Binali Yıldırım'dan Başkanlık Sistemi açıklaması!
Abone olBaşbakan Binali Yıldırım, Başkanlık Sistemi, Güneydoğu'da yürütülen operasyonlar ve Almanya'da oylanacak 'Sözde' Ermeni Soykırımı tasarısı hakkında önemli değerlendirmelerde bulundu.
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Binali Yıldırım, AK
Parti İl Başkanları Toplantısı'nda son dakika açıklamalar yaptı.
Yıldırım konuşması sırasında “Yeni Anayasa’yı da yapacağız
Başkanlık sistemini de bu ülkeye getireceğiz” dedi.
Başbakan Yıldırım, Başkanlık Sistemi hakkındaki konuşmasının devamında şu ifadeleri kullandı:
Milletin içinden gelen milletin evlatlarıyla AK Parti siyaset sahnesine çıktı ve aynı tarzda çalışmasına devam ediyor. Cumhurbaşkanı seçemezsiniz! Neden, efendim 367 kişi salona gelecekmiş, onlar tek tek sayılacakmış! AK Parti'nin milletvekili sayısı 380 olsaydı, o zaman 381 lazımdı! Bunların kafasında hukuk yok! Bunların kafasında AK Parti milletin kahir ekseriyetiyle seçilen parti Cumhurbaşkanı seçemez! Çünkü Cumhurbaşkanları Türkiye'de siyaset oyununun hep bir parçası oldu. Kapılar arkasında o emekli paşayı mı seçelim, bu hatırlı hakimi mi seçelim? Böyle bir dünya yok! Milletten başka güç vehmedilen kim olursa olsun bu millete hakarettir. Dedik ki, eski alışkanlıklar bitti, eski çamlar bardak oldu. Bırakın bu işi. Madem öyle işte böyle, tekrar millete gidiyoruz dedik. Gittik millet dersi verdi mi?
Yıldırım'ın konuşmasından satırbaşları:
AK Parti'de değişim bir bayrak yarışıdır. Kişiler değişir, hedefler değişmez. Bu kongrede ortaya konan örnek davranıştan dolayı hepinize teşekkür ediyorum. Aziz milletimize şükranlarımı sunarım. Bir kez daha bu aziz millete hizmet etmenin ne kadar önemli bir iş olduğunu hep beraber gördük. Yıl 2001 Ağustos. Türkiye hakikaten perişan. İki tane kriz üstüste geçirmiş, hasta yatağındaki insan gibi. Ekonomik gücü yok olmuş, geleceğe yönelik ümitleri tamamen bitmiş ve çaresiz bir halde. Öyle ki koalisyon hükümeti süreyi tamamlamaya bile göze alamamış. İşte bu günlerde İstanbul'da daha sonra Afyon'dan yükselen bir ses. Bu ses kutlu yürüyüşün sesi. Bu ses partimizin kurucusu, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, arkadaşlarıyla Türkiye'ye hizmet yolunda kararını açıklıyor. Ve AK Parti kuruluyor. Aradan 14 yıl geçti. O gün doğan çocuklar bugün 14 yaşında. AK Parti girdiği her seçimde millet desteğini daha da arttırarak kararlı bir şekilde yoluna devam ediyor. Siz zannediyor musunuz ki, rakiplerimiz zannediyor mu ki bizim kaşımızı gözümüzü beğenerek AK Parti'ye oy veriyor? Vatandaşa hizmet yapmazsan, dersini verir, kaldırır bir kenara atar seni.
BUNLARIN KAFASINDA HUKUK YOK
AK Parti'nin en önemli şeyi "Millet ne derse onu yaparım, milletin demediği hiçbir şeye razı olmam" Darbelere razı olmam, dersini veririm. Biz bir yanda yerle bir olmuş memleketin işlerini yoluna koyarken, bir yandan da eski alışkanlıklarını tekrar edenlerle mücadele ettik. Sizin zamanınız bitti, artık millet iradesinin zamanı. Milletten güç almayan, milletin önüne gidip derdini sormayanın artık bu ülke idaresinde yeri yok. Bunu herkes kafasına koysun. Demokrasi de bu. Demokrasi milleti kendine benzetme değil, millet ne ise sen de o olacaksın.
CUMHURBAŞKANI "BEN BİR İŞE KARIŞMAM" DİYEBİLİR Mİ?
Millete giderken dedik ki, "Biz yol, okul, hastane yaptık" Bunlar bizim işimizdi, sizin ihtiyacınızdı. Bunları yapmak bir lütuf değildi. Ekonomiyi düzelttik. Herkesin daha fazla refahtan pay almasını sağladık. Ama gördük ki, eksik bir şey var, vesayet odakları hala sizin vermediğiniz yetkiyi kullanmaya çalışıyor. Millet, herkes işine baksın, biz kime yetkiyi verdiysek ondan hesap sorarız. O da AK Parti, hadi size şimdi yüzde 47. Bundan sonra mazaret getirmeyin. Geldik, dedik ki her cumhurbaşkanı seçiminde bu tabloyla karşılaşmayalım. Gelin bunu dolaylı yollardan seçmeyelim, vatandaş kendisi başkanını seçsin. Anayasa değişikliğini yaptık, bu değişiklikle birlikte Türkiye'de, Türk demokrasi tarihinde bir dönüm noktası. Artık milletin Cumhurbaşkanını millet kendisi seçecek. Efendim, Anayasa'da Cumhurbaşkanı sorumsuzdur, semboliktir vesaire laflar ediyorlardı o çok bilmiş adamlar. Kardeşim 22 milyon vatandaşın önüne gidip, onlardan destek isteyen Cumhurbaşkanı "Ben bir işe karışmam" diyebilir mi? Siyasette böyle bir şey var mı? Anayasa ne söylerse söylesin, Cumhurbaşkanımızın fiili olarak siyasi sorumluluğu doğmuştur. Anayasa darbe anayasasadır. Fiili durumla Anayasanın birbiriyle uyumlu hale getirilmesi gerekir.
MESELEYİ YİNE AK PARTİ ÇÖZECEK
AK Parti'ye oy veren milyonların en önemli görevi budur.
Tünellerle dağları geçtik, köprülerle vadileri geçtik. Şimdi yeni
anayasa ve sistemi açma zamanıdır. Bu yolu da AK Parti ve
vatandaşlarımızla birlikte açacağız. Zor işleri hep milletimize
götürüyoruz, ama bu bizim tercihimiz değil. Milletimizin bize
verdiği yetki kadar yapıyoruz. İlave yetkiye ihtiyacımız olduğu
zaman yine millete gidiyoruz. Hiç anayasa değişmesin diyen yok.
Herkesin istediği bir şey niye olmuyor? Demek ki burada samimiyet
sorunu var. Efendim Anayasa değişikliğini AK Parti yaparsa
siyaseten AK Parti nemalanır. Millet kazanacaksa, bizim liderimiz
ne diyor "Eğer millet kazanacaksa biz kaybedelim" Bizim bakışımız
bu. Biz yarını değil, yeni nesillerimizin geleceğini düşünüyoruz.
Hepimiz faniyiz, gelip geçiciyiz. Bu güzel memleketi ileriye,
torunlarımıza, gençlerimize bırakırken bir hoş sadayla anılmak
hepimizin arzu ettiği bir şeydir. Sorunları torunlara bırakarak
bugünlere gelen değildir AK Parti. Dağ gibi sorunları dağ gibi
hizmetlere dönüştürenlerin adıdır AK Parti. Bu meseleyi çözecekse
yine AK Parti çözecek. Yeni anayasayı yapacağız, başkanlık
sistemini Türkiye'ye getireceğiz.
MİLLETE TEKRAR GİDECEĞİZ, KARARI MİLLET
VERECEK
Yeni Anayasaya siyasi partilerin, rakiplerimizin de katkısı olsun
istiyoruz. Başka bir hesabımız yok. Defalarca çağrı yaptık,
biraraya geldik. Hatta senin kaç vekilin var, benim kaç vekilim var
hesaplarını bıraktık. Herkes eşit olsun ama günün sonunda baktık ki
bunların niyeti başka. O halde daha fazla beklemek bu millete
haksızlık. AK Parti olarak 78 milyonun bir tek ferdini bile
dışarıda bırakmayan bir Anayasa teklifini mutlaka bu meclisin
gündemine getireceğiz. Ondan sonra karar Meclisindir. İnanıyorum
ki, bu yüce Meclis savaş şartlarında bile Türkiye'nin bugünkünden
daha güzel, daha ilerici anayasasını yapan bu meclis, bu sefer de
tarihi sorumluluğunu en iyi şekilde yapacak ve Anayasasını bu
milletin beklediği yönde gerçekleştirecek. Diyelim ki olmadı, adres
yine belli, milletimiz. Millete tekrar gideceğiz, kararı millet
verecek. Siyasetin tıkandığı, çözüm üretemediği yerde çare
millettir, sandıktır. Şunu da yapmayacağız, milletin işi gücü var.
Sürekli bize destek atacak hali yok. Tarlası var, dükkanı var işi
gücü var. Bize şunu da dememesi lazım, "Kardeşim biz sizi seçtik ne
zırt pırt geliyorsun. Aranızda anlaşın işi halledin"
EN BÜYÜK DEĞERİMİZ VAKİTTİR
Mecbur kalmadıkça milletin önüne sorun götürmemiz lazım. Bürokrasi
siyaset ilişkisi gibi. Siyasetin ödevi sorun çözmektir, nasihat
dinlemek değil. Bürokrasi söyleyeceğini söyler. Bu normal.
Siyasetçi karar verir. Dinleyecek, dinleyecek 'Teşekkür ederim
kardeşim, hadi devam' diyecek. Bu kadar. Bürokrat yönetmez,
bürokrat sadece yönetene destek olur. Onun görevi odur. Türkiye'nin
bir devlet geleneği, bir bükorkasi geleneği var. Bütün o hafızaya
sahip olan bürokrasidir. O hafızanın doğru dürüst karar vereceği
siyasetçiye anlatılmasıdır bürokrasi. Yoksa bu karar benim hoşuma
gitmedi, gitmeyebilir her zaman. Siyaset çözüm üretme yeridir. Yeni
dönemde inşallah bürokrasi ile siyaseti enerjilerini birleştirerek
çözüm üreten bir anlayışla çalıştıracağız. Bizim en büyük değerimiz
vakittir. Vakit nakittir. Para her zaman bulunur. Maliye Bakanı bak
burada duruyor, 'para bol' diyor. Ama giden vakiti yerine
getiremeyiz. Bizim için bir dakikanın bile önemi var. Bakanlığımdan
bir tecrübem var. Bir proje yapacağız, arkadaşlarımızı çağırıyoruz.
Gelin şu projeyi yapalım.
İZMİR BAŞBAKAN ÇIKARDI TEŞEKKÜR EDİYORUM
Yavuz Sultan Selim Köprüsünü yapalım, otoyolları yapalım. "Bakanım
ne acelemiz var?" dendi. "Çok vaktimiz var" derken, benim kafamda
diğer seçim var. En fazla 4 yıl. O arkadaşların kafasında 25 yıl
veya 65 yaş var. Aramızda böyle bir fark var. Zaman aralığı farkı
var. Bükorsaninin de siyasetin de aynı zaman planlamasına kendini
uydurması lazım. Artık toplantıları zamanında yapmaya alışacağız.
Ben 9'a 10 kala buraya geldim, dediler ki 'arkadaşlar
toplanıyorlar' yukarı çıktım. Sizden 10 dakika alacağım var. Bu
sefer neyse. Vaktimizi daha çabuk kullanacağız. Memleketimizin renk
renk çiçeklerinin kokusunu getirdiniz, hoş geldiniz safalar
getirdiniz. Kongremizi yaptık, bitirdik elhamdülillah. Bir partinin
sözcüsü diyor ki, "İzmir Başbakan çıkarmadı, Başbakan seçilmedi de,
atandı" diyor. Aslında İzmir Başbakan çıkardı. Ana muhalefet
partisi lideri "İzmir Başbakan çıkaracak" diye dolaştı durdu. Ben
hemşehrilerime teşekkür ediyorum, onu mahçup etmediler. İzmirliler
beni niye başkan yapmadı, İzmirliler uzak görüşlüler de onun için.
Oralara nasıl geldiklerini, hangi entrikalarla geldiklerini
görsünler.
TARİHE GEÇTİK
Şunu bilsinler ki, istediğini söyleyen istemediğini işitir. Buna da katlanacaklar. Hükümetimizi kurduk, sayın Cumhurbaşkanımız bize hükümet kurma görevini buldu. Salı günü hükümetimizi kurduk. 65. Hükümetimizi açıkladık, bakanlarımız belli oldu. Cuma günü hükümet programı üzerine görüşmeler yapıldı. Ben isterdim ki, muhalefet partileri, sayın Bahçeli'yi hariç tutuyorum, bütün liderlerimiz orada olsun. Bu bile bazı muhalefet partilerinin Türkiye'nin gündemine, geleceğine nasıl baktıklarını ortaya koyuyor. Ben bunu milletin takdirine sunuyorum. Siz bir hükümet programı müzakere edilirken bu yüce Meclis'te olmayacaksınız da ne zaman olacaksınız? Bunun hesabını millet sorar. Birisi folklor teşkilatı ile beraber diğeri de memleketin başına bela olan terör örgütlerine arkadan süfler yapar. Türkiye'yi bundan kurtaracak parti de AK Partidir. Pazar günü güven oylaması yapıldı. Sonra 'yangından mal mı kaçırıyorsun' diye haberler yapmaya başladılar. 65. Hükümet Cumhuriyet tarihinde kuruluşundan itibaren en kısa sürede güven oyu alarak işe başlayan hükümet olarak tarihe geçti. Bu arada MKYK, MYK'mız belli oldu. Yol haritamızı hazırladık. Bu araya bir de hemen genel başkan adaylığım açıklanır açıklanmaz doğru Diyarbakır'a gittim.