Bin gramlık bebekler de yaşama tutunuyor
Abone olYenidoğan Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Vural, “Bin gramın üzerinde bebeklerin yüzde 90’ı iyi bir yenidoğan bakımı ile yaşayabilir. Fakat erken do...
Yenidoğan Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Vural, “Bin gramın üzerinde
bebeklerin yüzde 90’ı iyi bir yenidoğan bakımı ile yaşayabilir.
Fakat erken doğumları özellikle de bin gramın altında olan
doğumları engellemek çok önemli” dedi.
Yenidoğan grubunun en riskli grubunun 1000 gram altında olan
bebekler olduğunu, bebeklerin erken doğumun yanında düşük kilolu
olarak doğduklarından ötürü birçok problemle karşılaştıklarını
açıklayan İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Yenidoğan
Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Vural, “Doğar doğmaz solunumla ilgili
problemler ortaya çıkabiliyor. Daha ilerleyen günlerde sindirim
sistemlerinde problemler, nörolojik problemleri ve gözleriyle
ilgili problemleri olabiliyor. Bin gramın altındaki çocukların
yaşatılma şansları daha düşük. Bin gramın üstüne biraz daha
çıkıldığında bu çocukların yüzde 90’ı hemen hemen yaşatılıyor. Ama
yaşatırken sadece yaşatmak önemli değil, aynı zamanda bu çocuklara
kaliteli bir hayatta sahip olmaları önemli. Bu yüzden bu çocuklara
yeni doğan servisinde verilen bakımın çok büyük önemi var. Verilen
bakım ne kadar kaliteli olursa bu çocukların ilerideki yaşam
kaliteleri de o kadar yüksek oluyor. Onun için erken doğumları
özellikle de bin gramın altında olan doğumları engellemek çok
önemli” dedi.
HAMİLELİKTE YAKIN TAKİP ÖNEMLİ
Erken doğuma neden olabilecek birtakım sebeplerin ortadan
kaldırılması gerektiğinin önemini vurgulayan Prof. Dr. Vural, “Bu
sebepleri ortadan kaldırmaya çalışmamız lazım. Mesela çoğul
gebelikler sebeplerden bir tanesi. Ne kadar çoğul gebelik olursa,
ikiz, üçüz, dörtüz olursa bu çocukların erken doğum ve düşük kilolu
doğma riskleri o kadar artıyor. Yine annenin yaşadığı birtakım
hastalıklar erken doğum risklerini artırıyor. Annenin hamilelik
sırasında yakın takibi çok önemli. Annenin hamilelik sırasında
geçirdiği hipertansiyon, ödem gelişmesi gibi hastalıklar özellikle
hamileliğin son 3 ayında ortaya çıkabiliyor. Annenin geçirdiği
enfeksiyonlar, çok basit idrar yolu enfeksiyonu bile çocukta erken
doğuma neden olabilir. Annenin hamilelikte kullanacağı sigara,
içki, erken doğumu başlatabilir” şeklinde konuştu.
ERKEN DOĞUMU ÖNLEMEK LAZIM
Son senelerde erken doğumları engellemek ve erken doğan bebeklere
daha iyi bir hayat sağlamak açısından çok önemli gelişmeler
olduğunu dile getiren Prof. Dr. Vural, “Hamilelik sırasında erken
doğum tehdidi ortaya çıktığında anneye yapılan kortikosteroid
iğneleri fetüsün yani anne karnındaki bebeğin akciğerlerinin
gelişimini hızlandırıyor. Bu işlem doğacak bebeğin akciğerleriyle
ilgili problemlerin çok aza inmesini sağlıyor. Başka bir önemli
nokta da doğduktan sonra bu çocuklara akciğerleri gelişmemiş olsa
bile dışarıdan verdiğimiz akciğerlerini geliştirici birtakım
ilaçlar. Bu ilaçlar, çocukların hayat kalitesinin artmasına neden
oldu. Bir başka önemli nokta da sezaryenle doğumlar. Sezeryanla
doğum aslında erken doğma riski olan bebekler için tercih
edilebilecek bir doğum yöntemi olabilir. Prematüre doğacak
bebeklerin daha az travmayla, daha az stresle doğmaları için
sezaryen küçük doğacak bebekler için tercih edilebilir. Çünkü
uzayan doğum eylemi bu çocuklardaki birtakım kafa içi kanamalara ve
daha ileride gelişecek olan nörolojik beyinsel sekerlerin riskini
artırabilir. Onun için bu bebeklerde sezeryen tercih edilebilir bir
yöntem olabilir. Tüm bu gelişmeler prematüre doğan ve düşük kilolu
doğan bebeklerin hem daha sağlıklı doğmalarını sağlıyor, hem de
ilerideki yaşam kalitelerini artırıyor” diye konuştu.
(İHA)