Bill Gates önermişti! Yapay ucuz et için formül Türkiye'den
Abone olDünyada yapay et konusunda çalışmalar hızlanırken, Türkiye’de de bu yönde adımlar atılmaya başladı. Şu anda çok pahalı olan yapay ette, fiyatı düşürebilecek bir çalışma ise Ankara Üniversitesi Kök Hücre Enstitüsü Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Can Akçalı ve ekibi tarafından yapıldı. Bill Gates daha önce bu fikri ortaya atmıştı.
Dünya, artan nüfus ve azalan kaynaklar nedeniyle bir süredir
alternatif protein kaynakları üzerinde çalışıyor. Bunlardan biri de
laboratuvar ortamında et üretimi. Hayvanları öldürmeden, alınan 1-2
santimetre büyüklüğünde biyopsilerden laboratuvar ortamında ‘temiz
et’ üretimi yapmak artık mümkün. Birleşmiş Milletler (BM) Gıda ve
Tarım Örgütü’nün verileri, hücresel kökenli et üretiminin 2030
yılında toplam et üretiminin yüzde 10’unu karşılayacağını
öngörüyor. Günümüzde bazı ülkeler temiz et üretimine başlasa da,
maliyeti çok yüksek olduğu için henüz ticari hale gelmiş değil.
''Biyolojik yönden gerçek et oluyor''
Hürriyet'in haberine göre; Türkiye’den de Ankara Üniversitesi Kök
Hücre Enstitüsü Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Can Akçalı ve ekibi,
kök hücreden et üretiminin mali açıdan karşılanabilir hale gelmesi
yaptığı çalışmalarda belli bir noktaya geldi. Hücre kökenli et
üretimi konusunda bilgi veren Prof. Dr. Can Akçalı, “Kök hücreden
kas hücresi elde edilmesinin mekanizması ve yöntemleri uzun
yıllardan beri biliniyor. Bunun için kas kök hücresi, başlangıç
materyali olarak biyopsilerden elde ediliyor ve kas hücresine
dönüştürülüyor. Bitkisel kökenli et üretiminden farklı olarak bu
yöntemle elde edilen et, biyolojik yönden gerçek et oluyor. Her ne
kadar bilinen bir işlem olmasına rağmen, bunun elde edilmesi çok
pahalı olduğundan, tüketiciye henüz ulaşamıyor. 2013 yılında
Hollanda’da ilk yapıldığında bir kilogram hamburgerin fiyatı 330
bin dolardı. Teknolojideki gelişmeler ile günümüzde maliyet
yaklaşık 2 bin 500-3 bin dolar civarına düşmesine rağmen
halen bu haliyle yine tüketiciye ulaşması zor” diye konuştu.
Başvuru yapıldı
Yüksek fiyatın nedeninin, bu hücrelerin büyütülmesi sırasında
kullanılan büyüme faktörlerinin, anne karnından çıkarılarak elde
edilen buzağı serumunun (FBS) fiyatının çok yüksek olmasından
kaynakladığını belirten Akçalı, “Ankara Üniversitesi Teknokent’de
kurmuş olduğumuz laboratuvarımızda biz bu fiyatı düşürmeye, buzağı
serumuna alternatif çok daha ucuz çözümler oluşturmaya çalışıyoruz.
Günümüzde litresi yaklaşık 400 dolar olan buzağı serumuna
alternatif olarak geliştirdiğimiz solüsyonumuzu 5-10 dolara elde
edebiliyoruz. Bu kapsamda geliştirdiğimiz tekniği korumak amacıyla
Amerika Birleşik Devletleri’nde patent başvurusunda bulunduk.
Biftek adını verdiğimiz bu solüsyonun, tamamen doğal şartlarda
oluşturulmuş olması ve hiçbir genetik modifikasyon yapılmamış
olması, gelecekte kullanım umutlarını artırıyor” dedi.
80 firma çalışıyor
Dünyada şu anda 80’e yakın firma laboratuvar ortamında yapay et
üretimi için çalışma yürütüyor. Ankara Üniversitesi Teknoket’te
yapay et üretim çalışmaları yürüten şirketin CEO’su Kerem Erikçi de
konu hakkında değerlendirmelerde bulundu. Laboratuvar ortamında
yapay et üretmek için gelişmiş bazı ülkelerde girişimler olduğunu
söyleyen Erikçi, “Şu anda İsrail, Amerika, Singapur ve Hollanda
gibi ülkelerde bulunan yaklaşık 80 firma yapay et çalışmaları
yürütüyor. Biz de yapay et çalışmalarında yer almak için 2018’de
firmamızı kurduk. Asıl planımız eti oluşturan solüsyonu ucuz bir
şekilde üretip dünyadaki diğer firmalara satmak. Bunun yanında
istersek et ihtiyacımızı karşılamak için yapay et de üretebiliriz”
dedi.
Bill Gates önermişti
‘İklim Felaketi Nasıl Önlenir’ adlı yeni kitabının tanıtımı
sırasında konuşan dünyanın en zengin insanlarından biri olan
Microsoft’un kurucusu Bill Gates de, küresel ısınmadaki payından
dolayı gelişmiş ülkelerin hayvan yetiştiriciliğini bırakıp yapay et
tüketimine geçmesi gerektiğini söyledi. Gates’in yapay et ile
ilgili önerisi tartışma konusu oldu.
Bitkisel et satışta
İnsanların farklı gıda üretimleri üzerinde kafa yormaya başladığını
dile getiren Prof. Dr. Can Akçalı, “Örneğin bunlardan biri bitkisel
kökenli et üretimi. Bitkisel içeriklerin karıştırılmasıyla et
tadına, dokusuna ve kokusuna yakın alternatif ürünler elde
edilebiliyor. Şu anda bu bitkisel kökenli et üretimi, global et
piyasasının yüzde 4.5’ini kapsıyor. Amerika ve İsveç gibi zengin
ülkelerde fast food zincirleri, bitkisel kökenli hamburgerlerini
tüketicilere sunuyor. Zincir firmalar Türkiye’de de bu
hamburgerleri satmaya başladı” dedi.
1 kg et için 15 ton su harcanıyor
Ankara Üniversitesi Teknokent’de bir start-up firması kurarak yapay
et konusunda çalışmalarını sürdüren Akçalı, Hürriyet’e geleneksel
hayvancılık konusunda şunları söyledi:
- Bir kilogram kırmızı et için 15 ton su harcanıyor.
- Bir kilogram et için hayvanların beslenmesi ve barınması için 178
metrekare araziye ihtiyaç duyuluyor.
- Petrolle çalışan vasıtaların ürettiği karbon izinin yaklaşık
yüzde 25’i kadar metan gazını, sadece büyükbaş hayvanlar
üretiyorlar.
- Bir kilogram et üretimi için 300 kilogram CO2 (karbondioksit)
salınımı gerçekleşiyor
- İklim değişikliği konusunda da ciddi bir etkisi bulunuyor.
- Hayvanlar, ticari kaygılar nedeniyle, hasta olmadan birçok
antibiyotiğe maruz kalıyor.
- Yapılan çalışmalar antibiyotik dirençlerinin hayvanlardan
yediğimiz etlerden geçtiğini ortaya koyuyor. Hayvan refahı
konusunda da önemli sorunları var.
Yapay et 2025’te
Yapay etin 2030’da dünya et piyasasının yüzde 10’unu oluşturacağını
söyleyen Kerem Erikçi, sözlerine şöyle devam etti: “Üretim
maliyetleri düştükçe yapay etin yaygınlaşacağını düşünüyoruz. Yapay
etin 2025’de piyasaya sürüleceği tahmin ediliyor. 2030’da yapay
etin dünya et piyasasının yüzde 10’unu oluşturması bekleniyor.
Yapay et üretimi sayesinde insanlar daha önce hiç yemedikleri et
türlerini yiyebilecekler. Örneğin daha önce yiyemedikleri geyik
etini yiyebilecekler.”
Sağlık yönü test edilmedi
Yapay et hakkında Gıda Mühendisleri Derneği Teşkilat Komisyon
Başkanı Gıda Mühendisi Fatih Efe, "Yapay et üretmek için enerji, su
vb. bileşimlerin yanı sıra teknolojiye de ihtiyaç var. Yapay et
daha yeni üretilmeye başlandı. Bunun sağlık yönü henüz test
edilmedi. Dolayısıyla insan sağlığı üzerinde olumsuz bir etkisi
olup olmayacağı bilinmiyor" dedi.