Harvard Üniversitesi Epidemiyoloji ve Beslenme Profesörlerinden Eric Rimm, kızarmış patatese savaş ilan edip "Bir öğünde en fazla altı adet kızarmış patates yememiz gerektiğini" söyleyince ortalık savaş alalına döndü: Kimi profesörle dalga geçerken kimi de kendisini Amerikan tarzı beslenme düşmanı ilan etti! Peki ama Rimm haklım mı? Acıktınız... İçinizden gelen bir ses bol kalorili bir şeyler yemenizi, mantığınız ise sağlıklı salatalar yemenizi emrediyor. Bu açmazla mücadele ederken bir anda midenizden gelen sesler beyninizi ele geçiriyor ve sizi köşedeki fast food restoranına doğru yönlendiriyor. Biliyorsunuz az sonra kötü şeyler olacak. Hamburger söylüyorsunuz. Tabii ki yanında kızarmış patates de var. Bir şey olmaz moduna geçtiniz. Üstelik evde kaç kere denediyseniz bir türlü hamburgercide yediğiniz patatesle aynı tadı tutturamadınız. Bu da sizi çıldırtıyor. Peki bu patatesin içinde ne var? (Cengizhan KOCAHAN / cengizhan.kocahan@ntv.com.tr) PATATES Mutfak Magazin dergisinin haberine göre; yediğiniz patatesin şeklinin düzgün ve renginin sarı olması için patatesler önce dilimleniyor. Ardından patatesin içindeki tüm şeker ayrılıyor. Bu işlem patatesinizin homojen ve açık sarı rengi alması için yapılıyor. GLİKOZ Mısırdan elde edilen nişastanın asit ve enzimlerle sıvılaştırılması ile elde edilen şeker. Ya da mısır bazlı şeker solüsyonu. Patatesler renk açma sürecinde doğal şekerden arındırılmış ve tatsızlaştırılmıştı. Glikozun görevi patatesinize şekeri tekrar kazandırmak. Bunu yaparken de şekeri patatesin tüm yüzeyine eşit şekilde dağıtacak. Dağıtacak ki, siz de yediğiniz her lokmada aynı tadı elde edeceksiniz. MONO SODYUM GLUTAMAT Yediğimiz ürünleri lezzetli bulmamızın sebebi MSG yani Mono Sodyum Glutamat. MSG doğal yolla et, balık, patates, süt, peynir ve domateste milyonda bir civarında bir oranda bulunuyor. Üreticiler ürünlerini daha fazla lezzetlendirmek için %08 oranına kadar MSG kullanıyor. MSG için çok olumlu şeyler konuşulmuyor. Birçok uzman tat alma duyusunu normalden farklı etkilediği için beynin doyma sinyaline duyarlılığı azalttığı ve bağımlılığa yol açan MSG’yi obeziteye neden olmakla suçluyor. SODYUM ASİT PİROFOSFAT Patatesler doğal şekerinin alınıp glikoz eklenerek sarartılmasına rağmen kızartıldıktan sonra istenmeyen bir renge bürünebilir. Çünkü patatesin içindeki demir, patatesin enollü bileşenleriyle tepkimeye girerek rengini bozabilir. Sodyum Asit Pirofosfat’ın görevi, patatesin içindeki demirin tepkimeye girmesini engelleyerek süreç boyunca güzel ve beyaz kalmasını sağlamaktır. Peki nedir bu Sodyum Asit Pirofosfat? Sodyum Asit Pirofosfat, yani kabartma tozunun içindeki unlu ürünlerin kabarmasını sağlayan, diş macunlarında dişleri tartara karşı koruyan, bir çeşit fosfat iyonlu asittir. BİTKİSEL YAĞ Geçmişte patates genellikle hayvansal temelli yağlarda kızartılırdı. Ancak bu yöntemin sağlıksız ve aşırı kalori yüklü olduğu kesinleşince bitkisel yağlar tercih edilmeye başladı. Tek bir bitkisel yağ da değil üstelik. Karışımda kanola, hidrojenleştirilmiş soya ve ayçiçek yağı da kullanılıyor. Bu yağ kokteylinin içine et tadı vermesi için de hidrolize buğday ve süt proteinleri ekleniyor... İKİ KERE RAFİNE: YİNE BİTKİSEL YAĞ Yediğiniz patatesler biri fabrikada diğeri restoranda olmak üzere iki defa kızartılıyor. İkinci kızartma işleminde mısır yağı ve tersiyer bütil hidrokinon devreye giriyor. Mısır yağı tanıdık bir ürün. Tersiyer bütil hidrokinon ise toksik bir koruyucu. Gıda maddelerindeki görevi, yağların oksitlenmesini önleyerek işlenmiş yiyeceklerin raf süresi uzatmak. Araştırmalar cila, böcek ilacı, makyaj malzemelerinde de kullanılan tersiyer bütil hidrokinonun farelerde mide kanserine yol açtığını gösteriyor. TUZ Fast food restoranlarda kullanılan tuz da özeldir. Kızartma işleminin ardından serpilen tuz kristallerinin hepsi aynı ebatta olmak zorundadır. Bunun sebebi sıcak yağın tuzu hızla emmesi gerekliliğidir...