'Bir kereden bir şey olmaz' deyip...
Abone olAntalya'da lisede uyuşturucuya başlayan genç kız yaşadıklarını anlattı.
Antalya'da lisedeyken, bir arkadaşını uyuşturucudan
uzaklaştırmaya çalışırken geri dönüşü çok zor bataklığa saplanan 23
yaşındaki Seçil A, yaşadığı eroin krizlerinin ardından okuldan
atıldı.
"Bir kereden bir şey olmaz" sözünün arkasına sığınarak ilk
eroin deneyimini yaşayan sonra uyuşturucu alabilmek için hırsızlık
yapan ve annesinin altınlarını çalan genç kızın, hastaneye
kaldırıldığında serum takılacak damarı bulunamadı. "Ölsem
de kurtulsam" dediği anda narkotik ekiplerinin desteğiyle
yeni bir hayata başlayan ve tedavi olan Seçil, şimdi madde
bağımlılığıyla mücadele ediyor. Tiyatroda rol alan ve yaşadıklarını
yazan genç kız, "Yolun sonuna gelmiştim. Artık ya ölümü
tercih edecektim, ya da yaşamayı. Hayatım boyunca hep kolay olanı
seçtim. Ama bu kez zoru başardım" dedi.
Seçil A, Antalya’da tanınmış bir ailenin iki kızından küçüğü
olarak 1991 yılında dünyaya geldi. İlkokul ve ortaokul
sıralarındaki başarılarının ardından liseye başladı. Ailesinin
gözbebeği olan ve başarısıyla gururlandıran dünyalar güzeli Seçil,
lise 2’nci sınıfta sevdiği bir arkadaşını uyuşturucudan
uzaklaştırmaya çalışırken kendisini geri dönüşü çok zor bataklığın
içerisinde buldu. Alkolün de etkisiyle çok klişe olan 'Bir kereden
bir şey olmaz’ sözünün arkasına sığınarak ilk eroin deneyimini
yaşayan Seçil, ’Sadece bir kez denedim, zaten ben bağımlı olmam’
derken haftanın 7 günü eroin kullanan bir bağımlıya dönüştü.
UYUŞTURUCUNUN ESİRİ OLDU
Esrar, eroin, kokain derken denemediği uyuşturucu kalmadı. 5
liralık paketlerle alınan zehire para yetiştiremez oldu. Vücudu her
gün daha fazlasını isterken bulduğu bütün parayı uyuşturucuya
harcıyordu. Günde 200- 300 lira harcar hale gelmişti.
Uyuşturucu parası temin etmek için yoldan gelip geçenden para
dileniyordu. Buna ’sinyal çekmek’ diyorlardı. Bazı genç
kızlar beyaz zehir için bedenini bile pazarlıyordu. Seçil ise
uyuşturucu parası için hırsızlık yapmaya başladı. Başlangıçta
dumanını çekerken bir süre sonra bu yetersiz kaldı. Her gün onlarca
kez kullandığı eroin nedeniyle damarları delik deşik oldu. Eroin
almadığı zaman ağrılar ve kan ter içinde kalıyor, kriz
geçiriyordu.
"BEN BEN OLMAKTAN ÇIKTIM"
Krize girdiği anda gözünün hiçbir şeyi görmediğini söyleyen
genç kız, yaşadıklarını şöyle anlattı:
"Esiri olmuştum uyuşturucunun. Artık içilmeyen günler bir kabus oluyordu. Gece yatağa girdiğinde o gün hiç içmemişsem ve içme sansım da yoksa o çaresizlik hayatının en kötü gecesini yaşatıyordu. Öyle kötü anlar oluyordu ki ’Ölsem de kurtulsam’ diye düşünüyordum. Lise öğrencisiydim ve okulda bile uyuşturucu almaya başlamıştım. Hatta bir keresinde dersten izin alıp tuvalette uyuşturucu kullandım. Okuldaki arkadaşlarım da uyuşturucu bağımlısı olduğumu öğrenmişlerdi. Nihayetinde okuldan atıldım. Ailem ise öğrendiğinde yıkıldı."
"Esiri olmuştum uyuşturucunun. Artık içilmeyen günler bir kabus oluyordu. Gece yatağa girdiğinde o gün hiç içmemişsem ve içme sansım da yoksa o çaresizlik hayatının en kötü gecesini yaşatıyordu. Öyle kötü anlar oluyordu ki ’Ölsem de kurtulsam’ diye düşünüyordum. Lise öğrencisiydim ve okulda bile uyuşturucu almaya başlamıştım. Hatta bir keresinde dersten izin alıp tuvalette uyuşturucu kullandım. Okuldaki arkadaşlarım da uyuşturucu bağımlısı olduğumu öğrenmişlerdi. Nihayetinde okuldan atıldım. Ailem ise öğrendiğinde yıkıldı."
HASTANEYE SOKMAYA ÇALIŞTI
Ailesinin önerisiyle tedaviye olmayı kabul eden Seçil, Manisa
Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nin uyuşturucu bağımlılarını
tedavi eden bölümü AMATEM’e gönderildi. Burada 1 hafta
yatan genç kız, merkeze uyuşturucu sokmaya çalışınca tedavisi
sonlandırıldı. Bu tedaviden ümitli olan ailesi için ikinci
kez yıkım olmuştu. "Hastaneye yatırıldığımda maddesiz
yaşayamayacağıma kanaat getirmiştim. Onca krize rağmen hiçbir şey,
hiç kimse umurumda değildi. Sadece eroin istiyordum. Ve henüz 1
hafta yattığım hastaneden çıkışımı isteyip kendimi tekrar eroinin
kollarına attım" diyen Seçil, o süreçte yaşadıklarını ise şöyle
anlattı:
"Ben giderek, ben olmaktan çıkmıştım. Aynaya baktığım zaman
kendimi tanıyamaz hale geldim. 50 kilodan 38 kiloya düştüm.
Çevremdekiler benden uzaklaşmaya başlamıştı. Hayatı hem kendime hem
de yakınlarıma zehir ediyordum. Annemin karşısına geçip
eroini onun gözleri önünde alıyordum. Kollarım morluktan ve
şişlikten iğne yapılamaz hale gelmişti. Vücudumda iğne
yapılabilecek damar kalmamıştı. Bacaklarım sürekli balon gibi
şişiyor, yürüyemeyecek hale geliyordum. Kollarım, bacaklarım derken
boynumdaki damarlara gelmişti sıra. Boynumdakileri de bitirdikten
sonra kasığımdan iğne yapmaya başladım. Her gün eroini bırakma
kararı alıyordum, ama ertesi gün krize girince tekrar
sarılıyordum."
EVDEKİ ALTINLARI ÇALDI
Uyuşturucu için para bulmanın zorlaştığı dönemde evi talan
edip annesinin zor günler için sakladığı dövizleri buldu. Her gün
azar azar almaya başladı. Kısa sürede onları da bitirdi. Geriye
altınlar kalmıştı. Bir gün hiç düşünmeden onları da alıp bütün
eşyalarını toplayıp evden kaçtı. Bu süre zarfında
sokaklarda yaşamaya başladı. Kimi zaman kaçırılıp dövüldü, kimi
zaman hırsızlık yaptı. Geçen yıl Mart ayında ise
Zeytinköy’den aldığı eroini içmek için müstakil bir evin bahçesine
girdi. Bir gazetecinin fotoğraflarını çekip haber yapmasıyla, Seçil
için yepyeni bir sayfa açıldı.
BİR HABERLE HAYATI DEĞİŞTİ
Gazetede yayımlanan haberden sonra Narkotik Büro’dan
polislerin kendisini bulduğunu ve ’Bir Bağımlı Bir Hayat Projesi’
kapsamında tedavi ettirmek istediğini belirten Seçil, "Yıllarca
illegal yaşamım yüzünden kaçmak zorunda kaldığım polislerin bana ne
derece yardımı dokunur ki diye düşündüğüm için tedaviyi başlangıçta
kabul etmemiştim. Buna karşılık vücudum berbat durumdaydı.
İğneler yüzünden damarlarım delik deşik olmuştu. Haliyle kol ve
bacaklarında enfeksiyon oluşmaya başlamıştı. Annemin de
zoruyla hastaneye gittiğimde kolumu kesmek zorunda kalacaklarını
söylediler. Kolum umrumda değildi. Krize giriyordum ve sadece eroin
istiyordum. Ailem beni ikna edip hastaneye yatışımı yaptırdı. İlk
hafta benim için ölümdü. Krizlerimi biraz atlattığımda doktorların
kararıyla ameliyata alındım ve bacağımdan alıp koluma koydukları ek
parçayla artık hayatımı devam ettirmek zorundaydım" diye
konuştu.
Hayat böyle daha güzel
Kendi ifadesiyle belki de dünyada uyuşturucuya başlayacak en
son kişi olan Seçil, şimdi Antalya’da narkotik polisle birlikte
uyuşturucuyla mücadele programlarına katılıyor. Yaşadıklarını,
"Yolun sonuna gelmiştim. Artık ya ölümü tercih edecektim, ya da
yaşamayı. Hayatım boyunca hep kolay olanı seçtim. Ama bu kez zoru
başardım. Artık eski Seçil olamam. Hayat böyle çok daha güzel" diye
özetleyen Seçil, tedaviden sonra günlerini dolu dolu geçiriyor.
Büro yönetimi ve makyaj kurslarına gidip sertifikalarını alan genç
kız, ardından emniyetin uyuşturucuyla mücadeleyi konu alan tiyatro
oyununda rol aldı. Şu sıralarda uyuşturucu madde bağımlılığını
önlemeyle ilgili ’Eğer Baştan Başlasaydım’ adlı yeni bir oyun
üzerine çalışıyorlar.
HAYATINI YAZIYOR...
Seçil, günlerini nasıl geçirdiğini ise şöyle özetledi:
"Haftanın 5 günü tiyatro çalışmalarım var. İçinde bulunduğumuz ekim
ayının sonlarına doğru ilk gösterimizi Antalya’da yapacağız.
Arkasından Türkiye turnesine çıkacağız. Buna ilave olarak yazılar
yazıyorum. Şiir yazıyorum. Kendi hayatımla ilgili bir de roman
yazıyorum. Bu kitabı tiyatro nedeniyle biraz ertelemek durumunda
kaldım. Geri kalan zamanlarda narkotik büroda vakit geçiriyorum.
Oraya gelen bağımlılara neler yapmaları gerektiğini anlatıyorum.
Ben uyuşturucu bağımlılığından kurtulmak isteyenlere kendimi örnek
gösteriyorum. Ben başardıysam siz de başarabilirsiniz
diyorum."
ESKİ DEFTERLERİ KAPATTIK
Uyuşturucu kullandığı dönemde kopan ailesiyle ilişkileri de
çok iyi. "Eski defterleri tamamen kapattık. Artık onların istediği
gibi bir evlat olmaya çalışıyorum. Yeterince acı çektirdim geçmişte
onlara" diyor Seçil... Küçük yaşına sayısız dram sığdıran ve ölümün
kıyısından dönen genç kız, uyuşturucuya karşı gençlere de çağrıda
bulundu:
"Arkadaşlara şunu söylemek istiyorum. Bu tarz
maddelerden uzak durun. Bir kere kanınıza girdiği an size
hükmediyor. Esrar ve hap kullanımı eroine basamaktır. Her
basamak seni biraz daha karanlığa iter. Bir kereden bir şey olmaz
demeyin. Oluyor çünkü. Ola ki düştünüz, nereden dönerseniz kardır,
unutmayın daima bir umut vardır."