Osmanlı İmparatorluğu ; 1299-1923 yıllarında var olmuş,
13.yüzyıldan 20.yüzyıla 600 yıl boyunca hüküm sürmüştür.
İmparatorluğun sınırları Güneydoğu Avrupa, Güneybatı Asya ve Kuzey
Afrika’ya kadar uzanmıştır.
İmparatorluk, kuruluş, yükselme, duraklama ve gerileme
dönemlerinden sonra son bulmuştur. Birinci Dünya Savaşından sonra
imparatorluğun üst üste yenilgileri, Anadolu’nun işgaline karşı
yerel direnişler ve Mustafa Kemal’in liderliğinde başlayan mücadele
29 Ekim 1923’te Cumhuriyet’le taçlanmıştır.
Cumhuriyet devleti ve toplumu yeniden şekillendirmiştir.
Toplumsal, ekonomik, siyasal, eğitim, hukuk ve kadına dair pek çok
alanda yapılan reformlar Türk kadınının toplumsal konumunu revize
etmiştir. Kadınları mız geleceğe umutla bakan aile ve toplum
hayatında söz sahibi, meslek sahibi olmak yolunda hızlı adımlarla
ilerlemiştir.
Daha önce hiçbir Türk kadınının görev almadığı alanlardan biri
olan Avukatlık mesleğinde ilk Türk kadın avukatı olma unvanına
sahip olan Beyhan Hanım ilk duruşmasına 28 Kasım 1928'de İstanbul
1.Ticaret Mahkemesinde katılmıştır.
1928'de İstanbul Fen Fakültesi'nden mezun olan 5 kadın kimyacı
Türkiye için bu dalda ilk örneklerdir.
Yine bu yıl ilk kez bir kız öğrenci Yüksek Mühendislik Okulu'na
girmiştir.
1930'dan itibaren kadın doktorlar görev yapmaya
başlamışlardır.
Türk kadınlarının siyasî hayata atılmaları konusunda da ilk adım
III. TBMM döneminde atılmış; 3.4.1930 tarihli 1580 sayılı Belediye
Kanunu'yla kadınlara Belediye meclislerine üye seçme ve seçilme
hakkı tanınmıştır.
1934 yılında yapılan anayasa değişikliği ile milletvekili seçme
ve seçilme hakkı tanınmıştır.
Kadınlar seçme ve seçilme haklarını modern batı toplumları olan
Fransa da 1946'da, İsviçre'de ise 1971'de elde edebilmişken
Türkiye'de 1934'ten itibaren bu hakkı kullanmaya
başlamışlardır.
Ancak bu hakkı yeterince kullandığımız söylenemez.
Bu arada ülkemin ilk kadın Generali Özlem Yılmaz, hanımefendiyi
gururla izledim. Özel bir tv kanalına 29 Ekim dolayısıyla verdiği
demeçte, "Atatürk ile aynı mesleği yapmak onur verici.
Ülkemizin yerli ve milli değerlerimiz sayesinde ulaştığı güç
profilinin artmasını, her alanda başarıya imza atarak ülkemizin
kendinden söz ettirmesini temenni ediyorum." dedi.
Kadınlarımız ile birlikte omuz omuza çalışıldığı zaman istenilen
seviyeye daha hızlı ulaşılacağına inanıyorum. Türk kadını tarihimiz
boyunca sosyal hayatın içinde yer almıştır. Almaya devam
edecektir.
Kimi zaman evlatlarını yetiştiren bir anne,
Kimi zaman öğretmen, doktor, mühendis , hemşire…
Kimi zaman ise asker olarak yüce milletin emrinde olarak görev
yapmıştır. Kadınlarımız vali, asker, pilot, sporcu olarak toplumda
rol sahibiyse, bu rol Cumhuriyet’in kazanımıdır.
Ülkemizin yerli ve milli değerlerimiz sayesinde ulaştığı güç
profilinin artmasını, her alanda başarıya imza atarak kendinden söz
ettirmeye devam ettirmesini temenni ediyorum.
29 Ekim 1923'te Cumhuriyet ilan edildi. İlan edildiği gün
Cumhuriyetin 100. yılı kutluyoruz. Atatürk'ü ve kahraman silah
arkadaşlarını şehitleri mizi rahmetle, minnetle anıyorum.
Güzel yurdumun her ilinde, ilçesinde, köyünde Cumhuriyet’in 100.
yılı tam bir şölenle kutlandı. En estetik hazırlıklardan biri
İstanbul’un Beyoğlu İlçesindeydi. Belediye Başkanlığı bünyesinde
Taksim’den Tünel’e kadar uzanan alanda bayrak şöleni
muhteşemdi.
Başta Belediye Başkanı Haydar Ali Yıldız olmak üzere emeği geçen
herkes sağ olsun.
Dünyada eşi benzeri görülmemiş bu kutlamaya
Genç, yaşlı… Büyük, küçük... Kadın, erkek... Sağcı, solcu...
Seküler, dindar... Akdeniz, Ege, İç Anadolu, Güneydoğu, Marmara,
Karadeniz ... Hepimiz bir olduk, birlikte olduk, biz olduk …
Evlerimize, işyerlerimize, fabrikalarımıza, tarlalarımıza,
okulumuza, hastanemize, meydanlarımıza, parklarımıza, alışveriş
merkezlerimize, üniversitemize, taa en uzaktaki köyümüze
ellerimizle astık bayrakları.
Ay-yıldızın altında birleşmenin haklı gururunu
yaşadık.
Kutuplaşmadan
Ayrışmadan
Bir olarak…
Biz Olarak
Türkiye Olarak