Bir büyük korku: Deprem
Abone olİstanbul depremi oldu olacak derken uzmanlar farklı farklı teoriler geliştirmesi kafa karıştırıyor
1894 büyük depreminden bu yana, depremin aletlerle ölçülebilmeye
başladığı 'aletsel dönem' içinde, merkezi Gölcük olan 7.4
büyüklüğündeki depremin 17 Ağustos 1999 saat 03.02'de patlamasıyla,
Kocaeli ve Sakarya kadar olmasa da İstanbul da ciddi şekilde
sarsıldı. Üstelik her şey, yaşanan sarsıntı ile gelip-geçmiş
değildi. Adıyla sanıyla 'İstanbul depremi' de yoldaydı. Olay çok
ciddi idi: Gerçekleştiği taktirde yüzbinin üzerinde ölü, 100 milyar
YTL civarında maddi kayıp sözkonusuydu. Bu, Türkiye Cumhuriyeti
Devletini'nin geleceğini bile topyekûn tehdit eden bir olguydu.
Konu gündemde kalmalı, önlemler alınmalıydı.
Toplantılar yapılmalı, projeler üretilmeli, altyapı-üstyapı gözden
geçirilmeli, afet yönetimi yenilenmeli, tedbirler bir bir hayata
geçirilmeliydi. Nitekim hatıraların zihinlerde tazeliğini,
kalplerde yakıcı sıcaklığını hissettirdiği ilk demlerde birtakım
çabalar görüldü, ancak zaman içinde sönüp gitti. Son bir ay içinde
Balıkesir ve Gemlik'te peş peşe, eşit ve 5.2 büyüklüklüğünde
yaşanan iki deprem İstanbul'da da hafifçe hissedilince, yine hafif
bir 'hatırlama' seansına tutulduk. Büyük depremden 7 yılı aşkın bir
süre sonra, durum nedir? Uzmanlar ve yetkililerin bakış ve
değerlendirmeleri ışığında uyarı görevimizi yapıyoruz...
Her ikisi de 5.2 büyüklüğünde 20 Ekim'de Gemlik ve 24 Ekim'de
Manyas'ta meydana gelen iki depremin ardından, depremciler,
'Kuzeyciler' ve 'Güneyciler' olarak ikiye bölündü. Kuzeycilere
göre, Marmara Denizi'nin kuzeyindeki Adalar-Tekirdağ hattı her an
kırılabilir ve büyüklüğü 7'nin üzerinde deprem olabilir. Bu
takdirde 70 ila 100 bin insan ölür, 500 bin kişi yaralanır, bunun
mali faturası ise, 100 milyar YTL civarında olur. Güneyde
Gemlik-Mudanya-Bandırma hattının yırtılmasayla oluşacak aynı
büyüklükteki depremi ise, İstanbul, 17 Ağustos Gölcük depremini
hissetteği kadar hisseder. Fakat depremin olduğu hat boyunca büyük
can ve mal kaybı olur.
Kuzeycilerin belli başlı temsilcileri Prof. Dr. Celal Şengör, Doç.
Dr. Oğuz Gündoğdu ve Prof. Dr. Haluk Sucuoğu. Kurum olarak TÜBİTAK
da Kuzeycilerin görüşünü destekliyor.
İstanbul Deprem Master Planı ile Zeytinburnu, Fatih, Küçükçekmece
pilot projeleri Akademik Koordinatörü ve Ulusal Deprem Konseyi
Üyesi Prof. Dr. Haluk Sucuoğu, İstanbul'un 10 kilometre güneyinden
geçen fay hattının en az 7 büyüklüğünde deprem yaratacağı konusunda
ısrar ediyor. 110 kilometre uzunluğundaki sözkonusu fayın son 5 yıl
içinde 2-2.5 santim yer değşirdiğini gözlemlediklerini anlatan Doç.
Oğuz Gündoğdu'ya göre, "Marmara'nın kuzey kıyıya yakın yerleri çok
hasar görecek, deprem, Kadıköy ve çevresi ile Şarköy tarafında daha
güçlü hissedilecek."
'ASIL TEHLİKE GÜNEYDE'
Başını Prof. Dr. Şener Üşümezsoy'un çektiği, Prof. Dr. Berkan
Ecevitoğlu, Prof. Dr. Doğan Perinçek, Doç. Dr. Ali Pınar ve Prof.
Dr. Ülben Ezen'den oluşan Güney cephesi depremcileri ise, "17
Ağustos'ta yırtılan fayın devamı, Yalova-Çınarcık-İmralı hattıdır.
Bundan sonraki yırtılma bu hatta, ya da bunun devamı olarak, bir
atlama ile Gemlik-Mudanya-Bandırma hattında olacak" görüşünde.
Prof. Üşümezsoy, "İstanbul'u etkileyecek deprem, hangi fay hattında
olacak" sorumuza şu cevabı veriyor: "Bizim ekol dışındaki
depremciler, bu soruya, 17 Ağustos'tan sonra fay yırtılmasının
Hersek Burnu'nun batısına geçmediğini, bundan sonraki yırtılmanın
da Hersek Burnu'nun batısındaki Yalova-Kartal, oradan da Adalar,
Zeytinburnu açıklarında, yani Kuzey Marmara'da olacağı yanıtını
veriyor. Bizim iddiamız, Adalar'ın güneyinden geçen Marmara
çukurlarının kuzey kenarındaki yapının Kuzey Anadolu Fay hattında
olmadığı, Kuzey Anadolu Fayı'nın Yalova-Çınarcık- İmralı hattına
doğru uzandığıdır. 17 Ağstos'ta, Akyazı ile Çınarcık'a kadar olan
hat kırılmıştı. Akyazı ile Hersek Burnu'na kadar kırılan kesimde 5
metrelik bir yırtılma gerçekleşti. Buna karşlık, Hersek Burnu'nun
batısındaki Yalova -Çınarcık'a giden yırtılma bir metrenin altıda.
Bu tip vakalarda, kırılan bölgeler alt bölgede bir daha kırılır.
Yalova- Çınarcık- İmralı hattındaki fay Mudanya-Bandırma fayından
sonra kırılırsa 7 büyüklüğünde deprem oluşturur. Büyüklüğü 7 olan
bu deprem, o fay hattı boyunca 9 şddetinde etki yapar. Bu deprem,
İtanbul'a gelindiğnde 3 derece düşerek, 6 şiddetinde etki yapar, 17
Ağustos'taki gibi hissedilir."
Kıyıları boşaltıp rant yapacaklar
Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, Kuzey Marmara fay hattına
yönelik çelişkili açıklamaların rant kavgasından kaynaklandığını
ileri sürüyor. Üşümezsoy'un iddiası şöyle: "Önce 180 kilometrede
bulunan fay bir seferde kırılacak, 8'lik deprem olacak denildi.
Sonra bu fay 160 kilometre oldu deprem büyüklüğü 7.5'a indi
dediler. Sonra da 110 kilometreye indirip ikiye böldüler. İtalyan
Urania gemisinin yaptığı ölçümlerde Yalova kanyonunda 10
milimetrelik stres birikimi olduğ ortaya çıktı. Stres birikiminin
Yalova- Çınarcık - İmralı hattına kaydığı idddiasına bu araştırma
cevap verdi. Ama Kuzey grubundan diğer bazı arkadaşları, '1766'dan
itibaren yılda 20 mm'lik, son yılda 20 cm'lik yer değişikliğinden
bahsettiler. 100 yıldan beri bu fayda deprem olmamıştı. 240 yılda 6
metrelik kayma olduğu ve bunun da 7,5 büyüklüğünde depreme neden
olacağı tezi çürütüldü. Bu yapılan düz mantıktır. Korku salarak
İstanbul'un kıyılarını boşaltıp rant elde etmeye çalışyorlar."
Deprem büyüklüğü ve deprem şiddeti nedir?
Depremlerin büyüklüğü ile şiddeti genellikle birbirine karıştırılan
iki kavramdır. Büyüklük, deprem sırasında boşalan enerji ile
ilişkili bir değerdir ve aletsel olarak ölçülür. Şiddet ise deprem
bölgesindeki hasara göre belirlenen göreceli bir değerdir.
Büyüklük, deprem kayıt aletlerinde kaydedilen dalga genliğinin
logaritmasını içeren bir bağıntı sonucunda, Charles Richter'in
geliştirdiği ve Richter Ölçeği denilen bir cetvele göre hesaplanır.
Logaritmik olduğu için büyüklükteki 1 birim artış, yer
hareketlerinde 10 katlık fark yapmaktadır. Örneğin 17 Ağustos
depreminin Gölcük'teki şiddeti 10 iken, İstanbul'daki ortalama
şiddeti 7'ydi. Farklı yerlerde ve farklı zeminlerde değişiyor.
Dolayısıyla depremin şiddeti deprem öncesi alacağımız önlemlere
göre değişir. Bugün Doğu Anadolu'da 5 büyüklüğündeki bir depremin
şiddeti 7 olabilirken, aynı depremin Japonya'daki şiddeti 4
olabilir.
Gittikçe güneye yaklaşan kuzeyci
Daha önce Kuzeycilerin arasında gösterilen Prof. Dr. Naci Görür'ün,
4 aşamada Güneycilere yaklaştığı görülüyor. Görür, önce "180
kilometre boyundaki Kuzey Anadolu Fay hattı bir seferde kırılacak,
8 büyüklüğünde deprem olacak" dedi. Sonra, "Fayın uzunluğu 180
değil, 110 kilometredir" noktasına geldi. Burada durmadı, "50
kilometrelik fay kırılacak. Bu da 7'nin üzerinde bir deprem
üretmez" dedi. En son görüşü: "Fayın tabanına atım ölçer
yerleştirelim. Böylece İstanbul'a Kuzey Marmara fayında deprem
olmayacağını müjdeleyelim."
Ahmet Ercan da görüş değiştirdi
Kuzey grubuna mensup deprem araştırmacıları arasında adı geçen
Ahmet Ercan'da da değişim var. Ercan, "Marmara'nın şu anki en
gergin bölgesi Yenice- Gönen dolayları ile Armutlu- İmralı- Mudanya
üçgenidir " diyor. Bu bölgede yaşanacak büyük depremlerin, Eminönü,
Fatih, Esenyurt, Bağcılar, Beşyüzevler, Avcılar, Küçükçekmece,
Bakırköy, Bahçeliveler, Sefaköy, Yenibosna ve Kavaklı bölgesinde
daha çok etkili olacağını savunan Ercan, Yalova, Çınarcık,
Esenköy'e dek kırılan ikinci kolun, yeni bir depremin İmralı
-Armutlu Burnu- Mudanya üçgenindeki Gemlik Koyu'ndan yüklendiğini,
burada deprem olacağını söylüyor.
Haber: ELİF YILDIZ, OKTAY MEHMET, HELİN ŞAHİN
Kaynak:www.yenisafak.com.tr