Bir kent güne onunla uyanıyor
Abone olMega FM'in Keyfe Keder Demet'i her sabah canlı yayında yüzbinlerce kişiye Türkiye gündemini taşıyor.
H. Kübra KOCAOĞLU
İNTERNETHABER
ANKARA- Pek çok insan sabah haberlerini radyodan dinler. Dinlediğiniz radyoda ki ses, hem olan bitenden haberdar etsin istersiniz sizi hem de güne başlarken enerji versin. İşte "keyfe keder Demet" tam da bu tanımlamanın sınırları içerisinde duruyor. 93.4 Frekansından Kocaeli ve İstanbul'a, internet üzerinden ise tüm Türkiye'ye yayın yapan Mega FM'in Keyfe Keder Demet'i sabahları insanlara gündemi taşıyor. Hem de İnternethaber'den.
HAYAT DOLU BİR ENERJİ
1985 Zonguldak doğumlu Demet Altınkaya, sabah haberleri için herhangi bir gazeteyi değil İnternethaber'i seçmiş. Hem radyocu hem de üniversite öğrencisi olan Demet'le yaptığı iş üzerine kısa bir söyleşi yaptık. İşte her sabah yayına " hayat dolu bir enerji, gökkuşağı gibi renkli" sloganıyla başlayan Keyfe Keder Demet...
Radyoculuğa olan ilgi ne zaman başladı sizde?
Bundan 9 sene önce bir radyo sahibi olan abimiz vardı. Tesadüfen yanına gittik. Yayına başlayacaktık ki oradaki bir bayan ağlaya ağlaya bizi istemedi. Öylelikle biz yayına çıkamadık. Tabi insanın içinde ukte kalıyor. Bende kendi kendime “ben bu işi yapacağım” dedim. Kocaeli’nde yine yerel bir radyoda çalışan bir arkadaşım vardı “gel başla” dedi. Ben de başladım. Asıl tecrübem orada oldu. Sonra ailevi nedenlerden dolayı radyoyu bırakmak zorunda kaldım ama öyle bir bağımlılık yapıyor ki mikrofonsuz en fazla 4 ay dayanabildim. Yine tesadüfen Mega FM’e dj arandığını duydum ve başladım. Ama bu radyo benim kendimi en güzel ifade edebildiğim yer. Takıyorum kulaklığımı, açıyorum İNTERNETHABER’i, başlıyorum Türkiye’deki haberleri insanlara duyurmaya.
Peki radyoculuğun en çok sevdiğiniz yanı nedir?
Radyoculuk, çok farklı bir duygu. Çok ünlüsünüz, binlerce insan sizin sesinize kulak veriyor. Ama sokaklarda rahatlıkla yürüyebiliyorsunuz. Televizyon gibi değil, televizyonda “çikita muz” diyen biri bile ertesi gün sokağa çıktığında ünlü olmuş oluyor. Ama radyo öyle değil. Siz yayında ne söylerseniz söyleyin dinleyenler size kızsa bile sizi tanımıyor. Bence en güzel yanı da bu.
NEDEN İNTERNETHABER'İ TERCİH ETTİ?
Peki İnternethaber'le nasıl tanıştınız? Ve bir çok site varken neden İnternethaber?
İlk başladığım radyoda bir arkadaşım İnternethaber’i önerdi. Bundan 2 sene önce. O gün bugündür takip ediyorum İnternethaber’i. Onun yanı sıra bir çok site önerenler oldu, girdim, baktım ama alışkanlık olmuştu İnternethaber. Haberleri başka sitelerden takip etmek istemedim ki zaten aradığım herşeyi bulabiliyordum bu sitede. Seviyorum sitenizi ama en çok haberlerin kısa ve öz olmasını seviyorum.
Günde üç saat yayın yapıyorum. Yayın saatim 09.00 ile 12.00 arası. İnsanlara bu üç saat içerisinde gündemle ilgili haberleri okuyorum, biraz mizahi bir tarzla gündemden bilgi veriyorum.
Sitede onlarca haber oluyor. Siz radyoda dinleyicilerine okuduğun haberleri neye göre seçiyorsunuz?
Tabiki herşeyden önce insanların dikkatini çeken haberleri seçiyorum. Gündeme oturmuş ya da insanların damarına basabilicek haberler. Bazen soruyorlar “nerden buluyorsun bu haberleri?” diye. Söylüyorum, “İnternethaber’den bulabilirsiniz” diyorum.
RADYOCULUK BAĞIMLILIK YAPIYOR
Radyoculuk haricinde neler yapıyorsunuz?
Okula gidiyorum. Sistemli aslında benim hayatım. Sabah kalkıp yayına, yayından sonra okula. Hafta sonları cumartesi günleri arkadaşlarımla, pazar günleri ailemle geçiriyorum.
Radyoculuk bir meslek mi yoksa hobi mi sizin için?
Aslında ilk başladığımda hobiydi ama şimdi meslek olarak bakıyorum. Neden olmasın? Olabilir. Bu işte ilerlemeyi düşünüyorum. Tabi ailemle biraz zıt düşsem de... Okul bitince de bırakmayacağım bu işi. Radyo bağımlılık yapıyor insanda. 18-20 sene radyoculuk yapan insanlar tanıyorum.
Radyo oldukça eğlenceli ve interaktif bir alan. Canlı bağlantılar yapıyorsunuz mesela. Böyle ilginç bi anınız var mı asla unutamam dediğiniz?
Çok var aslında. Bir kere yayında mikrofonu açık unutmuştum. 15 dakika boyuncu herkes beni ve yanımdaki arkadaşın konuşmalarını dinlemişti. En utanç verici anımdı mesela. Mersin’den, İstanbul’dan, her yerden telefonlar yağdı. Ve biz arkadaşın sevgilisinden bahsediyorduk. Yüzüm hiç o kadar kızarmamıştı.
Geçenlerde de bedava tiyatro bileti veriyordum dinleyicilere. Bir teyze aradı. “Sen bedava bir şey dağıtıyormuşsun, ne dağıtıyosun bakayım?” dedi. “Tiyatro bileti” dedim. “Yok ben ona gidemem. Sen başka bir şey veriyor musun? Onu alayım ben” dedi. Çok gülmüştüm.