Bir Öcalan'a saygı duymak eksikti!
Abone olBDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, bu kez de terör örgütü lideri Abdullah Öcalan'a saygı duyulmasını istedi.
Demirtaş, Hakkari'nin Yüksekova İlçesi'nde partisinin
düzenlediği mitingde yaptığı konuşmada tartışma yaratacak
talebini şöyle ifade etti:
"Herkes şunu iyi bilmelidir; Kürt halkına ve haklarına
karşı saygılı olunmak isteniyorsa, Kürt halkının bütün değerlerine
saygılı olacaksınız. Kürt halkına saygı demek, benim irademdir
denilen sayın Öcalan'ın şahsiyetine de, fikirlerine de saygı
demektir"
BDP, Hakkari'nin Yüksekova İlçesi'nde, 'Buradayım. İrademe sahip
çıkıyorum' sloganıyla miting düzenledi. BDP Genel Başkanı
Selahattin Demirtaş, BDP Hakkari Milletvekilleri Esat Canan, Adil
Kurt, BDP İl Başkanı Mehmet Sıddık Yıldırım, il ve ilçe belediye
başkanlarıyla partisinin siyaset akademisi okulunu açtı.
AKP DANANIN KUYRUĞU ELİMİZDE KALSIN İSTİYOR
BDP Genel Başkanı Demirtaş, daha sonra yaklaşık 30 bin kişinin katıldığı miting alanında Kürtçe 'Ben buradayım' sloganlarıyla karşılandı. Demirtaş, barışın tek çözüm anahtarının İmralı'dan geçtiğini ileri sürüp, "Türkiye'de yaşayan 20 milyon Kürt, siyasi statüsüz asla yaşayamaz. Siyasi statü olmadan, kendi kendini yönetme hakkı olmadan, Ortadoğu'da hiç bir sorun çözülemez. Eğer Kürt halkı da özgür yaşayacaksa, kendi anavatanında, Kürdistan'da özgür yaşayacaksa, Ortadoğu'ya barış getirmek kolaydır. Bütün bu kıyametler, halklar kendi özgürlüklerini elde etmesinler diye yapılıyor. Ortadoğu'da dananın kuyruğu kopacak. Ama dana mı bizde kalacak, kuyruk mu? Onu sizin direnişiniz gösterecek. AKP iktidarı istiyor ki; Ortadoğu'da dananın kuyruğu koptuğunda, Kürtlerin elinde sadece kuyruk kalsın. Ama yok artık öyle yağma. Kürtler, hak ettiği siyasi statüyü elde edecek. Kürdistan'da özgürce yaşayacak. Statüsü de, ana dilde eğitimi de olacak. Bu günler, o günlerdir işte. Hiç bir halk kendi topraklarında kölece yaşamayı kabul etmemiştir. Biz de kabul etmeyeceğiz" dedi.
'BÖLMEDEN, PARÇALAMADAN TÜRKİYE SINIRLARINDA YAŞAMAK İSTİYORUZ'
İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin'in sözlerine atıfta bulunan
Demirtaş, şöyle dedi:
"Böyle bir anlayışla müzakere de olmaz, demokratikleşme de olmaz. Bugün arkadaşlarımızı tutuklatan bu İçişleri Bakanı'dır, bu hükümettir, bu anlayıştır. Bakın diyor ki, 'üniversitelerde konuşarak bunlar terör yaratıyorlar.' Bunun terör anlayışı bu işte. Ben şimdi Türkiye'nin ünlü ressamlarına sesleniyorum. Eğer siz de sanata dair, sanatın güçlü iradesine dair bir duruş varsa çıkın bu İçişleri Bakanı'na gereken cevabı verin. Sanata terörist diyen bir bakan bu ülkeyi temsil edemez, İçişleri Bakanlığı koltuğunda oturamaz. Ülkenin ünlü ressamları çıkın bu bakanın resmini çizin terör nedir görsün kendisi. Bu zihniyet bizi teslim almaya çalışan bir zihniyettir. Türkiye'de yaşamaktan yana olduğumuzu, Türkiye'nin sınırları içerisinde, bölünmeden, parçalanmadan demokratik özerklik projesiyle yaşamak istiyoruz. Bu talebimize de cevap bekliyoruz. İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin'den de hiçbir şey istemiyoruz. Direne direne Kürtlerin kendi haklarını isteyeceğiz."
İsim vermeden Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın, "Kürt halkının haklarını vereceğiz" sözlerini de değerlendiren Demirtaş, şunları söyledi:
ÖCALAN'A SAYGI
"Herkes şunu iyi bilmelidir; Kürt halkına ve haklarına karşı saygılı olunmak isteniyorsa, Kürt halkının bütün değerlerine saygılı olacaksınız. Çıkıp Meclis kürsüsünden, 'binlerce yıllık Kürt halkının haklarını kabul ediyoruz' diyeceksiniz. Ama onun evlatlarını, kömürleşmiş cenazelerini ailelerinden gizleyerek, kimyasal silahlarla katledeceksiniz. Kürt halkına saygı demek, benim irademdir denilen sayın Öcalan'ın şahsiyetine de, fikirlerine de saygı demektir. Eğer saygı duyuyorsanız, diline de, kültürüne de, siyasal iradesine de saygı duyacaksınız. Bir taraftan 3,5 milyon insanın benim irademdir denilen sayın Öcalan'ı 10 metrakarelik beton çukurda tecrit uygulayacaksınız, günlerce kimyasal silahlarla askeri operasyonlar yapacaksanız, şehirlerde belediye başkanları, kadın çocuk, yaşlı demeden 5 bin kişiyi içeri tıkayacaksınız, çıkıp Meclis kürsüsünden, 'biz Kürtlerin haklarına saygı duyuyoruz' diyecekseniz. Bu nedenle ben açık söylüyorum; Bizim hükümetle hiçbir şekilde görüşmemiz, müzakeremiz, anlaşmamız, konuşmamız yoktur. Hükümet BDP'yi kapatmak dahi her türlü baskı ve operasyonlarını kararlaştırmış ve uygulamaktadır. Bizi inandırmak istiyorlarsa taleplerimiz ortadadır. Meclis'te çoğunluk onlardadır çıkartsınlar yasayı. Bugün Amed'te (Diyarbakır) KCK'nın ana duruşması var. Arkadaşlarımız anadillerinde ben buradayım diyemiyor. Hakim mikrofonun sesini kısıyor. Nerede Kürt'ün hakkı."
PKK'nın şehir yapılanması KCK operasyonunda gazetecilerin tutuklanmasına tepki gösteren Demirtaş, Türkiye'de 500 televizyon ve radyonun AK Parti'nin hizmetinde olduğunu ileri sürdü. Bu yayın organlarının tümünün de uluslararası yayın yapan Roj TV ile başa çıkamadığını iddia eden Demirtaş, özgür basının susturulmak istendiğini belirterek, "Çünkü gerçekleri halka duyuruyor. Ama güneş balçıkla sıvanmaz, özgür basın susturulamaz. Bu nedenle her birimiz özgür basın gönüllüsü olacağız. Kürtler özerk bölgeler istiyor, federasyon istiyor, ama kendi anavatanından ayrı bir devlet de istemiyor. Bu hakkı her ulus kendi kaderini tayin ederken, Kürtler de bunu istiyor. Bizim uzak olduğumuz tek şey ulus devlettir, milliyetçiliktir, ırkçılıktır. Biz ayrı devlet istemiyoruz. Ama bu demek değil ki, köle gibi yaşamayı kabul ediyoruz. Federasyon bir çözümdür, bağımsızlık bir çüzümdür, özerklik bir çözümdür. Bu çözümlerin her biri değerlidir. Tehlikeli olan ulus devlet milliyetçiliğidir. Biz Kürdüstan Kürtlerindir de demiyoruz. Biz diyoruz ki bu topraklarda yaşayan herkesindir" diye konuştu.