Bir çağrı da kardeş Öcalandan
Abone olOsman Öcalan'dan ilginç açıklamalar. Dağdan inişlerle birlikte Türkiye'deki yeni tehlikeye işaret etti.
Dağdan dönenler için 'sivilleştirme projesi' öneren Öcalan,
rehabilite edilmezlerse dağdan dönenlerin suç örgütü
oluşturabileceğine dikkat çekti.
Demokratik açılımı destekleyen Öcalan, Kandil'den gelen PKK'lıların karşılanma şekillerini ve kıyafetlerini eleştirdi.
Terör örgütü PKK'nın sözde lideri Abdullah Öcalan'ın kardeşi ve
örgütün eski yöneticisi Osman Öcalan, Kanaltürk muhabiri Celal
Çamur'a konuştu.
SİVİLLEŞTİRME OLMAZSA SUÇ ÖRGÜTLERİ OLUŞUR
Dağdan dönenler için bir sivilleşme projesi uygulanması gerektiğini
ifade eden Osman Öcalan, bunun gerekçesini ise şöyle açıladı:
Binlerce kişi hep birden silahımı bıraktım geliyorum derse yani
sorunları çözülemezse daha sonra sorunlar çıkar. Yani suç örgütleri
oluşur. Silaha alışmış, silahla işleri çözmeye kalkışmış insan,
yani zorlandığı noktada bu sefer siyasi örgüt değil de suç
örgütleri oluşturur. Bu nedenle ilk parti 600, daha sonra aynı veya
daha fazla sayılarla sivilleşmeye hazırlanılır. Böylelikle 2 veya 3
yıl içerisinde tüm güç, sivil hayata geçilebilir."
KÜRTLERLE İTTİFAK TÜRKİYE'Yİ SÜPER GÜÇ YAPAR
Demokratik açılım projesini desteklediğini açıklayan Osman Öcalan,
siyasi ve kültürel adımların Türk devletini güçlendireceğini
söyledi. Yavuz Sultan Selim döneminde olduğu gibi Kürtlerle ittifak
yapılması gerektiğini savunan Öcalan, "Osmanlı Devleti'ni İslam
alemi içinde etkili hale getiren ve bir imparatorluğa dönüştüren
bir gelişme olduysa bu dönemde de Kürt Türk anlaşması Türkiye'yi
güçlendirir. Türkiye Ortadoğu, Kafkasya, Orta Asya, Kuzey Afrika
hatta Balkanlar'da çok etkili bir ülke haline gelir. Süper bir güç
olur" dedi.
DTP KİŞİLİĞİNİ BULAMADI
DTP'ye yönelik eleştiriler de getiren eski PKK yöneticisi Öcalan,
AKP'nin çözüme yönelik faaliyetlerinin desteklenmesi gerektiğini
vurguladı. DTP'nin hala kendi kişiliğini bulmadığını belirten
Öcalan şöyle konuştu: "PKK'nın gölgesinde hareket ediyor. Bağımsız
irade ve siyaset yapamıyor. Bu da onun daha olumlu bir rol
oynamasını engelliyor. DTP, sosyal demokrat bir partidir. Ben ona
Kürtlerin CHP'si diyorum. Yani öyle çok üretken bir parti değil.
Solcuların ve alevi vatandaşların çoğunlukta olduğu bir partidir.
Yönetimde ve kitlesel yapıda da böyledir. Aynen CHP gibidir."
KÜRTLERİN ÖZGÜRLÜĞÜ ÖCALAN'IN ÖNÜNÜ AÇAR
Öcalan, silahlı çatışma yerine siyaset alanını gösterdi. Silahların
bir daha ortaya çıkartılamamak üzere gömülmesi gerektiğini belirten
Öcalan, "PKK'nın lideri içeridedir, yani cezaevinde yatmaktadır.
PKK'nın şiarı şudur: 'Öcalan'ın özgürlüğü Kürtlerin özgürlüğüdür.'
Elbette Abdullah Öcalan Kürt mücadelesine hizmet etmiştir. Ancak,
Abdullah Öcalan'ın yani PKK liderinin özgürlüğü Kürtlerin özgürlüğü
ile eş tutulamaz. Tam tersine Kürtlerin özgürlüğü Abdullah
Öcalan'ın özgürlüğünün önünü açar. Doğru formül budur" şeklinde
konuştu.
MUHAFAZAKAR KÜRT PARTİSİ LAZIM
Kürtler içerisinde sosyal demokrat, solcu bir çizgiden çok
muhafazakar demokrat bir çizginin gelişme olanağı olduğunu savunan
Öcalan, şöyle konuştu: "Kürt halkının siyasi tercihi sosyal
demokrasiden çok muhafazakar demokrat bir doğrultudan yana. Bugün
AKP, bunu kısmen karşılıyor. Eğer muhafazakar demokrat bir Kürt
hareketi doğarsa hem DTP'yi hem AKP'yi geriletir. Yüzde 10'ları
aşan bir parti haline gelir. Muhafazakar demokrat çizgide bir Kürt
hareketinin gelişmesi siyasette etkili olması mümkündür. Eğer
olanak bulursam Türkiye'ye gelir, Kürt toplumu içerisinde
muhafazakar demokrat çizgide siyaset yaparım."
TÜRKİYE'YE HİZMET ETMEK İSTİYORUM
Türkiye'ye dönerek Kürt halkı ve Türkiye Cumhuriyeti'ne hizmet
etmek istediğini açıklayan Osman Öcalan, "Kürt sorununu çözerek
barışa ve Türkiye'nin gelişmesine katkıda bulunmak istiyorum.
Türkiye'nin süper güç olmasını istiyorum. Ama eğer Kürtler bu
Cumhuriyete ortak ise büyük bir Türkiye herkesin çıkarınadır.
Kürtlerin de çıkarınadır. Eğer hükümet bir girişimde bulunur bizi
davet ederse konuşur, tartışırız. Bazı endişelerimiz var onlar
giderilirse bu her zaman gerçekleşir" diye konuştu.
YÖNETİCİLERİN DÖNMESİ İÇİN DÜZENLEME ŞART
PKK terör örgütü içerisinde uzun yıllar yöneticilik yaptığını
hatırlatan Osman Öcalan, dönüş için bazı yasal düzenlemeler
yapılması gerektiğini istedi. "Bu durum Türkiye'nin mevzuatlarına
göre tutuklanmayı, yargılanmayı ve cezaevine girmeyi gerektirir. Bu
yasa hala yetersiz. Yani bizim gibilerin durumunu karşılamaya
yetmez. Yasa düzenlemesi gerekir"
DAĞDAN DÖNÜŞLER ŞOVA DÖNÜŞTÜ
Öcalan, dağdan dönenlerin karşılanma şekilleri ve kıyafetlerine
yönelik şu eleştirileri getirdi: "Bana göre bir şova dönüştü. Bu
şov da zorlayıcı oldu. Ama o elbiselerle gelmeyebilirlerdi veya o
elbiseleri gelir gelmez değiştirebilirlerdi. Türkiye'nin onları
tutuklamadan sınırda karşılaması ve fazla beklemeye gerek duymadan
serbest bırakması bana göre olumlu ve cesurca bir adımdı. Böyle bir
yaklaşım daha önce silahını bırakmış kişilerin de dönüşünü teşvik
eder. Biz gelirsek öyle bir şeye ihtiyaç yok. Gösteriye, gerek
olmadan önemli olan dönmek ve çalışmaktır. Biz siyasi çalışma için
dönmek istiyoruz."
PERİNÇEK VE YALÇIN KÜÇÜK PKK'NIN ÇİZGİSİYLE
OYNADI
Doğu Perinçek, Yalçın Küçük ve Ragıp Duran'ın PKK ile sıkı
ilişkiler kurmasına da açıklık getiren Öcalan bu nedenleri şöyle
sıraladı: "Doğu Perinçek'in amacı yükseliş giren ve kitleselleşen
PKK'nın siyasi kanadı olmaktı. Bu isteğini başaramayınca PKK'ya
düşman kesildi. Yalçın Küçük devlet adına PKK'yı kontrol etmek
istiyordu. PKK'nın Kürt boyutunun zayıflatılarak sol boyutunun öne
çıkması için çabalıyordu. Ragıp Duran ise devlet adına PKK'nın sol
çizgide duruşunu önemsiyordu. Bu anlamda bunlar PKK'nın çizgisiyle
oynadılar. Bunu Ergenekon adına yaptıklarını söylemek
mümkündür"
SAKIK GURUBU ERGENEKONCUDUR
Osman Öcalan, Şemdin Sakık ve hala PKK saflarında olan Kadri Çelik
ile Sait Çürükkaya'nın asıl Ergenekon üyeleri olduğunu söyledi. Bu
3 ismin Diyarbakır, Muş çevresinde birinci derecede sorumlu
konumunda olduklarını ifade eden Öcalan, "33 asker olayı da
bunlardan kaynaklandı. Esas Ergenekon üyeleri bunlar. Kaldı ki
bunlar zaman zaman ordunun üst düzey yöneticileri ile bilgi
alışverişinde bulunuyorlardı. Ne zaman operasyon olacaksa bunlara
bildiriyordu. Bunun Yeşil olduğu söyleniyordu. Yani durumları
karanlıktır. Esas PKK içerisinde Ergenekon olarak adlandırılacak
grubun bunlar olduğunu belirtelim" ifadelerini kullandı.
İKİ BOYUTLU ERGENEKON BAĞLANTISI
PKK ile Ergenekon arasındaki iki boyutta bağ olduğunu aktaran
Öcalan, "Bir Doğu Perinçek, Yalçın Küçük, Ragıp Duran boyutudur.
Bunlar PKK'yı kontrole almak istiyor, Ergenekon'un askeri
müdahalesi ise Şemdin Sarkık, Sait Çürükkaya Dr. Süleyman koduyla
bilinir ve yine Ape Hüseyin koduyla bilinen Kadri Çelik'tir. Bunlar
ise PKK'yı çizgisinden saptırmak istedi. Basını ve eğitimi
yasakladılar. Sivil insanları katlettiler" açıklamalarında
bulundu.
KÜRT-TÜRK İTTİFAKIYLA MİSAK-I MİLLİ
GERÇEKLEŞİR
Kürt - Türk ittifakının önemine işret eden Öcalan bölge ülkeleri
içinde, Kürtlerin en fazla Türkiye'ye ilgi gösterdiğini aktardı.
Kürt sorunun çözülmesi ve açılımın ekonomik boyutu ile de gelişmesi
ile Irak Kürtlerinin Türkiye'nin parçası haline geleceğini aktaran
Öcalan şöyle konuştu: "Yani birleşme fiilen gerçekleşmiş olur.
Mustafa Kemal'in Misak-ı Milli sınırları içinde yapmak isteyip de
İngiltere'nin fırsat tanımadığı durum bugün barışçıl bir durum
içinde gerçekleşir."