Hz. Yakup’un oğlu Hz. Yusuf, kardeşleri tarafından dışlanmış ve
kardeşleri onu kuyuya atarak ölüme terk etmişlerdir.
Hz. Yusuf kuyudayken kervancılık işi ile uğraşan kişiler onu
bulur ve köle olarak da başkalarına satar. Hz. Yusuf hayatının bu
aşamasında Züleyha ile tanışır.
Züleyha Hz. Yusuf ile evlenmek için ona iftiralar atar fakat Hz.
Yusuf pes etmez ve yıllarca zindan da hapis yatar. Hz. Yusuf çok
iyi bir şekilde rüya yorumlayabilmektedir.
Bu özelliği sebebi ile de zindan hayatı sona erer. Hz. Yusuf
yüce gönüllü olmasından dolayı kardeşlerini affetmiş ve kıtlık
döneminde de kardeşlerine yardım ederek onları ölümden kurtarıp
Züleyha ile evlenmiştir.
Sonrasında Mısır’a sultan olur. Oğlundan ayrı kalmış olan Hz.
Yakup üzüntü sebebi ile kör olmuştur. Oğluna kavuştuktan sonra da
gözleri açılmıştır.
Yıllar önce yaşananlar bugün yaşananların habercisi olsa
gerek!
Menzil Şeyhi Gavsı Sani Seyyid Abdulbaki Elhüseyni'nin
vefatından sonra, 5 oğlundan 3’ü Muhammed Saki, Muhammed Fettah ve
Mübarek Elhüseyni şeyhliğini ilan etti.
Kardeşler arasındaki miras kavgası Adıyaman Menzil köyünün de
dışına taştı. Hatta açıktan tehditler yapıldı. 4 kardeş birleşip
karar aldı, büyük kardeş Seyit Muhammet Saki‘yi İstanbul’daki
külliyeyi kullanması halinde polis zoruyla dışarı atılacağını
kamuoyuyla paylaştı.
Menzil Cemaati’nde Abdülbaki Erol’un vefatının ardından
sofilerin 3 ayrı isme tabi olmalarıyla ayrışanlar bu defa da kendi
içlerinde tekrardan ikiye bölündü. Sofilerin birbirlerini tövbe ve
hatme seanslarına, dini toplantılarına almadıkları ortaya
çıktı.
Menzildeki kardeşler arasındaki miras paylaşımı kavgası
uzuncadır kapalı kapılar ardında sürerken, orta yerde yapılmaya
başlandı. Kardeş kavgası birbirlerine düşürdü sofileri de. Muhammet
Saki, Menzile ait Semerkant Vakfından ayrılarak, Nezir Derneği’ni
kurdu. Menzil köyündeki camiden Muhammed Saki ismi kaldırıldı.
Muhammed Saki’nin müritleri derneğe alınmamaya başlandı. Bu duruma
Muhammet Saki’nin müritleri polis gözetiminde çilingirle kapıları
açtırarak kullanmaya başladı.
Şeyh Muhammet Saki Elhüseyni Almanya ziyareti dönüşünde
İstanbul’a Kasrı Arifan Küllisi’ne geleceğini söyledi.
Bu açıklama üzerine 4 kardeş, Muhammed Saki ve sofilerinin
külliyeye girmeleri durumunda polis zoruyla çıkartılacaklarını
söylediler. Kasrı Arifan Külliyesi’nin ticari bir mekân olduğunu,
miras olduğunu, dört kardeşin rızasının olmadığını külliyenin
tapusunun Seyit Muhammed Fettah Elhüseyni adına olduğunu ve
herhangi bir ziyaret durumunda kolluk kuvvetleri kullanılarak
engelleneceği o nedenle ziyaretin mutlak suretle iptal edilmesi
gerektiğini açıkladılar.
4 kardeş en büyük kardeşe karşı cephe aldılar. Babaları vefat
ettiğinde Menzil köyündeki sofiler üç ayrı kola ayrılan tarikat
içinde kendi iradeleriyle uygun gördükleri şeyhe tabi oldular. Aynı
tastan yıllarca çorba kaşıklayanlar birdenbire kanlı bıçaklı
oldular.
Menzilin sofilerini yola girmek için geldikleri Menzil köyünde
yoldan çıktılar.
Mal, mülk kavgası 5 kardeş arasında kalmadı. Sofileri de içine
aldı.
Mülk sahibinin Allah (cc) olduğunu Şeyhliğini ilan edenler
unuttuysa vay bu sofilerin haline.
Yarabbi ben pişmanım yapmış olduğum günahlardan,
inşallah bir daha yapmayacağım diyenler peki şimdi neredeler
?
Bu arada hafta sonu kahve yanında sadece üç yudumda
okumanız için
…dedi Kadın
Kitabın geliri psikojik anlamda şiddet gören
kadınlarımızın tedavisi için kullanılacaktır. Bu kadim coğrafyanın
kadınları şifalıdır. Eliyle, diliyle, yüreğiyle, kalemiyle ve de
sevgisiyle…