Bilimin çözemediği 10 sır
Abone olYüzyıllardır tartışılan 10 olgu var. Bunlara bilim dünyası yanıt bulamadı. İşte o sırlar;
Amerikan LiveScience dergisi, bilim dünyasının açıklayamadığı 10
olguyu sıraladı.
1 - BEDEN / ZİHİN BAĞLANTISI : Bir efsaneye
dönüşen ‘plasebo etkisi’ zihinle beden arasındaki muhteşem
ilişkinin en basit kanıtı. Bu etki kendini şöyle gösteriyor: Sahte,
yani aslında ilaç olmayan bir ilaç aldıklarından habersiz denekler,
dertlerine derman olacak bir hap ya da şurup içtiklerini
düşündüklerinden kendilerini daha iyi hissediyorlar. Üstelik etki
kimi zaman bununla da kalmıyor, tıbbi belirtilerde de düzelme
görülüyor. Plasebo deneklerine bakınca, insan ister istemez, zihin
neye inanırsa bedeninin de onu yaşadığına hüküm getiriyor. Pek çok
uzman, zihnin yardımıyla bedenin kendi kendini iyileştirebilme
kabiliyetinin, modern tıbbın yaratabileceği bir ‘mucize’den kat be
kat büyüleyici olduğuna inanıyor.
2 - HAYALETLER : Hayaletlerin varlığı hakkında
ciddi bir kanıt olmamakla birlikte, onları gördüğünü, onlarla
konuştuğunu, onların fotoğraflarını çektiğini ısrarla anlatan
-içten ya da değil- şahitler, pek çok insan var. Ancak bilim henüz
yanıtı bulamadı.
3-3 - DEJA VU : Fransızca bir kelime olan ‘déjà
vu’, Türkçede ‘daha önce görülmüş’ anlamını taşıyor. Açıklamak
istediği durum ise şu: Özel bir anı ya da birtakım koşulları, aynı
şekilde daha önceden de yaşamış olduğunuzu hissetme hali. Herkesin
hayatında bir ya da birkaç kez yaşadığı bu duygu, şaşırtıcı,
anlaşılmaz, gizemli ve evet ürkütücüdür. Araştırmacılar ‘déjà vu’
ile ilgili bazı açıklamalar yapmaya çalışsalar da, bu tuhaf hissin
nedeni, bir gizem olmayı sürdürüyor.
4 - TAOS UĞULTUSU : ABD’nin New Mexico eyaletinde
bulunan küçük Taos kentini ziyaret eden bazı turistler ve
vatandaşlar, yıllardır, çöl havasında gizemli, güçsüz, düşük
frekansa sahip bir uğultu ve titreşim duyduklarını anlatıyorlar. Bu
iddiada bulunanlar, Taos vatandaşlarının sadece yüzde ikisini
oluşturuyor. Bazıları bunun çöldeki garip birtakım akustik
sorunlarından kaynaklandığını düşünürken, bazıları da bir çeşit
kitle histerisi ya da uğursuz bir sır olduğuna inanıyor. Duyulduğu
iddia edilen sese ister vızıltı, ister uğultu, ister titreşim
deyin; ister psikolojik, ister doğal, ister doğaüstü olduğuna
inanın... Hakkında bilinen bir tek gerçek var: O da şimdiye kadar
hiç kimsenin bu garip sesin kökenini ortaya çıkaramadığı.
5 - DUYU ÖTESİ ALGI : Hem Doğu, hem de Batı
toplumlarında, bazı insanların bir çeşit psişik güçleri olduğuna
inanılıyor. Bugüne dek psişik güçleri olduğunu iddia eden kişiler,
araştırmacılar tarafından pek çok teste tabi tutuldu. Ancak elde
edilen sonuçlar her seferinde ya olumsuz ya da muğlak ve
şüpheliydi. Altıncı hissin gücüne inanan pek çok kişi, psişik
güçlerin test edilemeyeceğini, çünkü bir nedenle kendilerine
şüpheyle yaklaşanların ya da bilim adamlarının yanında azaldığını
vurguluyor.
6 - ÖNSEZİ : Psikologlar bu durumu açıklarken
insanların bilinçaltlarında, farkında olmadan çevremizdeki dünya
hakkında bilgi topladığını vurguluyorlar. Bu şekilde biz aslında
sadece ‘görünüşte bilmediğimiz’ bazı şeyleri biliyor ya da
hissediyoruz. Ancak söz konusu bilgiler bilinçaltımızın
derinliklerinde yaşadığı için, bunun nasıl olduğunu bir türlü
anlayamıyoruz. Bu açıklama kimileri için tatmin edici olsa da pek
çok araştırmacıya göre önsezi, kanıtlanması ve üstünde çalışılması
zor bir konu.
7 - ÖLÜMDEN SONRA HAYAT : Hayatlarında bir kez
ölüme yakın deneyim geçirmiş kişilerin bazıları, karanlık bir
tünelde yol alıp, sonunda beyaz bir ışık huzmesine kavuştuklarına
dair hikâyeler anlatır. Bunlar arasında sevdiklerinize kavuşmak,
garip bir huzur hissetmek gibi daha renkli öyküler de mevcuttur. Bu
deneyimler son derece etkileyici olmakla beraber, maalesef kimse
‘öbür taraf’tan elinde bir kanıtla ya da doğrulanabilir bir
bilgiyle geri dönmeyi başaramadı. ‘Öbür dünya’ meselelerine
kuşkuyla yaklaşanlar, söz konusu deneyimlerin travma geçirmiş bir
beynin gördüğü halüsinasyonlar olduğunu vurguluyorlar. Tabii bu
nedenle de son derece doğal ve açıklanabilir olduklarını... Ölüp de
geri dönen olmadığına göre, bu konu gizemini koruyacak.
8 - UFO’LAR... : UFO deyince genelde insanların
aklına uçan daireler, kısacası uzay gemileri gelse de UFO’nun
açılımı ‘Tanımlanamayan Uçan Nesne’... Ve bu nedenle evet UFO diye
bir şey var. Çünkü dünyanın her tarafında, gökyüzünde ne olduğunu
tanımlayamadıkları birtakım objeleri gördüğünü söyleyen insanlar
var. Ancak bu obje ve ışıklar, aslında uçak mıdır, meteor mudur
yoksa gerçekten Marslıların son model uzay gemisi midirş Bu bir
türlü açıklığa kavuşamıyor.
9 - ASLA BULUNAMAYAN KAYIPLAR : İnsanlar bazen
kaybolur. Bazıları yaşadıkları hayattan kaçar, bazıları büyük çaplı
ve cesetlerin tanınamadığı kazalarda yitip gider, bazıları cinayet
kurbanı olur. Kayıplar ölü ya da diri bulunur. Ancak bazı insanlar
vardır ki adeta buharlaşırlar. 1872’de Portekiz yakınlarında
bulunan ‘hayalet gemi’ Marie Celeste’in mürettebatı, Amerikan işçi
lideri Jimmy Hoffa bu şekilde kayıplara karışanlardan sadece
bazıları.
10 - BÜYÜK AYAK : Bu gizem de Amerika’dan... Yeni
Kıta’da yıllar boyunca, insana benzeyen, bol tüylü, son derece iri,
‘Büyük Ayak’ adlı bir yaratığı gördüğünü iddia eden sayısız insan
ortaya çıktı. Tüm kıta çevresinde kaydedilen iddialar eğer
doğruysa, aslında binlerce Büyük Ayak’ın yaşıyor olması gerekirdi.
Ancak bugüne kadar bu korkunç yaratığa ait tek bir ceset bile
bulunamadı. Ortada belirsiz fotoğraflar, video kayıtları ve
tanıkların açıklamalarından başka bir şey yoktu. Görünen o ki,
Büyük Ayak da, İskoçya’nın varlığı bir türlü kanıtlanamayan ünlü
Loch Ness canavarı gibi gizemler dünyasındaki yerini koruyacak.
(Tempo)