Eveeeetttt... Siyaset yazmayı bıraktım...
Gündemi de...
Oleyyyy diyenleri duyar gibiyim :)
Hepten değil canııımmm... Rafa kaldırdım diyelim.
Sıkıldım, bunaldım, öğğ geldi yani.
Kavgalar, sert sözler, savaşlar, ölen insanlar,
ağlayanlar...
Ve okuduğunu anlamayan, anlamamak için direnen okurlar :)
Güzel şeyler yazmaya karar verdim, umut aşılayan, sevgiyi bir
demet çiçek gibi size sunabileceğim yazılara...
Haydi başlayalım...
EVREN...
Son yıllarda bir evrendir tutturduk gidiyoruz. Kimdir bu Evren?
:)
Evrene mesaj göndermeyen yok :) ama mesaj genelde Evrene
ulaşamadan boşluğa düşüp yok olup gidiyor değil mi?
Sonra bir isyan, bir bunalım, bir depresyon sorma gitsin :)
Evrene mesaj nasıl gönderilir, hep beraber bunu
öğreneceğiz...
Aman yanlış anlaşılmasın, ne yaşam koçuyum, ne de kişisel
gelişimci...
Sadece, evrenle ölümüne kankayım ;)
Ben nasıl mesaj gönderiyorum onu anlatacağım...
Aslında, tek bir şey yapmanız gerekiyor...
Koşulsuz teslimiyet...
Mesajınızın kabul edilmediğinden, gerçekleşmeyeceğinden
korkmamanız gerekiyor yani.
Dua gibi... Aslında tam olarak böyle.
Dua ettikten sonra, "Siz isteyin ben vereceğim"
diyen Allah'a güvensizlik olur mu? Olmaz. Duanın kabul olacağından
endişe duymamak gerekiyor.
Anlamadınız mı?
Şöyle; diyelim ki bir Kafeye gittiniz, canınız da, çok ama çok,
Türk kahvesi istiyor...
Garson geldi, "siparişinizi alayım efendim" dedi... (Evren de
böyle diyor)
Bir Türk kahvesi istediniz, üstelik şekerli...
(Ben sade severim o ayrı :))
Garson gittikten sonra, sanırım hiçbiriniz "Ayy ya kahve
gelmezse ne yaparım" diye düşünmezsiniz öyle değil mi?
Hatta geleceğinden yüzde yüz eminsinizdir.
Ama Evren'e mesaj gönderince bir telaş bir telaş, "ya
isteğim olmazsa!"
Siz siparişi verin, nasıl olacağıyla ilgilenmeyin,
olacaktır.
Vallahi olacaktır.
Şimdi aklınızdan geçen bazı soruları tahmin ediyorum,
"ya şekerli istediğim kahve sade geldiyse?"
Kolayı var, garsonu çağırıp değiştirmesini söylersiniz. Evren de
değiştirir :)
Tıpkı garsona verdiğiniz kahveyi bir vakit sonra içeceğiniden
nasıl eminseniz, evrenden istediklerinizin de gerçekleşeceğinden
emin olmanız gerekiyor, yani kişisel gelişimcilerin tabiri ile
"isteğinize ait olmanız lazım."
OLMUYORSA?
O kadar çok istediniz ama olmadı.
Ya garson salaktır, ya da siz ne istediğinizi anlamamışsınızdır,
veya isteğinizi anlatamamışsınızdır. :)
Aslında isteğinizin size ait olduğuna inanmamışsınızdır, yani o
kahveyi içebileceğinize...
Biliyorum biraz karışık ama içinden çıkmak mümkün.
Yani diyorum ki, olmuyorsa olmasını istemediğiniz için
olmuyordur.
İstiyor gibi yapmış ama aslında gerçekten istememiş
olabilirsiniz!
MIŞ GİBİ YAPMAK
İsteğinizin olması için...
İsteğiniz olmuş gibi davranacaksınız!
En zoru burası, ben de başarıncaya kadar çok zorlanmıştım ama
sonuç mükemmel.
Kahve gelmeden, onu içeceğinizden, yani kahvenin sizin
olacağından ne kadar eminseniz o kadar emin olacaksınız.
Her şey kahve kadar kolay gelmiyor, biliyorum.
Bazı şeyler zaman alabilir ama mutlaka olacaktır, eğer
istediğiniz şeyin olacağından emin olursanız.
Tekrar ediyorum, bu konuda yazılmış mükemmel kitaplar var, ahkam
kesmek gibi bir niyetim de yok, sadece yaşarken öğrendiklerimi size
anlatacağım o kadar...
İsterseniz okursunuz :)) İSTERSENİZ...
İlk günden kafanızı çok da karıştırmak istemem, yarın göüşmek
üzere :)
Günün olumlaması: Bu
yazıyı okuyacak gözlerim olduğu için şükürler olsun :)
Günün sözü: Endişe,
negatif duadan başka hiç bir şey değildir. (Darel Rutherford)