BİNALİ YILDIRIM’A FAHRİ DOKTORA VERİLDİ
Abone olUluslararası Osmanlı Devleti’nde Nehirler ve Göller Sempozyumu’nda Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’a fahri doktora...
Uluslararası Osmanlı Devleti’nde Nehirler ve Göller
Sempozyumu’nda Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali
Yıldırım’a fahri doktora unvanı verildi.
Erciyes Üniversitesi Sabancı Kültür Merkezi’nde düzenlenen
sempozyuma; Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali
Yıldırım, Vali Şerif Yılmaz, Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet
Özhaseki, Erciyes Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fahrettin
Keleştemur, AK Parti İl Başkanı Ömer Dengiz ve çok sayıda davetli
katıldı.
Bakan Yıldırım’a Erciyes Üniversitesi Senatosu tarafından fahri
doktora unvanı verildi. Bakan Yıldırım cübbeyi giydikten sonra
yaptığı konuşmada, “Su yolları tarihte her zaman önemli olmuştur.
Savaşlarda, ticarette su yollarının hayati önemi olmuştur. Bugün
denizlerimiz, iç sularımız olmasa insanların yarısı soğuktan yarısı
açlıktan ölür. Medeniyetler insanlık tarihi boyuncu su kaynaklarına
yakın yerlerde kurulmuştur. Su medeniyettir. 10 yıldır da bu
medeniyeti daha da ileri taşımak için gayret ediyoruz. Osmanlı
Devleti’nin hükmettiği topraklar bugün 45 bağımsız ülkeye bölünmüş
durumda. İç su yollarımız, ecdadımızın o günkü imkanlarıyla
değerlendirilmeye çalışılmış. Bugün hala Süveyş Kanalı dünya
ticaretine hizmet etmektedir. Bugün dünya bizden daha fazla su
yollarının önemini kavramış durumdadır. Kafkasya’da Hazar
Denizi’nden Karadeniz’e olan çok ciddi anlamda nehir taşımacılığı
var. Romanya Köstence’den Almanya içlerine, Hollanda’ya uzanan su
yolu var. Bu su yolu Avrupa’nın can damarı halindedir. Su yolu
taşımacılığı hem ekonomik hem çevreci o nedenle de çok tercih
edilen bir taşımacılık şekli" açıklamasını yaptı.
Ülkemizde su taşımacılığının gelişimi hakkında bilgi veren
Yıldırım, "Biz göreve geldiğimiz günlerde Denizcilik Müsteşarlığı
vardı, onun içinde de genel müdürlük vardı. İç sularla
denizciliğimiz ilgilenmemiş. Karadeniz’de, Marmara’da ve
okyanuslarda var. Van Denizi’nde ilk su yolu taşımacılığı Kanuni
Sultan Süleyman döneminde başlıyor. Biz baraj göllerimiz var, Van
gölümüz var, çeşitli su yollarımız var. Bunlarla ilgili olarak
mutlaka yapılanmaya gitmemiz lazım, dedik. Deniz ve İç sular Genel
Müdürlüğü olarak değiştirdik. İç sularda da akaryakıt desteği
vermeye başladık. Keban gölünde ciddi anlamda su yolu taşımacılığı
yapılıyor. İç sularla ilgili olarak denizci olmak bir söylemle
olmuyor. Denizcilik denizde yaşamakla oluyor. Denizi seviyoruz ama
sadece yüzmek için. Halbuki denizci ülkeler, denizin nimetlerinden
daha çok faydalanıyor. Bizim sahil şeridimizde ülke sayısı çok
fazla yok. 8 bin 484 kilometre sahil şeridimiz var. Denizlerimizde
maalesef istediğimiz tarzda istifa ettiğimiz söylenemez. Barbaros
Hayrettin Paşa, ‘Denizlere hakim olan, cihana hakim olur’ diyor.
Son 10 yılda denizciliğimize çok ciddi destekler verdik.
Denizciliğimizi yeniden yapılandırdık. Denizcilik kökenli
personelimiz yoktu; yüzde 6 mertebesindeydi. Tamamen değişik
branşlardaydı. Şimdi bunu yüzde 25’in üzerine çıkardık. Bütün Türk
gemilerinin 100’ünden 26’sı uluslararası karasularda
tutuklanıyordu. Hızlı bir şekilde denizcilerle görüştük. Gemilerle
ilgili kuralları daha da sıklaştırdık. Kontrollerini sıkı bir
denetime tabi tuttuk. 2006 yılında gemilerdeki tutulma oranı daha
da düştü. Bayrağımız kara listeden beyaz listeye geçti.
Denizciliğimizin uluslararası itibarı tekrar iade edilmiş oldu. Çok
geminin tutulduğu zaman size yük vermiyorlar. Limanlarda çok zaman
kaybediyorsunuz. Ticaretiniz gelişse bile başkaları ile çalışmak
zorunda kalıyorsunuz" ifadelerini kullandı.
"Ülkemizin bayrağının kara listeye alınması bizi ve milli
duygularımızı rencide eden bir şeydi" diyen Yıldırım, sözlerini
şöyle sürdürdü:
"Bunun önüne geçmiş olduk. Dünyadaki deniz filosunu kontrol eden 30
ülke var. Bu ülkeler içinde Türkiye 15. sırada yer alıyor. Türkiye
yat inşaatında dünyanın 3 ülkesi arasında yer alıyor. Gemi inşaatı
alanında dünyanın 5 ülkesi arasında. Denizcilik ile ilgili olarak
son 10 yılda yaptığımız teşviklerde ÖTV’siz yakıt var. Bunu iç
sulara da ilave ettik. Biz deniz taşımacılığını teşvik amacıyla
özel bir kanun daha çıkardık. Ulaşımı sadece deniz yolu ile yapılan
yerlerin taşıma altyapısını yapmak için özel bir çalışma yaptık.
Özellikle kış aylarında destek veriyoruz. Sosyal devletin görevi
yaz-kış vatandaşına hizmet etmektir. Bugün 2.7 milyar lira
denizciliğe akaryakıt ÖTV desteği yaptık. Sahiller arasında taşınan
yolcu sayısı yüzde 61 artışla 159 milyona çıktı. Denize
aktardığımız her yolcunun hayatını kurtarmış olduk."
Dün Kayseri Yahyalı’da meydana gelen kazayla ilgili bilgi veren
Yıldırım, "8 vatandaşımız baraja uçan midibüste hayatını kaybetti.
Aslında hatalar zinciri var. Bir baraj inşaatının servis yolunda
meydana gelen kaza. Sürücünün gitmesi gerken yoldan değil, başka
bir yola girmesi sonrasında meydana gelen kaza. Kara yolu
taşımacılığında düzenleme yaptık, hala karşı çıkılıyor. ’Neden bizi
sınırlıyorsunuz?’ diyorlar. İşte sonucu bu oluyor. Şehirlerarası
taşıma yapacaksanız ona ait mutlaka yetkilendirilmiş bir araçla
yapmalısınız. Buna riayet edilmediği zaman kazaya davetiye çıkarmış
oluyoruz. Bütün bunlara rağmen Türkiye’de son 10 yılda bölünmüş
yollarda ölümlü kazalarla yüzde 50’ye yakın azalma var. Geçen yıl 2
bin 500 kişinin hayatını kurtarmış olduk. Bunların arkasında
bölünmüş yol var. İnsan unsuru her şeyden önemli. Bütün kazlara
bakın, yüzde 80’i insan hatasından kaynaklanıyor” diye konuştu.
(İHA)