Bilim Kurulu üyesi Tevfik Özlü:Artık hepimiz çemberin içindeyiz
Abone olBilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Tevfik Özlü, bugün yürürlüğe giren yeni kısıtlamalara ilişkin çarpıcı açıklamada bulundu. "Çember daraldı diyorduk. Artık hepimiz çemberin içindeyiz" ifadesini kullanan Özlü,"'Nasıl olsa gece çıkamayacağım' diyerek gündüzleri şuursuzca sokakta gezilmeyeceğini umuyorum" diye konuştu.
Tüm dünyada vaka sayıları kritik eşiği aşarken, Türkiye’de de
kısıtlamalar yeniden başladı. Bu kapsamda 65 yaş ve üzeri ile 20
yaş altına belirli saatlerde, hafta sonları saat 20.00’den sonra da
herkese dışarı çıkmak yasaklandı.
Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Tevfik Özlü, Hürriyet'ten Soybaş'a konuştu. Yeniden hayatımıza giren kısıtlamalar için Özlü Prof. Dr. Tevfik Özlü "Bıçak kemiğe dayandı. ‘Çember daraldı’ diyorduk. Artık hepimiz çemberin içindeyiz. Sadece idari tedbirlerle olmaz. Bu tedbirleri destekleyici davranışlar geliştirmemiz gerekiyor. Bu tedbirler bize rağmen değil bizim için alındı. Lütfen artık herkes bu sorumlulukla hareket etsin." dedi ve "Durum nisan-mayıstan daha vahim” ifadelerini kullandı.
Fulya Soybaş'ın, Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Tevfik Özlü'nün açıklamalarına yer verdiği yazısı şöyle:
3-4 aylık bir aranın ardından koronavirüs kısıtlamaları bugün yeniden hayatımıza giriyor. Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Tevfik Özlü, “Çünkü durum nisan-mayıstan daha vahim” diyor. Bu tedbirlerin bize “Durum sandığınız gibi değil, bıçak kemiğe dayandı” mesajını vermeye çalıştığını anlatan Prof. Dr. Özlü, artık salgının vahametini kavramamız gerektiğini belirterek, şöyle devam ediyor: “Herkes kendi kafasına göre hareket edip, kısıtlamaları bir şekilde bypass ederse alınan tedbirlerin hiçbir etkisi olmaz. Daha vahimi, daha büyük bedeller ödemek zorunda kalabiliriz.” Ancak görüyorum ki ‘Bu kadarcık kısıtlama ne işe yarayacak?’ diyenler ve kısıtlamaların tam olarak içeriğini anlamayanlar çoğunlukta. O nedenle madde madde ben sordum, Prof. Dr. Özlü yasakların nedenlerini anlattı.
Aile akraba ve arkadaştan bulaşıyor
Soru: Hafta içi çok çalışıyorum. Bir tek hafta sonum vardı. Onda da evde oturmak istemem. 20.00’den sonra, evde olmak koşuluyla kapı komşuma çaya, arkadaşıma maç-film izlemeye gidebilir miyim?
Cevap: Gidemezsiniz. Bizde âdettendir, ‘Evde yalnız oturma, çay demledim haydi gel’ denir. Komşuculuk, arkadaşlık önemlidir. Benim de en çok korktuğum durum bu maalesef. Aynı apartmanda, aynı sitede, aynı mahallede oturanlar ‘Nasıl olsa evdeyiz’ deyip sosyalleşirlerse saat 20.00’den sonra dışarı çıkma yasağının uygulanmasının hiçbir anlamı kalmaz. Zaten amaç, insanların kalabalıklaşmasını, toplaşmayı engellemek.
Unutmayın ki bulaşın en yoğun olduğu yer aile ve ev içleridir. Bir araya geldiğiniz kişinin asemptomatik ya da pozitif olup olmadığını gözüne bakarak nasıl anlayacaksınız?
Pozitif olduğunu saklayan ya da asemptomatik olduğu halde bunun farkında olmayan binlerce kişi aramızda. Siz o kişiye güvendiğiniz için ‘Bir şey yoktur yahu’ varsayımı ile kendinizi güvende sanabilirsiniz. Ama bu yalancı bir güven. ‘Ben de dahil çevremdeki herkes COVID pozitif olabilir’ diye düşünüp, buna göre hareket etmek zorundasınız.
Ev partileri acilen sonlanmalı
Soru: Önümüzdeki hafta sonu doğum günüm. Bari bir pasta kesseydik, o da mı yasak?
Cevap: Kamuya ait her türlü yasağı, kafe, restoran, sinema salonları hatta sokağa çıkılıp çıkılmadığını denetlemek mümkün. Denetlenemeyen tek yer evler. Burada işte öz duyarlılık ve bilinç devreye giriyor. Yasakların amacı ne? Kaynaşmayı, insan hareketini azaltmak. ‘Dışarıda buluşamıyoruz, haydi evde toplaşalım!’ Olmaz. O zaman tedbirler işe yaramaz. Boşu boşuna zahmet çekmiş oluruz. Daha vahimi bu yasaklara uymazsak daha büyük, radikal yasaklar kaçınılmaz olur.
Bıçak kemiğe dayandı
Soru: Okullar online eğitime geçti. Restoranlar, kafeler, halı sahalar, sinema salonları kapalı. Gerçekten de durum bu kadar vahim mi?
Cevap: Sağlık Bakanlığı sadece hasta sayılarını açıklıyor, vaka sayıları açıklanmıyor. Bu noktada çevrenize bakmanızı öneririm. Ailenizde, mahallenizde, sınıfınızda, apartmanınızda, arkadaşlarınız, iş arkadaşlarınız arasında geçtiğimiz aylara oranla daha çok ‘pozitif’ vaka duymaya başladınız mı?
Bıçak kemiğe dayandı. ‘Çember daraldı’ diyorduk. Artık hepimiz çemberin içindeyiz. Sadece idari tedbirlerle olmaz.
Bu tedbirleri destekleyici davranışlar geliştirmemiz gerekiyor. Bu tedbirler bize rağmen değil bizim için alındı. Lütfen artık herkes bu sorumlulukla hareket etsin.
8 maddede korona kısıtlamaları
1) Hafta sonları 10.00-20.00 saatleri arası dışında sokağa çıkmak yasak. İlk uygulama, 21 Kasım Cumartesi 20.00’den Pazar 10.00’a-22 Kasım Pazar 20.00’den Pazartesi 05.00’e kadar.
2)Çalışma belgesini ibraz edenler hariç, 65 yaş ve üzeri saat 10.00-13.00, 20 yaş ve altı ise 13.00-16.00 saatleri arasında sokağa çıkabilecek.
3)AVM, market, berber, kuaför, güzellik merkezleri 10.00-20.00 arasında açık.
4)Restoran, lokanta, pastane, kafe gibi yeme-içme yerleri sadece paket ve gel-al servis verecek.
5)Restoran ve lokantalar 20.00’den sonra sadece telefon ile ya da online sipariş alabilecek.
6)Sinema salonları, kahvehane, kıraathane, kır bahçesi, internet kafe, elektronik oyun salonu, bilardo salonu, lokal, çay bahçesi ve halı sahalar kapalı.
7)Tüm spor müsabakaları seyircisiz olarak oynanmaya devam edilecek.
8)Eğitim öğretim faaliyetleri 31 Aralık’a kadar online devam edecek.
Amaç hareketliliğin azaltılması
Soru: Hafta sonları gece 20.00’den sonra yasak. Bu virüs gündüz bulaşmıyor da gece mi bulaşıyor?
Cevap: Salgının başında hafta sonları tam kapanma olurdu. O zaman da cuma günü alışveriş çılgınlığı yaşanır, caddeler, marketler inanılmaz yoğun olurdu. Pazartesileri de insanlar hafta sonu kapandıkları için bilinçsizce kendilerini sokağa atardı. Bu tarz yoğunlaşmalar alınan tedbirin etkisini azalttığı için bu kez 10.00 ile 20.00 saatleri arasını serbest bıraktık ki hem psikolojik bir rahatlama olsun hem de benzer yoğunluklar yaşanmasın. Tabii ‘Nasıl olsa gece çıkamayacağım’ diyerek gündüzleri şuursuzca sokaklar da parklarda gezilmeyeceğini, gereksiz yoğunluk oluşturulmayacağını umut ediyorum. Ayrıca unutmayın ki hafta sonu geceleri gündüzünden daha çok sosyalleşiliyor, hareketlilik artıyordu.