Uzay ile ilgili araştırmalar günümüzde tüm hızıyla devam ederken, aslında İbn-i Sina binlerce yıl önce uzayda müthiş keşifler yapmış. Bulunan bazı belgeler İbn-i Sinan'ın binlerce yıl önce süpernovadan bahsettiğini gösteriyor...İbn-i Sina’nın astronomiyle ilgili yazıları, MS 1006 yılında gerçekleşen, dünyadan görülen en parlak süpernovalardan biri hakkında yeni bilgileri ışığa çıkardı. MS 1006 yılında Orta Doğu, Avrupa, Asya, ve hatta belki de Kuzey Amerika semalarını aydınlatan yeni bir yıldız ortaya çıktı. Birçok insan bu parlayan gök cismini fark etti. Ve o zaman bunu bilmeseler de 1000 yıl önceki bu gözlemciler, kaydedilmiş en parlak süpernovalardan birine tanıklık etmişti. Bu süpernovaya SN 1006 ismi verildi. Modern astrofizikçiler, 1000 yıl öncesinin gökyüzü gözlemcilerinden çok şey öğrendi. Bu gözlemciler arasında Mısır’daki Ali bin Rıdvan ve İsviçre’de St Gall Manastırı’ndaki Benedikt keşişler bulunuyordu. Son yıllarda astronomlar ayrıca, dünyadan 7,200 ışık yılı uzaklığındaki Lupus takımyıldızında patlamadan geriye kalanların fotoğraflarını çekmeyi başardı. Fakat eski kaynaklardan öğrencek hala çok şey var. Almanya’daki Friedrich Schiller Üniversitesi’nden astrofizikçi Ralph Neuhäuser, yakın zamanda bu sefer İbn-i Sina’nın yazılarında, süpernovayla ilgili daha fazla bilgi sağlayabilecek gözlemler buldu. Yakında yayınlanacak makalede Neuhäuser ve meslektaşları, İbn-i Sina’nın bilim ve felsefe ansiklopedisi olan Kitabü’ş-Şifa (İyileşme Kitabı)’da, daha önce sanıldığı gibi bir kuyrukluyıldızı değil, aslında süpernova SN 1006’yı tarif ettiğini öne sürüyor. İbn-i Sina’nın Kitabü’ş-Şifa’sında, MS 1006’daki süpernovayı anlattığı bölüm Kitabü’ş-Şifa’daki bu bölüm, yaklaşık 3 ay boyunca gökyüzünde parlamaya devam eden parlak bir cisimden bahsediyor. Araştırmacılar yaptıkları çeviride cismin şöyle tanımlandığını bildiriyor: “İlk başta cisim karanlıktı ve yeşil bir rengi vardı, daha sonra sürekli kıvılcım saçmaya başladı, daha sonra gittikçe daha da beyazlaştı. En sonunda daha sönük bir hale geldi ve kayboldu.” Neuhäuser daha önce de Arapça metinlerde, Süpernova 1006 hakkında bilgiler bulmuştu. Geçen sene yayımlanan bir makalede Yemenli bir tarihçi olan el Yemeni’nin yeni bir tercümesine dayanarak, süpernovanın tarihi 17 Nisan 1006 tarihine çekilmişti. Bu da yıldızın kayıtlı en erken gözlem tarihini, 1,5 hafta daha öncesine çekiyor. Bu yeni kaynak ayrıca yıldızın konumunu, parlaklığını ve rengini de kaydetmişti. Fakat İbn-i Sina’nın eserinde bulunan yeni tanımlar da süpernova hakkında yeni bilgileri ortaya çıkarıyor. Neuhäuser, National Geographic’ten Jesse Emspak’a yaptığı açıklamada, İbn-i Sina’nın yazılarında, süpernovanın daha önce bilinmeyen renk değişikliklerinin de nakledildiğini belirtiyor. Her iki gözlemde bulunan renkle ilgili bilgiler, araştırmacıların süpernovayı daha doğru şekilde sınıflandırmasına yardımcı olacak. Şu anda süpernovanın Ia cinsi bir patlama olduğu düşünülüyor. Bu cins patlamalar, ikili bir sistemdeki yıldızlardan birinin beyaz cüce yıldız haline gelip, patlamadan önce sistemdeki diğer yıldızın maddesini içine çekmesiyle gerçekleşiyor. Fakat basın açıklamasına göre bazı astrofizikçiler SN 1006’nın tipik bir Ia patlamasından daha fazlası olduğunu düşünüyor. Bu da süpernovanın, aslında iki beyaz cüce yıldız arasındaki reaksiyonlar yüzünden meydana geldiğini düşündürüyor. İbn-i Sina’nınki gibi süpernovanın diğer doğrudan gözlemleri, araştırmacıların, süpernovanın ne kadar patlayıcı olduğunu anlamasına yardımcı olabilir.