Bir ilçenin fişini böyle çektiler
Abone olGürbulak Sınır Kapısı'ndan geçiş sınırlandı, Ağrı'nın Doğubeyazıt ilçesinde yaşam durdu. Sekiz ay içinde ilçedeki hırsızlıklar yüzde 70 arttı ve Batı'ya yoğun göç başladı.
Gürbulak Sınır Kapısı'na getirilen kısıtlama, bir ilçeyi çöküşün eşiğine getirdi. Temmuz 2004'te Kara Ulaştırması Genel Müdürlüğü'nden Ağrı Valiliği'ne gönderilen bir yazıyla Ağrı'nın Doğubeyazıt ilçesindeki sınır kapısından giriş-çıkışlar haftada iki güne indirildi. İlçenin tek geçim kaynağı olan gümrükteki bu kısıtlama kısa zamanda etkisini gösterdi. Ağrı eteklerindeki Doğubeyazıt, İshak Paşa Sarayı, Nuh'un Gemisi ve Meteor Çukuru'yla ünlü bir ilçe. Resmi rakamlara göre nüfusu 70 bin, ancak köylerden göçle 100 bini aşan ilçe, artık turistik özellikleriyle değil, hızlı yoksullaşmasıyla anılıyor. Geçim kapısı olan sınırdan, haftanın sadece iki günü giriş-çıkışa izin var. Kapıda uzun araç kuyrukları oluştuğu için pazartesi günleri tek, salı ise çift plakalı araçların İran'a geçmesine izin var. Her araçta en çok beş kişi bulunabiliyor. Yaya geçişine izin yok. Yayalar da boş araçlara binmek için sürücüleri ikna etmeye çalışıyor. 'Jandarma mallara el koyuyor' 50 yaşındaki Zeynep Cengiz, yıllardır geçimini 'kapı'dan sağlıyor. 10 çocuğu var. Kocası trafik kazası geçirmiş, evde yatıyor. Cengiz kapıya sabah 06.00'da gelmiş. Geçebilirse İran'dan ekmek, çay ve sigara getirecek, onları satıp evine para götürecek. Eskiden İran'dan getirdikleri ailesini geçindirmeye yetiyormuş. Ancak artık hayat onun için çok zor olmuş. 22 yaşındaki Turan Yardımcı, saat 04.00'te gelmiş gümrüğe. İran'dan bir kilo çay, iki karton sigara ve birkaç kilo meyve getirebilmek için saatlerce bekliyor: "10 sigarayı 20 milyona alıyorum, getirip satıyorum. Geçenlerde jandarma fazla getirdiğimi söyleyip el koydu, bir de mahkemeye verdi. 4 milyar lira ceza verdiler. Gümrük memuru izin veriyor, kapıda jandarma el koyuyor. Jandarmanın arama yetkisi yok, ama yapıyor. Bir kg. deterjana, bıçak daldırılıp yırtarak bakıyorlar. Başka iş yok. Kapkaç, hırsızlık mı yapalım? İstanbul'a mı gidelim? İran olmazsa herkes çöker." Dokuz çocuklu Zeynep Yaşar, bir arabada bekliyor, karşıya geçecek mi geçemeyecek mi bilmiyor. Kocası 16 yıldır kayıpmış. "Karşıdan ekmek, yağ, sigara getirip onları burada satarak çocuklarımı geçindiriyorum. Bu işten 15-20 lira kazanıyorum, 5 lirasını da giriş-çıkış için ödüyorum. Dilenmeyi gururuma yediremediğim için buraya geliyorum. İş göstersinler yapayım. Bir kerhane açsınlar da, gidip çalışalım. Artık bıktık. Açlıktan ölelim mi?" diyor. Doğubeyazıt'ta kopan halka, bütün ilçe ekonomisini etkiledi. Gelir azalınca esnaf iş yapamaz hale geldi. Fırınlarda 25 kuruşa satılan ekmek yerine İran'dan getirilen ve 'ucuz ekmek' denilen kuru ekmeğe insanlar rağbet ediyor. 50 tanesi üç lira olan ekmek el arabalarında satılıyor. Ekmekler nemli havluya sarılıp yumuşatılarak yeniyor. Doğubeyazıt Esnaf Odası Başkanı Yaşar Ergül, "Eskiden haftada bir, mutlaka ilçemize özgü, siniri alınmış etten yapılan 'Abdigor köftesi' her evde pişerdi. Şimdi her gün patates yiyorlar" diyor. İlçeden batıya göç, her gün yaşanıyor. İmkânı olanlar ailece, olmayanlar ise her aileden bir veya iki kişi çalışmak için batıya gidiyor. Doğubeyazıt Ticaret Odası'nın iki yıl önce kayıtlı üye sayısı 1100'dü, ancak 600 üyesi batıya göç etti. İlçenin yüzde 50'sinin yoksulluk sınırı altında yaşadığını anlatan Doğubeyazıt Ticaret Odası Başkanı Ali Efe, şunları söylüyor: "Eskiden günde 2 bine yakın kişi giriş-çıkış yapıyordu Gürbulak Sınır Kapısı'ndan. Sonra müdahalede bulunuldu ve yayaların çıkışına yasak getirildi. Bunun üzerine insanlar eşlerinin bileziklerini bozdurdu, krediyle 'transporter' denilen taşıma aracı satın aldı. Ancak son sınırlama getirilince, araçların kredisi bile ödenemez hale geldi. İnsanlara, 'Gidin hayvancılık, tarım yapın' deniyor. Su nerede, hayvan nerede?" 'Sınırlama İran'a yönelik' Gürbulak Gümrük Başmüdürü Ali Fuat Kılıç araçların haftada dört kereden fazla giriş-çıkış yapamadığını, yayaların ise Karayolları Taşıt Kanunu'nun 14. maddesi gereği sınırdan geçemeyeceğini söylüyor. Kara Ulaştırması Genel Müdür Yardımcısı Burhan Yüce, "Uygulama aslında bütün sınırlar için geçerli. Ama özellikle Ortadoğu ülkelerine ve İran'a yönelik" diyerek sınırlamanın nedenini özetliyor. 'Bürokrasiyi aşamıyoruz' AKP Ağrı Milletvekili Cemal Kaya: "Sınır kapısından en az 20 bin kişi geçiniyor. Halk kısıtlamalar nedeniyle büyük sıkıntı çekiyor. Ne sınır ticaret merkezini hayata geçirebildik, ne İran'la protokol yapabildik, ne de gümrüğe yeterli sayıda memur koyabildik. Kara Ulaştırması Genel Müdürlüğü ve bürokratlarla görüştük, bürokrasiyi aşamadık. Van'da, Edirne'de aynı şartla sınır ticareti devam ediyor. Bu sınıra farklı gözle bakılıyor. Valilik ve jandarma protokol yapmış. Gümrüğün hemen çıkışında jandarma arama yapıyor. Bunun kanunda yeri yok. " Ama kimse de bu protokolü kaldırmaya cesaret edemiyor. Diyarbakır'dan, Ağrı'dan insanlar batıya kapkaççılık yapmaya gidiyorsa düşünmek gerekir. 'İşsizlik had safhada' Doğubeyazıt Belediye Başkanı Mukaddes Kubilay: "Türkiye'nin her yerinde yoksulluk var, ama burada sorun çok daha can yakıcı. Metropollerde en azından çeşitli alternatifler var. Sınırda insanlar onur kırıcı muamelelere maruz kalıyor. İşsizlik yüzde 90'lar düzeyinde. Ciddi oranda göç yaşanıyor. Hırsızlık olayları yüzde 60-70 oranında arttı. İntiharlar da artıyor. Geçim sağlanmazsa hırsızlık ve fuhuş yaygınlaşır. Sürekli dosya hazırlayıp Ankara'ya sunuyoruz ama ciddiye alınmıyoruz." Haber: HATİCE YAŞAR Kaynak: Radikal