Bir fincan Türk kahvesi mi bir kupa filtre kahve mi, uzmanlar açıkladı
Abone olGünümüzde kahve içme alışkanlıklarında pek çok değişiklik olduğunu belirten uzmanlar, günlük tüketilen kafein miktarının önemine işaret ediyor. Sağlıklı bir kişi için günlük ortalama kafein alımının 400 miligramla sınırlı olmasının önerildiğini belirten Beslenme ve Diyetetik Bölüm Başkanı Prof. Dr. M. Emel Alphan, bir fincan (50 ml) Türk kahvesinin 65 miligram kafein içerirken; bir kupa (240 ml) filtre kahvede ise 120-270 miligram kafein bulunduğunu söyledi.
İstanbul Atlas Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme
ve Diyetetik Bölüm Başkanı Prof. Dr. M. Emel Alphan, 5 Aralık Dünya
Türk Kahvesi Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada kahve içme
alışkanlığı ve kahve tüketiminde dikkat edilmesi gerekenler
konusunda değerlendirmede bulundu.
Kahve tüketiminin günümüzde arttığını ve kahve içme alışkanlığında
değişiklikler yaşandığını belirten Prof. Dr. M. Emel Alphan, “20-25
sene önce kahve hayatımızı bu kadar kuşatmamıştı. Bildiğimiz tek
kahve Türk kahvesiydi. Yerli ve yabancı kahve mekanları her yerde.
Bizim alışkanlığımız daha çok çay içmekti. Çeşit çeşit kahve
kültürü bize dışarıdan geldi. Sade kahve dışında şekerli, kremalı,
dondurmalı, sıcak, soğuk vb. çeşitli kahvelerin çok fazla enerji
içerdiğini de söylemek gerekiyor. Bir de kahve bardaklarının
büyüklükleri ve fiyatları çok dikkat çekici” dedi.
Türkiye kahve tüketiminde
107’nci sırada
Kahve bitkisinin tropikal iklim bölgelerinde yüksek rakımlarda
yetişen çok yıllık bir ağaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. M. Emel
Alphan, kahvenin dünyada en çok tüketilen içeceklerden biri
olduğunu ifade etti. Kahve tüketiminin ülkemizde de arttığını
kaydeden Prof. Dr. M. Emel Alphan, “Türkiye'nin kahve ithalatı
2016-2020 döneminde yüzde 44 artarak 891 milyon 252 bin dolar
seviyesine çıktı. Son verilere göre, dünyada en çok kahve tüketen
ülke Finlandiya ve Norveç. Türkiye kahve tüketiminde dünyada
107’nci sırada yer alıyor. Finlandiya’da yılda kişi başına 12
kilograma kahve tüketilirken Türkiye’de yılda kişi başı 0,4
kilogram tüketiliyor” diye konuştu.
Kahve neden tercih
ediliyor
Kafeinin doğada 60’tan fazla bitki türünde bulunduğunu ancak çay ve
kahve bitkilerinde baskın olduğunu kaydeden Prof. Dr. M. Emel
Alphan, “Kahvenin yapısında bulunan kafein (1,3,7-trimetilksantin)
bir alkaloid türevidir. Kafein, mide ve bağırsaklardan hızlıca
emilir ve karaciğerde metabolize edilir. Kahvenin sağlık üzerine
olumlu ya da olumsuz etkileri hakkında pek çok araştırma
yapılmıştır ve bu araştırmalarda kahvenin sağlık üzerine olan
etkilerinin kahvenin türüne, pişirme yöntemi ve tüketim
miktarlarına bağlı olarak değişebileceği ileri sürülmüştür.
İnsanlarda, merkezi sinir sisteminin uyarılması, metabolizma,
solunum hızında artış ve idrar söktürücü etkileri olan kahvenin
özellikle rahatlatma, uyanık tutma ve uyarıcı etkilerinden dolayı
tercih edildiği bilinmektedir. Kafeinin, beyindeki belirli
kimyasalların seviyelerini değiştirerek enerji seviyelerini
arttırdığı ve yorgunluğu azalttığı gösterilmiştir” dedi.
Gebelerde kafein
sınırlandırılmalı
Kafeinin idrar söktürücü, kas ve sinirleri uyarıcı, mide salgısını
uyarıcı ve metabolik hızı arttırıcı etki yaptığını kaydeden Prof.
Dr. M. Emel Alphan, “Çay ve kahvedeki alkaloid’lerin, böbreklerden
elektrolit emilimini engelleyerek idrar atımını arttırdıkları
belirtilmiştir. Tanenler ise bağırsak hareketlerini azaltarak,
bağırsaklardan su kaybını önlerler. Ayrıca çay ve kahvede potasyum
yoğun olarak bulunduğundan, ishalde su kaybının yerine konulmasında
yardımcı olur. Bir bardak çay, 20-30 mg potasyum sağlar. İshal
tedavisinde kullanılan sıvının hazırlanmasında, çayın tercih
edilmesinin nedeni budur. Kafeinin uyarıcı etkisinden başka,
kişisel özelliklere bağlı olarak, uykusuzluk, sık idrara çıkma,
mide rahatsızlıkları, sinirlilik gibi yan etkileri de vardır. Gebe
kadınların, kafeinli içecekleri sınırlandırmalarında yarar vardır”
uyarısında bulundu.