Erkeklerin en çok şikayet ettiği şeydir aslında...
Bir kadının dibi görünmeyen kazan gibi hafızası...
Kadın affeder ama niçin affettiğini hiç unutmaz der
erkekler...
Unutmaz....
Ama hatırlamamak için unutmayı seçer bazen...
Onu unutmaya çalışırken başka şeyler de silinir hafızadan...
***
Kimbilir kaç gece yalnız sabahladı Nazmiye Hanım...
Öyle ya kolay değil...
"6 kere gidip, 7 kere gelen" bir siyasetçinin eşi olmak...
Cumhurbaşkanları ve Başbakanlar uyumaz sanardık eskiden,
çocukken...
Kimbilir kaç gece ihmal etti Nazmiye Hanımı Süleyman Bey devlet
işleri yüzünden...
Koca evde yalnız...
Koca evde bir başına bazen...
Ve onca sır...
Kolay değil gerçekten...
Kadınlar değişik yaratılmıştır işte...
Çok özlersin...
Hem en sevdiğin yanında, hem çok uzaktayken...
Kolay mı sanki eşini, nefesini her gece ensesinde hissettiği can
arkadaşını öyle çok uzaklara, adı bile çirkin...
Göndermek öyle bir başına, Zincirbozan'a...
Ev sessiz, minik ayak sesleri yok, anne diye seslenen bir
ufaklık yok...
Yalnızlık yastık olmuş, hüzün yorgan...
Bunca hatırayı gün gelir...
Unutur tabii insan...
***
Nazmiye Demirel...
Çocukluğumun "First Leydisi.."
Tavrındaki soğukluk hep bir yalnızlık elbisesi giydiğini
haykırırdı bana...
Çok aşıktı inanıyorum, hissettirirdi aslında gözleri hayran
hayran bakarken kocasına...
Sanki dün...
O çok aşık, o çok yalnız kadın göçtü bilinmeyen bir
diyara...
Tam 65 yıl...
65 yıl bir yastıkta...
Ve bir gün geldi silindi o 65 yıl hafızadan...
Hiç hatırlanmadı sonra...
Nazmiye hanım önce unuttu her şeyi...
Sonra uçtu gitti...
Günün sözü: Allah rahmet
eylesin... (Bir ölümün arkasından söylenebilecek en güzel sözlerden
biri..)