İsmailağa Cemaati’nin yayınevi Muallim Neşriyat’tan
çıkan “Her anneye lazım” adlı kitapta
yazılan bir cümle, okuyan herkesi çılgına çevirdi.
Araştırıp buldum o sayfayı...
Medyada yer alan bilgileri doğrulayan kitapta kadınlara, cinsel
ilişki sırasında “Allah dostlarını, alimleri” düşünmeleri tavsiye
ediliyor. "Böylelikle doğacak çocuğunuz o kişilere
benzer" iddiası dile getiriliyor.
Esma Muratoğlu’nun kaleme aldığı kitapta yer alan cümlenin tamamı
şöyle:
“Bir erkek hanımı ile cima ederken cima esnasında erkek
de kadın da Allah dostlarını alimleri düşünür de bu birleşmeden
hanımefendi hamile kalırsa, doğacak olan çocuğun kalp, beyin ve ruh
yapısı o andaki hayale göre oluşur.”
Günlerdir bu konuyu enine boyuna ele alan köşe yazarlarını
okuyorum. Kurulan cümlenin ve tavsiye edilen şeyin ne kadar
aşağılıkça olduğunu yazıyorlar ki haklılar...
Hatta yerden göre haklılar.
Ama öyle zekasızlar ki haklı oldukları noktada dahi kendilerini
haksız duruma düşürüyorlar.
Çünkü her zaman olduğu gibi bu meseleyi de iktidara ve Erdoğan'a
mal etmeye çalışıyor. "Bu düşünce, yönetimdeki
iktidarın savunduğu düşüncenin bizzat kendisini temsil
ediyor" diyorlar.
Erdoğan bundan daha birkaç hafta önce, "Bu düşünceler,
bu fetvalar İslam dinini temsil etmiyor. Bu noktada güncelleme
yapmak gerekiyor" demişti oysa ki... Buna rağmen
Erdoğan'ı ve onun başında olduğu iktidarı suçlamak zekâsızlık değil
de nedir?
Beni rahatsız eden asıl mesele ne biliyor musunuz?
28 Şubat'ta muhabirlik yapan ve 28 Şubat'ın yaşanmasına neden olan
tüm gelişmeleri takip eden bir gazeteciyim. Bugün medyaya
baktığımda, tıpkı o dönemde olduğu gibi yeni bir 28 Şubat fırtınası
estirilmeye çalışıldığına şahit oluyorum.
Bazı köşe yazarları, Gezi'yi aratmayacak yeni bir ayaklanma
için ellerine geçen tüm verileri olanca gücüyle
kullanıyor. "Kullandığımız verilerden hangisi toplumu
sokağa döker, orasını bilemiyoruz ama hepsini denemekte yarar
var" dercesine yazıyor bu kalem erbapları...
Son dönemlerde bazı tarikat ve cemaatlerin bundan yıllar önce
verdiği fetvaların ve yaptığı açıklamaların dün yaşanmış gibi
yeniden ısıtılarak önümüze getirilmesi boşuna değil.
Bir patlama noktası aranıyor!
Bu patlamanın yaşanmaması ve onların eline koz verilmemesi için
başta tarikat ve cemaatler olmak üzere hepimize ama hepimize çok
ciddi görevler düşüyor.
Mesele birilerinin sokağa inmesi falan değil. İndikleri gibi
giderler, ondan ya bir korkumuz yok. Lakin yaşanacak bu tür
gerginliklerde ekonomi kaybediyor, ülke kaybediyor.
Bunun için çok ama çok dikkatli olmamız, birilerinin eline koz
olarak kullanacakları veriler vermememiz gerekiyor.
Bu arada, "Eşinizle cima esnasında Allah dostlarını,
alimleri salih insanları düşünün" şeklindeki aşağılıkça
sözlere hepimiz tepki gösteriyoruz ama bu sözler ilk kez
söylenmiyor.
Hatta çok daha beter sözlerin canlı yayında milyonların önünde
söylendi.
Örnek çok da sadece bir tanesini aktarayım. 2013 yılında TV8
ekranına çıkan Cem Keçe isimli bir uzman bakın eşlere ne tavsiye
ediyordu:
"Eşinizle sevişirken bazı fanteziler deneyin. Mesela
komşunuzu hayal ederek eşinizle sevişebilirsiniz. Bu sizi
coşturuyorsa, keyif veriyorsa kötü bir şey değildir. Fakat bunu
kocanız bilmesin!"
Yani bugün, "Falanca kitapta böyle ahlaksız şeyler
yazıyor ey ahali" diye nutuk atan sözüm ona
ahlak abidesi kalemler bu rezalet üzerine tek satır
yazmamıştı onu da hatırlatayım.
SOSYAL MEDYADA TAKİP
İÇİN:
Twitter: twitter.com/slymnoz
Facebook: facebook.com/suleymanozisik
İnstagram: instagram.com/suleymanozi