Yıllar önce çekilen bir fotoğraftan söz ediyor
Hürriyet'in Mehmet Yakup Yılmaz'ı. Bu yazı, yıllar önce
bir başka fotoğrafla yalanlanan Hürriyet'in yalanına nasıl
da dört elle sarıldığını da anlatıyor aslında.
Hatırlayalım o fotoğrafı.
Binali Yıldırım ve AK Parti heyeti bir geziden Ankara'ya
dönüyorlar.
Yolda mola...
Yemek masası kuruluyor, Binali Yıldırım, eşi Semiha Yıldırım ve
diğer heyet. Tam o sırada Semiha Hanım elini yıkamak için lavaboya
gidiyor. O giderken, bir milletvekili Semiha Hanım'ın yerine
oturup, Binali Bey'le sohbet ediyor.
Semiha Hanım döndüğünde yerinde oturan kişiyi rahatsız etmek
istemez.
Ayrı bir masaya geçer oturur.
Hürriyet'in acar muhabiri işte tam o sırada ikinci kez deklanşöre
basıyor.
***
Haber büyüktür!
Binali Yıldırım karısını tek başına bir masada bırakmış,
erkek arkadaşlarıyla sohbete koyulmuştur!
Büyük haber (!) ertesi gün Hürriyet'in en tepesinde Türk halkına
duyurulur.
Oysa...
Yalancının mumu yatsıya kadar bile
sürmeyecektir.
Çünkü...
Bir başka fotoğraf karesi daha vardır.
Semiha Yıldırım, Binali Yıldırım ve erkek arkadaşlarını aynı masada
gösteren başka bir fotoğraf.
İlginç olan da...
Bu fotoğrafın da Hürriyet'in muhabiri tarafından çekilmesi.
***
Yalanda sınır olmadığı için...
O haberi yayımlayanlarda ar damarı çatladığı için...
Öteki fotoğrafı görmeden, haberi patlatıyorlar hayasızca.
Ama, İnternet Medyası Hürriyet'in yakaladığı büyük haberi
(!) üç dakika içinde çöpe gönderiyor ve Türkiye'nin en büyük
gazetesinin yalanını yüzüne yüzüne çarpıyor.
***
Google bu haberlerle kaynıyor hala.
Ama, Mehmet Yılmaz o yalanı sürdürüyor yine
de.
O yalanla, Binali Yıldırım'a vuruyor.
O'nun İzmir'e layık bir aday olmadığını söylemeye
çalışıyor.
***
Halbuki, az önce de ifade ettiğim gibi, google'ın her tarafı
Hürriyet'in yalanıyla dolu. Mehmet Yakup Yılmaz, elinin altındaki
bilgisayara şöyle bir dokunsa, ekranın üst tarafındaki arama
motoruna iki kelime yazıp enter dese, iş bitecek.
Ama işine gelmiyor.
Doğrular yüzüne çarpmasın diye...
Bunu yapmak yerine...
Eski yalanları yeniden ortaya çıkarıyor kafalar karışsın diye.
***
Ne diyeyim...
En son söyleyeceğimi...
Yazının başlığına attım...
Semiha Yıldırım kadar başına taş düşsün e mi Mehmet
Yılmaz.