Bir kiralık katilin inanılmaz anıları
Abone olSon işinde öğretmen Şehnaz Aras'ı öldürdü. İnfaz yasasından yararlanıp çıktı. Şimdi ise hayatı kabus gibi..
Karıştığı son olayda 250 bin dolar karşılığı üç kişiyi
öldürecekti. Öğretmen Şehnaz Aras'ı öldürdü de...Ömür boyu hapse
mahkum edildi Çevikol. İnfaz yasasından faydalanıp 5,5 yıl sonra
serbest kaldı. Çevikol, bu yola nasıl girdiğini, nasıl "kiralık
katil" olduğunu, bu uğurda kaybettiklerini, içinde bulunduğu
insanlık trajedisini tüm samimiyetiyle anlattı. Bir insan başka
birini öldürmeyi nasıl, hangi psikolojiyle kabul eder, hiç mi
korkmaz? Onların hayatı her zaman çok merak edildi, filmlere konu
oldu. Şimdi ilk kez geçmişinde "kiralık katillik" yapmış biri
yaşamını açıyor... Çevikol bu röportajı yapmayı neden kabul
ettiğini şöyle anlatıyor: "Bir tetikçinin sonunun ne olduğu
bilinsin. Yaptıklarımın en büyük cezası evladımın öldürülmesi
korkusuyla yaşamam. Oğlumu öldürürler diye korkudan hayatımı
yaşayamıyorum. Yaptıklarımın en ağır cezası bu oldu benim için. Bu
işe niyetlenen pek çok gence yaşadıklarım ibret olsun." Amacımız
bir insanın nasıl bu yola girdiğini göstermek ve vardığı sonu
anlatmak. Bu yüzden, Çevikol'un olayları anlatırken verdiği bazı
isimleri baş harfleriyle kullanmayı tercih ettik. Çevikol istendiği
takdirde savcıya da bu isimleri verebileceğini söyledi. İşte kendi
ağzından, hayatı trajediye dönmüş bir insanın yaşadıkları,
hissettikleri, düşünceleri... "Katil oldum ama para alamadım"
Kimsiniz siz? Karslıyım. 35 yaşındayım. İki çocuğum var. Böyle..
Nasıl tetikçi oldunuz? Kırsal kesimden gelip yoksul olduysanız,
yanlış kişilerle tanıştıysanız... Gençliğimi kendi ellerimle
bitirdim. Şimdi benim adım çıktı. Bir kere tanındım. Sırtımda bir
"kiralık katil" imajı var. Şimdi bana 16-17 yaşında çocuklar
geliyor, "Abi bize de iş bul" diye. Adam vurmak istiyorlar. Neden
istiyorlar böyle bir şeyi? Para kazanabileceklerini, birkaç iyi iş
yaparlarsa mafya tarafından işe alınacaklarını, bir yerlere
geleceklerini zannediyorlar. Bir takım elbise giymek, altına araba
çekmek, cebinde 500 dolarla gezmek çok çekici. Ama bu yolun nasıl
bir yol olduğu benim halimden belli. Para kazanabileceğimi
düşündüm, adam yaraladım, katil oldum ama para filan alamadım.
Ailemi kaybettim. 20 yıllık evliyim, karımdan ayrıldım.
Çocuklarımın yüzüne bakamıyorum katilim diye. Çocuklarımın
geleceğiyle oynadım. Onlar derse giriyor, öğretmenleri veya
arkadaşları "babanız öğretmen katili" diyorlar. Bu yüzden
okuyamadılar. Bir kere bu işe bulaştınız mı, kurtulmanız zor. Bana
cezaevinden çıktığımdan beri o kadar çok teklif geldi ki... Bir
kere tanındınız mı, kurtulamıyorsunuz. Ben televizyonlara çıkarım
gerekirse, çıkar anlatırım. Gençler para kazanacağım diye bu işlere
karışmasınlar. Bu işin sonu para pul değil, rezillik.
Çocuklarınızın gözünde "kiralık katil" damgası yiyorsunuz. Yemin
ediyorum, 1997'den beri hiç gülmedim. Önceden en azından evimde
soğan ekmek yiyordum. Şimdi ailem de kalmadı. İlk sabıkanızı ne
zaman aldınız? Kars'ta abim ve arkadaşları bir kavgaya
karışmışlardı. Orada bir yaralama olayı olmuştu. Ben suçu üzerime
aldım. Aslında vuran ben değildim. Ama vuran ortaya çıkmayınca,
abimin olayı diye kabullendim. 11 ay yattım. "Cinayet için beni
tutan adam serbest, savcılar isterse anlatırım" Cezaevinden
çıktıktan sonra ne oldu? Evimi İstanbul'a getirdim. Bakırköy'de
B.A.'nın otomobil galerisinde çalışıyordum. Otomobil alım satımı
yapıyordum. Paraya ihtiyacım vardı. Cebime 500 milyon koyup "şunu
vur" dediklerinde yapıyordum. Nasıl olsa ölmüyorlar diye
düşünüyordum. Orada çalışırken, B.A. sürekli "Amcamın hanımı Şehnaz
Aras, şöyle, böyle, boşanmak istiyor. Amcam çok zengin" gibi
konular anlatıyordu. Bu arada, orada şoförlük yapan M.T. adlı
arkadaşa "Arabayla yengeme çarpıp öldürür müsün?" teklifinde
bulunmuş. O da kabul etmemiş, bana anlattı bunu. Sonra B.A. beni
odasına çağırdı. "Sen yapar mısın?" diye sordu. "Nasıl olsa eski
sabıkalı, zor durumda, ihtiyacı da var, biz buna bunu yaptırırız"
diye düşünmüşler. Bunu anlattılar. Galerinin sahibi bana "Amcam
karısını öldürtmek istiyor" dedi. Kendisinden boşanmak istediği
için eşini mi öldürtmek istiyormuş yani? Bana öyle söylediler.
Galiba bir para meselesiydi. Ama öyle namus olayı filan kesinlikle
yoktu. Kadının kocasıyla hiç konuşmadım. Hep yeğeni, yani B.A.
istedi bunları benden. Sonra düşündüm, belki kocanın ilgisi yoktu,
bilmiyorum. Çünkü yeğeni böyle bir tezgahla, amcasını karısını
öldürttü gibi gösterip suçlu durumuna düşürüp paralara kendisi
konabilirdi. Böyle bir plan da yapmış olabilir. Çünkü ben
yakalanınca, amcasını suçlamamı istedi. Onların yazdığı ifadeyi de
imzaladım. Şimdi öldürdüğüm kadının kocası Mehmet Aras cezaevinde.
Ama yeğeni, yani öldürmem için beni tutan kişi serbest. Savcılar
isterse bunu da anlatırım. Ne kadar aldınız bunun için? 250 bin
dolar nakit para, ev ve araba için anlaştık. Bunları verecek
güçleri de vardı. Bunun karşılığında rahmetli öğretmen Şehnaz
Aras'ı, ablası Ayşe Berberoğlu ve rahmetlinin avukatını
öldürecektim. Cezaevindeyken ayda 200-300 milyon verdiler ama sonra
dedikleri hiçbir şeyi ödemediler. Onları neden öldürecektiniz? "Bu
kadını yoldan çıkaranlar onlar" diyorlardı. Ama daha sonra paraları
vermediler bana tabii. Her şeyi de hesaplamıştı. Alacağım ceza 12
sene olacaktı. Bazı devlet adamlarını araya sokup cezamı
azaltacaklarını söylediler. Her şeyi düşünmüşlerdi. Üç ay sonra
karar verildi. Üç ay pazarlık mı ettiniz? Üç ay konuştuk, sonra
aklıma yattı. "Üç kişiyi öldürecektim, sadece birini bulabildim"
Nasıl planladınız cinayeti? Ben kadını tanımıyordum. Bana biri
kadını gösterecekti. 9 Ekim 1997 günü akşam buluştuk. Bir araba
kiralandı. Ya Doğan ya Şahin'di. Beyazdı. Kadıköy'de bir işhanının
önünde buluştuk. N.E. adlı bir adam beze sarılmış bir silah ve bir
kutu mermi verdi. "Gazanız mübarek olsun" dedi. Arabanın içinde
yeğen, şoför ve ben vardım. "Yarın sabah buluşup bu işi yapacağız"
dediler. Silah arabada kaldı. Eve gittim. Gece neler düşündünüz,
yattığınızda uyuyabildiniz mi? Hiçbir şey düşünmedim. Karımla,
çocuklarımla vedalaşmadım. Sadece Allahıma yalvarıyordum "Bu işlere
nasıl bulaştım" diye... Cinayet günü neler oldu? Sabah 8.00'de
dükkana gittim. Oradan rahmetlinin ablası Ayşe Berberoğlu'nun evine
gittik. Önce onu öldürecektim. Ama evde bulamadık. Sonra Kadıköy
Adliyesi'ne gittik avukatı öldürmek için. Ama avukatın yurtdışında
olduğunu öğrendik. Sonra rahmetlinin okuluna, Özel Doğuş Lisesi'nin
önüne gittik. Okulun dağılma saatiydi. Kadın çıktı. Arabasıyla
hareket edince, bana gösterdiler. "Peki abi" dedim. Yağmur
yağıyordu. Arabadan indim. Bana doğru geliyordu. Ateş ettim. Sonra
yürüyerek 100-150 metre ileride olan arabaya gittim, bindim. 50
metre sonra indim çünkü şoför panik olmuştu. Harem'e gitmesini
söyledim. Sonra dolmuşa bindim ve Harem'e gittim. "Silahı
ateşlerken elim titremedi, o anda sanki donmuş gibiydim" Silahla mı
bindiniz dolmuşa? Silahı bir havluya sarıp oradaki bir evin yanına
bıraktım. Sonra Harem'e gittim. Şoförle konuşup ayrıldık. Sizi
görenler oldu mu? 500 tane öğrenci var efendim. Nasıl görmez? Okul
dağılmıştı. Bütün öğrenciler gördü. Cinayet anında ne hissettiniz,
korku, pişmanlık olmadı mı? Eliniz titremedi mi? Eli titremek değil
de, o anda donmuş gibiydim. O anı anlatmak çok zor. Bir şey
hissedemiyorsun. Yaşamak lazım. Ama kafam donmuş gibiydi.
Çocuklarımın geleceğini düşündüm. "Bu işe nasıl bulaştım?" diye
düşündüm. Olaydan sonra ne yaptınız? Dediğim gibi Harem'de şoförle
konuştum. Sonra hiçbir şey olmamış gibi eve gittim. Televizyonda
olayı gösteriyordu. Seyrettik. Hiçbir şey söylemedim. Bazen
televizyonda gösterince evden çıkıyordum. Ertesi gün gazeteleri
aldım. Haberleri okudum. "Olayın failleri yakalanamadı" diyordu.
Bir süre ortadan kaybolmak için ablamın yanına, Isparta'ya gittim.
Televizyonda adım geçince otobüse binip İstanbul'a geldim ve teslim
oldum. "Bu olayı ben yaptım efendim" dedim. Beni kiralayan adamın
tuttuğu avukat bana ifade vermeyeceğimi, onların yazdıklarını
imzalayacağımı söyledi. İfadeye kocasının yeğeni olduğumu, sokakta
karşılaştığımızı, yüzüme tükürdüğü ve bana "Sizi boynuzladım. Gene
boynuzlayacağım" dediğini, sinirlenerek öldürdüğümü yazmışlardı.
İmzaladım. Halbuki, kadının hiç suçu yok. Öyle bir şey demedi.
Kadını tanımam bile. İlk kez öldürdüğüm an gördüm. "O tetiği
aslında kendi kafana sıkıyorsun" Son zamanlarda ünlüler hep
ayaklarından vuruluyor. Kaya Çilingiroğlu, dansöz Asena... Ne
düşünüyorsunuz bunları gördüğünüzde? Geçmişte çok adam vurdum. A.
Otomotiv'in sahibi M. A. diye bir adamı vurdum mesela. Bu M.A.
olayları filan hep faili meçhul yani. Faili yakalanamadı. İhtiyacım
vardı. Cebime 500 milyon koyuyorlardı, vurdurtuyorlardı. A.Y. diye
bir öğretmeni ayağından vurdum mesela. Niye vurduğumu bilmiyordum,
para veriyorlardı. Ama şimdi bunu yapanları televizyondan görünce
çok üzülüyorum. Gencecik insanları böyle kullanıp katil yapıyorlar.
Onlar da para kazanacağım umuduyla bunu yapıyorlar. Bu kişileri
vuranların hiçbirinin vurdukları kişilerle bir ilgisi yok. İleride
neler çekeceklerini ben biliyorum. Çok acı şeyler yaşıyor insan.
Ama her gariban da katil olmuyor. Olmuyor ama insan öyle bir
çaresizlik içine giriyor ki... Kaybedecek hiçbir şeyin yok ve bazı
insanlar seni kullanıyor. Nasıl olsa ölmeyecek, bari ailemi
kurtarayım diyorsun. Bu böyle bir çaresizlik. Türkiye'de birini
öldürmek için adam kiralamak çok kolay bir şey mi? Kolay değil mi
sizce! Ben şimdi bu haldeyim, birisi gelip bana dese ki, "Gel bunu
yap". Ki defalarca dediler de. Bu kadar çaresizlikle, elime bir
silah verseler, bir tane de adam gösterseler, cebime de 500 bin
dolar koysalar harbiden öldürmez miyim! Bir düşünün. Ama ben ailemi
kaybettim, bunları yaşadım. Artık bu teklifi yapanı vururum.
Yapacak olsam, ben bunları zaten size anlatmazdım. Peki birini
öldürtmenin bedeli nedir? 5 bin dolara, 10 bin dolara adam
öldürüyorlar efendim. İnanın 200 milyon liraya belden aşağıya
vurdurtabileceğiniz insanlar var. Cezaevinden çıktıktan sonra kaç
kişiden cinayet için teklif aldınız? Çok kişiden aldım. Ama ben
yapmıyorum. Çünkü anladım ki o tetiği aslında kendi kafana, ailene
sıkıyorsun. "Ben hapse girerim ama ailemin hayatı kurtulur diye
düşündüm" Hangi ruh haliyle, nasıl bir düşünceyle, para için birini
öldürmeyi göze alabildiniz? Siz hiç tehdit edildiniz mi? Siz hiç
çaresiz, parasız pulsuz, ailenize bakamayacak durumda kaldınız mı?
Bana "Bunu yapacaksın, zaten sabıkalısın" dediler. Düşündüm ki,
bunu yaparım, cezaevinde yatarım ama ailemin hayatı kurtulur. Eşime
hiçbir şey söylemedim. Cinayetten sonra ne kadar yattınız? 5,5 yıl.
İlk önce idam cezası aldım. Sonra müebbete çevrildi. Sonra infaz
yasasından yararlandım. Samimi fikrinizi merak ediyorum. Sizce bir
cinayetin bedeli olarak 5,5 yıl az değil mi? Efendim bence zaten
devletin verdiği ceza önemli değil. Asıl cezayı bana Allah verdi.
Artık her şeye tövbe ettim. Tek korkum, kendi canımdan da geçtim,
oğlumu öldürürler diye korkuyorum. Oğlum 17 yaşında, kızım 18. Kıza
tetik kalkmaz ama oğlanı öldürürler diye hayatımı yaşayamıyorum
ben. Aldığım en büyük ceza, evladını kaybetmek korkusuyla yaşamak.
Allah şahidim olsun; cezaevinde hep namaz kıldım, dua ettim,
affeder mi Allahım diye.