takıldık. Başbakan Erdoğan, "sulu şaka" dedi, CHP "şakayı ciddiye" çevirmek için düğmeye bastı.

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal da canlı yayında kameralar önüne çıkıp, "sulu şaka" sözlerine yanıt verdi; "Başbakan sululuk diyemez, ciddi olsun"...

ELİNİ TUTAN MI VAR?

Aslında her şey dün Baykal'ın grup toplantısında Başbakan'a seslenerek "Eğer Türkiye 12 Eylül'le ilgili bir hesaplaşma istiyorsa elini tutan mı var? Anayasa'nın 12. maddesini getirirsin değiştiririz" demişti.

SULU ŞAKA

Bu sözleri Erdoğan bugün "sulu şaka" olarak niteledi. "Mikrofonlara konuşmamalı. Ciddiyse grup başkan vekilleri bir araya gelirler. Böyle bir adım atılacaksa yaparız." dedi.

JET YANIT

Bu sözlerin üzerinden daha bir saat bile geçmemişti ki CHP heyeti AKP'nin kapısını çalarak "işte önerimiz" dediler ve darbeyi ve darbecileri koruyan Anayasa'nın geçici 15. maddesinin değiştirilmesini istediler.

CHP heyeti AKP binasından ayrılır ayrılmaz da Baykal bir basın açıklaması yaptı. Önce "irtica eylem planı" hakkında askeri savcılığın aldığı kararı yorumladı. Ardından da sulu şakaya cevap verdi.

İşte Baykal'ın söyledikleri:

BELGE NİTELİĞİ YOK

"İrtica Eylem Planı"yla ilgili Genelkurmay dün bir açıklama yaptı. Görüldü ki belge belge değil. Askeri savcının kararı şaşırtıcı değil. Bu iddianın bir belgeye dayanmadığının, ortaya atılan kağıdın bir belge niteliğinde olmadığını bize gösterdi. Bu önemli bir açıklama. Şimdi bu kimler tarafından yapılmış bir komplodur? Bunu araştırmak lazım.

YETERLİ BULMAYANLAR HUKUKİ TESPİTİNİ YAPSIN

Sayın Çiçek de bunu paylaştığını söyledi
. Türkiye yeni bir noktaya geldi. Bu noktadan sonra bu iddiyı bir belge olarak değerlendirme yapanların ne yapacakları önem kazanmaktadır. Öyle anlaşılıyor ki bazıları bunu yeterli, geçerli görmeyecek. Askeri Savcılığın bulguları yeterli, geçerli değil diyecektir. Elbette bunu söylemek herkesin hakkıdır. Bunu ortaya koyacak bir hukuki tespiti kim yapıyorsa hiç gecikmeden derhal bunu yapmalıdır. Hukuki yolla ispat edilemezse, askeri savcılığın tespine rağmen buna bir belge muamelesi yapmak kabul edilemez.

BAŞBAKAN TATMİN OLMAMIŞ

Başbakan bugün açıklama yaptı. "Bu konuyu daha inceleyeceğiz" diyor. Etsin. 'Sivil mahkemelere geçireceğiz' diyor. Geçirsin. Ana muhalefet partisini göreve çağırıyor. Katkı vermemizi beklediğini söylüyor. Genelkurmayın devam etmesini istiyor. Tatmin olmuş değil. Açıklamaya rağmen hala Genelkurmay da bu belgelerin Genelkurmayda hazırlandığını bulsun diyor. 

BAŞBAKAN BİZDEN YARDIM İSTİYOR AMA ARTIK GEÇ

Başbakanın bu iddianın bir belge olduğunu kanıtlamak için bizden yardım istemesini ilgiyle karşılıyorum
. Ama keşke daha önce bizi dinleseydi. Elindeki kağıdın belge olduğunu bilerek esip gürlemişti. Partisine komplo kurulduğunu, askeri darbe hazırlandığını bu belgede görüldüğünü açıkça söylüyordu. Şimdi geldiğimiz noktada belge olduğunun kanıtlanması için bizden yardım istiyor. Geç kalmıştır. Şimdi ağır bir tahribat ortaya çıkmıştır. Başbakan bu kağıdı ciddiye almış ve ağır ithamlarda bulunmuştur.

BAŞBAKAN ÖZÜR DİLESİN VE BU KOMPLOYU AYDINLATSIN

Başbakan özür dilemelidir. Yanlış bir iş yaptığını, yaptığı yanlış yönlendirme için özür dilemelidir. Başbakana bir görev daha düşüyor. Bu bir belge olmadığına göre bu komployu aydınlatmalıdır. Yargının işidir diyerek sıyrılmak olmaz. Elbette yargının görevi vardır ancak siyasi boyutu da vardır. Nasıl olmuştur da böyle bir belge hazırlanmış ve başbakanın önemseyeceği aşamaya gelmiştir. Bu komploya nasıl gelindi? Bu devletin bir numaralı meselesidir. Türkiye'de böyle bir çatışmayı kendileri için uygun gören kadrolar devletin neresindedir. Şimdi bunun aydınlatılmasına ihtiyaç var.

BELGE OLDUĞU KANITLANIRSA ONU DA DİNLERİZ

Konu artık belge olmaktan çıktı. İleriki günlerde bunun belge olduğu kanıtlanırsa onu da dinleriz. O kapıyı da kapatmıyorum. Eğer belge olduğu kanıtlanamıyorsa bu bir komplodur.

Ama, belge de değil, komplo da değil, bunu kimseye inandıramazsınız. Bunun açıklığa kavuşurulmaya ihtiyacı var.

Ya belgeyi aydınlatın gereğini yapın, ya da komployu aydınlatın gereğini yapın. Ben "belge değil" denilmesinden tatmin olmadım, diyorsan o zaman ispat et. Belgeyi ispat edemiyorsan komployu aydınlat. Sen aydınlat diyorsan senin hükümet olarak görevin ne?

SULU ŞAKA CEVABI: BAŞBAKAN CİDDİ OLSUN!

[PAGE]

BİZ HER ZAMAN DARBELERLE HESAPLAŞILMASINI İSTEDİK

Türkiye'nin gündeminde kronik olarak yer tutan ana konulardan biri darbe tartışması. Eğer belge doğruysa askeri darbe, belge komploysa bir sivil darbe sözkonusu... İktidarın da söylemi "darbelerle hesaplaşmalıyız" diyor. Eğer iktidar darbeyle hesaplaşma niyetindeyse bu hesaplaşma konusunda hangi engel varsa o engeli aşmak için yardım etmeye hazır olduğumu söyledim. İlk engel Anayasa'daki geçici 15.madde. 12 Eylül'le ilgili hukuki süreci çalıştırmaya engel.... Eğer siz bu engeli kaldırmaya hazırız diyorsanız, biz gereğini yapmaya hazırız, yeter ki siz samimi olun dedik. Bizim bu tavrımız partimizin resmi, kurumsal tavrın bir uzantısıdır. Biz 1987'den bu yana mücadele ediyoruz. Geçici 15. maddenin kaldırılması için resmi başvurularımız var.

BAŞBAKAN SULULUK DİYEMEZ, CİDDİ OLSUN

Başbakanın sözlerini üzüntüyle karşıladım. Başbakanın buna sululuk demeye hakkı yok. Kendisine yakıştıramadım. Başbakanın bizzat kendisinin ciddi olması lazım. Bu konuda ayaküstü mikrofon uzatılınca konuşuluyor diyor. Bizim bu konudaki tavrımız kurumsal bir tavirdır. Bunu bilmiyor olabilir. 'Grup başkan vekilleri söylesin' demiş. Bunu duyunca hemen grup başkanvekilerimiz randevu aldılar. Şimdi bu konudaki kararlılığımızı resmen ifade ediyorlar. Başbakan da ciddi olsun. Eğer samimiyse biz hazırız. Eğer kaytarmak istiyorsa, sorumluluktan kaçıyorsa bunu kimseye yüklemeye kalkmasın. Eğer bu işi çözemezsek bilinmeli ki başbakanın samimi olmadığı için çözemeyeceğiz. Bu konuda MHP'nin de olumlu tavrını başbakana ilettim.

Günün Önemli Haberleri