Binali Yıldırım: Bu saldırılar kabul edilemez
Abone olTBMM Başkanı ve AK Parti İstanbul Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü'nde konuştu. Türk medyasının dinamik ve özgür olduğunu söyleyen Yıldırım, bu konuda Türkiye'ye yapılan saldırıların kabul edilemez olduğunu ifade etti.
TBMM Başkanı ve AK Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan
Adayı Binali Yıldırım, basın özgürlüğü konusunda Türkiye'ye yapılan
saldırıların kabul edilemez olduğunu söyledi. Yıldırım bu konuda
çifte standardın olduğunu ifade ederek demokrasi konusunda Türk
basınının son derece dinamik ve özgür olduğunu kaydetti.
Belediye ve Özel İdare Çalışanları Birliği Sendikası (BEM-BİR-SEN) tarafından bu yıl 9'uncusu verilen "İbrahim Keresteci Basın Ödülleri" törenle sahiplerini buldu. Ödül töreninde konuşan Binali Yıldırım, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü'nü kutladı. Basının 15 Temmuz'da güzel bir duruş sergilediğini ifade eden Yıldırım şöyle konuştu:
"15 Temmuz alçak darbe girişiminin defedilmesinde, şüphesiz Cumhurbaşkanımızın liderliği, o zaman sorumluluğunu taşıdığım 65. Hükümet, aziz milletimiz, ülkeye, bayrağa, ezana sahip çıkması ama onun yanı sıra medyanın, basının o gece çok güzel bir duruş sergilemesi, durumdan vazife çıkararak teröristlere, alçaklara karşı tek yürek, tek yumruk olması, alçak girişimin bastırılmasında da çok büyük katkı sağlamıştır.
"CUMHUR İTTİFAKI'NIN BAŞKAN ADAYIYIM"
'Önce millet, önce memleket' diyerek, bu yola çıktık. 31 Mart'ta
seçim yapılacak. 31 Aralık 2018'in son dakikalarını Ümraniye'de bir
itfaiye istasyonunda geçirdim. İstanbul'un her köşesinde, tam 122
noktada 4 bin personeliyle biz yatıyorken, ayakta duran itfaiyeci
kardeşlerimiz, İstanbul'un can ve mal emniyetini koruyor.
İtfaiyeciler kutsal bir görev yapıyorlar. Aynı şekilde zabıta ve
sağlık ekiplerimiz, insanımıza hizmet eden, hayatını kolaylaştıran
kim olursa olsun başımız gözümüz üstünde yeri var.
"YOLLARI BÖLDÜK GÖNÜLLERİ BİRLEŞTİRDİK"
Karşınızda 12 yılda Türkiye'yi, alt yapıda 39. sıradan, dünyadan 9.sıraya yükseltmiş birini görüyorsunuz. Hava yolunu halkın yolu yapan birini görüyorsunuz. Yolları bölen, gönülleri birleştiren birisini görüyorsunuz. Yolları bölen, milleti birleştiren birini görüyorsunuz ama söylediğimiz bir şey var. Yolları böleriz, Türkiye'yi böldürtmeyiz. Bu kadar açık konuşuyoruz.
"ELEŞTİRİYE SAYGI DUYUYORUZ"
Gazetecilerin kendi mesleklerinin kurallarına uymasını çok önemsiyorum. Doğru haber, doğru yorumu getirir. Yanlış haberi düzeltmek zorunda kalmak, çok zor bir iştir. Bir yanlışı düzeltmek için 28 tane doğru iş yapmanız lazım. Eleştiri her zaman yapılır. Buna saygı duyarız. Çünkü basın milletin gözü, kulağıdır. Millet adına ülkeyi yönetenleri denetler. Bu bütün demokrasilerde olan bir şeydir. Demokrasinin, çok sesliliğin savunucusudur basın. Türkiye'de basının bu manada son derece dinamik ve özgür olduğun biliyorum. Basın özgürlüğü konusunda ülkemize yapılan saldırıları da doğrusu kabul etmek mümkün değildir. Burada bir çifte standardın olduğunu hep gördük.
"TEKNOLOJİ HAYATIMIZI DEĞİŞTİRİYOR"
Eskiden gazeteler vardı. 24 saatte bir haberin değişmesi vardı. Sonra radyolar devreye girdi, televizyon geldi. Nihayet internet hayatımıza girdi. Gazetecilik mesleğine adını veren gazeteler işin öznesiyken, şimdi artık tali konuma düştü. Bu anlaşılabilir bir şey. Çünkü teknoloji hayatımızı değiştiriyor. Hemen her alanda, üretim ve tüketim değerlerimiz değişiyor.
"OKUYUCU YERİNE TAKİPÇİ VAR"
Gazetecilik mesleğine ismini koyan gazeteciler de iletişim platformu haline geldi. Okuyucu yerine, artık takipçi diye bir tabir çıktı. Eskiden gazete bayiliği iyi bir işti. 15 yıl önce 3 milyon gazete okunuyordu. Bugün de 3 milyon kişi gazete okuyor. Türkiye'de iletişimde büyük bir değişim yaşanıyor. Türkiye'nin internet geçmişi çok uzun değil. 1994'ten beri internet var. 2002 yılına geldiğimizde geniş bant internet diye bir şey yoktu. Sürekli aktif olan 10 milyon internet sayfamız var. Gazetelerden çok daha etkili ve dinamik bir mecradan bahsediyorum. Biz dünyadan farklı değiliz, dünya da bizden. İnternet, cep telefonları hayatımızın bir parçası oldu. Cep telefonlarını elimizden alsınlar, şaşırıp kalırız. Bazen, bizi ailemizden ayıran bir aygıta dönüştü."