Dostlarla sohbet ediyoruz…
Malum Türkiye’mizin gündemi çok sıcak…
Konu Pazar günü yad edeceğimiz 18 Mart Çanakkale
Zaferi ve Şehitleri Anma gününe gelince!
Malazgirt’ten girdik, Çanakkale’den çıkmaya başladık…
Afrin’e geldik…
Kahraman Mehmetçiklerin Afrin’de bir kez daha tarih
yazdığı süreci konuşurken şehitlerimizi yad etmemek mümkün olabilir
miydi?
Ve onların bize emanet bıraktığı evlatlarını konuşmamak!..
Sohbette üstat Salih Güzel’in yakın dostu ve dostumuz üstat
Sait İnan’a gönderdiği bir yazı gündeme
geldi.
Sait Bey ‘Osman Bey şu yazıyı okur musun’ diye
benimle paylaşınca adeta zaman durdu..
Bu ülkenin milli ve manevi değerlerine bağlı olup da
okuyunca gözleri dolmayacak adam yoktu..
Konu Afrin şehidinin evinde yaşanan
diyaloğ…
Şehidimizin ailesini ziyarete giden üstat Salih
Güzel’in arkadaşının şehidimizin kızı ile yaşadığı
diyalog zamanı adeta durdurdu…
30 yılı aşkın bu mesleğin içerisindeyim bir yazıda
böylesine duygulandığım bir an yoktu..
Ağlamamak mümkün değildi!..
Boğazlarımız adeta düğüm, düğüm oldu…
Beynimde şimşekler çaktı!
Bütün benliğimle ‘Şehidim emanetin
şerefimizdir’ diye haykırmak istedim…
O diyaloğu o dakika sosyal medya hesabımdan paylaşmak zorunda
hissettim kendimi…
Paylaştım da..
Aman Allah’ım!
Paylaşım takipçilerimizden baskın yedi!.
Birçok başka paylaşımda da gördüm..
Türk milleti için milli bir duygu haline geldi...
Yani anonim oldu o diyalog...
Herkese damardan işledi o duygu...
Milli duygular öylesine kabardı ki, okuyanların gözlerinin
yaşarmamasının mümkün olmadığını yapılan yorumlarda gördüm..
‘Ağlattın bizi’ sesleri yükseldi…
Neydi o diyalog!..
Okuyun o duyguları…
*
Afrin’deki çatışmada şehit düşen bir kahraman
Mehmetçiğimizin evine taziye ziyaretine gittik…
Şehidimizin 5 yaşında bir kız evladı var...
Elinde bir mavi balon…
Sadece onunla meşgul oluyor, kimseye
vermiyor…
‘Beraber oynayalım mı’ dedim..
Durdu ‘Olmaz, patlarsa ölürüm’ cevabı
verdi…
Şaşırdım..
‘Patlarsa sana binlerce balon alırım’
dedim..
Küçük kızın cevabı ise sözün bittiği
yerdi..
Bakın ne dedi;
‘BABAM ŞİŞİRDİ BU BALONU. BUNUN İÇİNDE ONUN NEFESİ
VAR’
*
Şehidimin evinde şehidimin kızı ile dostumuzun diyaloğu
işte böyle yaşanıyordu…
Of ki ne of!..
Bu diyaloğu okuduktan sonra eliniz yazmak için klavyeye gider
mi?
Şimdi size ‘Ne düşünüyorsunuz’ diye sormak
istemiyorum…
Böyle soru olur mu?
Her birinizin gözlerinin dolduğunu görür gibiyim!..
Şehidimin 5 yaşındaki küçük kızının elindeki
balonda babasının nefesini saklaması duygusu karşısında söylenecek
söz olabilir mi?
Mümkün değil…
Çünkü küçük kız konuşamayacağımız kadar noktayı
koydu!..
Türk milletinin her babasının evladı o...
Sevgili okurlar…
Şehitlerimize ve geride bize emanet olarak bıraktıkları
ailelerine borcumuz asla bitmez…
Bu vatana canlarını seve seve şehitlerimizin bizlere
emanet olarak bıraktıkları evletlarının bir balondaki nefese bile
sarıldığını anlayamazsak bunun üzerimize düşen gökkubbe gibi
olacağını unutmayalım...
Bakın...
18 Mart Şehitleri Anma ve Çanakkale Zaferi yıldönümü geldi…
Şehitliklerde babalarına koşacak o yavruları yalnız
bırakmayalım…
Şehitlerimize Yüce Rabbimizden rahmet ve mağfiret, ailelerine
sabır ve metanet, gazilerimize ise acil şifalar dileyerek onlarla
birlikte olalım..
Olalım kı Yüce Peygamberimizin şu sözünü
unutmayalım;
“La tahzen! İnnallahe meana!’
‘Sakın hüzne teslim olma! Allah şüphesiz ki
bizimledir!’
Malazgirt’te,
Çanakkale Savaşı’nda,
Kurtuluş Savaşı’nda,
Bizimleydi..
15 Temmuz’da bizimle oldu..
Afrin’de de yine bizimle...
Şehitlerimizde bizimle...
O balondaki nefes hiç sönmeyecek kadar
bizimle...
Çünkü onlar ölü değil!..
Ne diyordu Bakara süresi 124;
'Hayır onlar ölü değil, ebedî hayat ile
diridirler. Fakat siz onlardaki hayatın farkına
varamazsınız'
Onlar bizim evlatlarımız...
Onlara bu vatan için,bizlerin rahat ve huzurlu bir
şekilde yaşamlarımızı sürdürebilmesi için canlarını seve,seve
feda eden babalarını arattırırsak,onlara kucak açmazsak, onlar için
bir nefes dahi olamazsak yazıklar olsun bize...
( fotoğraf başka bir şehit çocuğunun
resmidir'