Bir hipopotama saldıracak kadar aptal olan çok fazla hayvan yoktur. Hipopotamlar özellikle yavruları varken çabuk kızarlar. Aslanları suyun içine batırıp boğarak, timsahları ısırıp ikiye bölerek ve köpekbalıklarını suyun dışına sürükleyip ayaklarıyla ezerek öldürürler. Bununla birlikte bu hayvanlar sıkı bir vejetaryendir; yani bu saldırganlıkları büyük ölçüde kendilerini savunmak içindir, çoğunlukla da ot yerler. Sadece derisi 1 ton geliyor. Bu deri 4 cm kalınlığındadır ve çoğu silah karşısında kurşun geçirmezdir. Ve hipopotamın ağırlığının dörtte birine denktir. Hipopotam balina ve yunusların dışında suyun altında çiftleşip doğuran tek memelidir. Burun deliklerini kapatabilir, kulaklarını yassılaştırabilir ve suyun altında 5 dakika boyunca kalabilirler. Onların cüsselerine aldanmayın. Tamamen büyümüş bir hipopotam bir insandan çok daha hızlı koşabilir. Esniyor gibi göründüklerinde aslında etrafındakilerin kendilerinden uzak durması için onlara kötü kokan nefeslerini salarlar. Hipopotamların dişleri keskindir ve bir ısırışta bir kol ya da bacağı ikiye bölebilir. Yalnızca 4 dişleri vardır; bu dişler fildişi yapısındadır. George Wasihngton'un takma dişlerinin bir kısmı hipopotam dişinden yapılmıştı. Çimlerle çevrili yavaş akan tatlı su kaynaklarının yakınında yaşamayı severler. Bu nedenle insanlarla sıkça karşılaşırlar. Bu kazalar neticesinde en çok insan öldüren memelidirler. Ürkmüş bir hipopotamın ayakları altında ezilmek onurlu bir ölüm şekli olmasa gerek. Kurumalarını engelleyen yağlı kırmızı sıvı salgılarlar. Bu durum insanların, hipopotamların kan salgıladığını düşünmelerine neden olur.