Bir bavula sığdırılan koca bir hayat
Abone olTürkiye’nin en önemli edebiyat isimlerinden biri Sayım Çınar, edebiyat ve medya dünyasında olup bitenleri, kurucusu olduğu Bavul Ajans'ı ve röportajlarını anlattı.
Sayım Çınar, Türkiye’nin en önemli edebiyat isimlerinden biri, dahası süreçlere tanıklıkları da meşhur. Bavul Ajans’ı kuran Çınar, yazarlara yönlendiricilik yapıyor ve doğru isimlerle buluşturuyor.
Şu sıralar okuruyla Gazeteciler.com sitesindeki röportajlarıyla buluşan Sayım Çınar’la Vihiba.com sitesinden Gökhan Yılmaz edebiyat ve özgür basın konularını da kapsayan çarpıcı bir röportaj yaptı. İşte o sohbetten dikkat çekici bölümler:
TÜRKİYE'DE YAYINCILIK FAZLASIYLA DEĞİŞTİ
- Siz, Gazetecilik ve Yayıncılık dünyasının tanınmış isimlerindensiniz. Kitabı da kitap dünyasını da iyi biliyorsunuz. Peki bu dünyanın Türkiye ayağı hakkında ne düşünüyorsunuz? Türkiye’de kitapçılık ne durumda?
Ancak dağıtım çok önemli ve bu konuda sorunlar yaşanıyor, oysa kitabın kaderini tayin eden temel olarak dağıtım. Bu konularda iyileşme olmadan, kitabın iyi bir noktaya gelmesi mümkün değil.
"E-KİTAP ÇOK ŞEYİ DEĞİŞTİRDİ"
- Kitap dünyasını geçmişten günümüze değerlendirdiğimizde ‘’Eskiden yoktu, şimdi var’’ diyebileceğiniz neler var? Bu dünyada kendi içerisinde popüler bir evren yarattı mı?
E-book çok şeyi değiştirdi şüphesiz, dijital ortamda kitap okumak, bir cihazda yüzlerce kitabı yanında taşımak olağanüstü bir fikir.
Ancak eskiden yoktu şimdi var diyebileceğim bir diğer olay da, kitap kirliliği. Eskiden bu kadar çok sayıda ve bu kadar kötü içerikli kitap yoktu. Son dönemde özellikle kişisel gelişim başlığı altında korkunç eserler veriliyor.
Yayın yönetmenlerinin de tavrını problemli buluyorum. Eskiden edebiyata daha düşkündü bu insanlar.
- Gelelim bavulunuza… bavulajans.com’dan bahseder misiniz, hangi gaye ile kuruldu, neler yapıyor?
20 yıldır sektörün içindeyim. Yazarlara danışmanlık, yol göstericilik yapıyorum temel olarak. Yayınevi buluyoruz, doğru editörlerle iletişime geçiriyoruz, stratejisini belirliyoruz. Kısacası kitabı yönetiyoruz. Bir kitabın doğru yere ulaşmasında bütün adımları doğru atmak çok önemli.
"SAHİCİ HİKAYELERİ SEVİYORUM"
- Siz en yeni kitapları bavuluna doldurup, gazetecileri ziyaret eden adam olarak tanındınız. Ardından, ziyaret edip ilişki kurduğunuz isimlerle olan söyleşilerinizi derleyip İnkılap Kitapevinden ‘’SAYIM’ın Konuşan Bavulu’’ adlı isimle kitaplaştırdınız. Atilla Dorsay da konuyla ilgili, ‘’Tam sorulması gereken soruları bulup çıkarmada, insanları konuşturmada ve gizleri çözmede onun gibisi yoktur. Hem de konuştuğu insanlar çokluk ülkenin aydınları olduğu halde... Adı Sayım Çınar'dır, sevenleri içinse Türkiye'nin tek gerçek Panda'sıdır... Bu kitabı herkesin ilgiyle okuyacağına kalıbımı basarım." demişti. Gerçekten öyle oldu mu?
Sahici hikayeleri seviyorum. Kendi hikayemi de bunun için seviyorum. Bavulumla yaşadıklarımı unutmam ve unutturamam. Gazetelerde yaşadıklarımı, gazetecilerle yaşadıklarımı unutamam.
Dorsay ile de iyi ki tanıştım. Bana panda deyişi çok hoşuma gidiyor, sevecenliği ve özeni de. Her iki kitabımı da büyük heyecanla yayınladım ve ikisi de karşılığını buldu. Bu benim için çok önemli.
- Okurların da karşılaştığı üzere Ahmet Hakan’dan Yılmaz Özdil’e, Nuray Mert’ten Nihal Bengisu Karaca’ya birçok isimle söyleşi gerçekleştirdiniz. Şüphesiz her biri birbirinden değerli kişiler, aydınlar. Ama mutlaka, söyleşirken daha fazla zevk aldığınız veya cevaplarından tam tatmin olduğunuz bir isim olmuştur. Bu ismi bize nedenleriyle birlikte söyler misiniz?
En son sitesine geçtim. Çok mutluyum orada. İlk röportajım Koray Çalışkan’laydı. İkimizin enerjisi çok iyiydi. Güzel de bir iş çıktı. Atilla Dorsay da benim için özel isimlerdendir. Ahmet Hakan da yine özel bir insandır benim için. Tahammül sınırlarımız birbirinden farklı, bu da hep yüksek enerjiyi koruyor.
“ÖZGÜR OKURU ÖNEMSİYORUM”
- Sayım Çınar en çok hangi tür okur? Kimi okur?
Jean Genet, Hırsızın Günlüğü; Tom Robbins, Parfümün Dansı; Patrick Süskind, Paul Auster... Saydığım isimler hep dönemi için önemli şeyleri temsil eden, güçlü edebiyatçılar.
- Biz edebiyattan yanayız, ama politikasız da olmuyor. Türkiye’de malum gündem çok yoğun. Her haber "son dakika" niteliği taşıyor. Yolsuzluklar, tır meseleleri, yerel seçimler derken epey bir gerildik. Bu gerginlik ortamından edebiyat dünyası da payını alıyor mu? Türkiye’de neler oluyor?
Ne yaşıyorsak onu okuyoruz. Gündem aslında bizi polisiye romanlara yaklaştırıyor. İki tür okur var, biri ona gazetelerce sunulanı almakla yükümlü hissediyor, diğeri ise kendi tercihlerini yapıyor özgürce. Aslında politika da farklı değil. Ben özgür bir ülke hayal ediyorum. Edebiyatta da bunun izini sürüyorum.
"KAPAK DEĞİŞİKLİĞİNİ DOĞRU BULMADIM"
-Can Yayınları’ndaki değişimi nasıl buldunuz? Can Öz, yirmili yaşlarında babası Erdal Öz’den devraldığı bayrağı hakkıyla taşıyor gibi. Ne dersiniz?
Can Öz bayrağı taşıyor ama hakkıyla yerine getirdiğini henüz düşünmüyorum. Böylesi bir babanın oğlu olmak kolay değil. Çalışkan olduğu doğru ama kapakları değiştirmesini doğru bulmadım. Can Yayınları’nın kendi konsepti vardı ve bence bu revize edilmeliydi, kökten değiştirilmemeliydi. Sırma Köksal’ın geçişini çok önemsiyorum, büyük işler başaracağına eminim.
-E-kitap hakkında düşünceleriniz nelerdir? Kimisi sevmiyor, ruh kayboluyor diyor. Fakat kimisi de ‘yetmedi mi kardeşim ağaçların kitapların yoluna kurban gitmesi, hem her türlü kitaba ulaşmak daha basit.’’ diyor. Siz ne diyorsunuz?
E–kitap önemli, yüzlerce kitabı arşivde ağaç kesmeden tutabilmek çok büyük bir olay. Yine de sevdiğim, inandığım yazarların kitaplarını karşımda, rafımda görmek de isterim. Çok sevdiğim kitaplar benim olsun.
"YENİLİKLER VE DEVRİMLER ÖNEMLİ"
-Son olarak sizin de değerli röportaj ve yazılarınızı yayınladığınız, benimse doğrudan görev yaptığım, naçizane katkılarımı sunduğum Türkiye’nin ilk yurttaş habercilik platformu olan vivaHiba.com hakkında neler dersiniz? Habercilik açısından ‘’bu bir devrim’’ demek mümkün mü?
VivaHiba yenilikçi bir site. Amerika ve Türkiye ayağı olması da son derece önemli. Kendi demokrasisi var, özgür yayıncılık yapıyor, bu unsurların bir arada olup da devamında başarısız olması mümkün değil. Yenilikleri, devrimleri önemli buluyorum.