Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Tevfik Özlü'den herkesi rahatlatacak ikinci dalga açıklaması
Abone olTÜRKİYE 'de koronavirüs vakaları düştü ancak herkes ikinci bir dalganın gelip gelmeyeceğini merak ediyor. Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Tevfik Özlü, "Birinci dalganın tamamen bitip ikinci dalganın çıkacağını düşünmüyorum. Çıksa bile ilk dalga kadar etkili olmaz" dedi.
Son açıklanan yeni vaka sayılarındaki artış nedeniyle
vatandaşların ikinci dalga başladığı yolunda endişeleri olduğunu
belirten Prof. Dr. Tevfik Özlü, Show TV’de katıldığı bir televizyon
programında, önemli ölçüde etkili ikinci bir dalga beklemediğini
dile getirdi.Bu süreçte yeni vaka sayılarında dalgalanmaların
olabileceğini söyleyen Özlü, “Bu şekilde ki dalgalanmalar, bu virüs
kendi kendine mutasyon geçirip durduruncaya kadar ya da aşısı
bulunup insanlar aşıyla bu salgını durduruncaya kadar olacaktır”
dedi.
İkinci dalga etkili olmaz
Kovid-19’un grip ve H1N1 gibi mevsimlik bir hastalık olma
ihtimalinin de olduğunu açıklayan Özlü, “Hiç bir pandemide ikinci
dalga birinci dalgadan çok daha etkili olmaz. Ama bu konuda
dikkatsizlik gösteremeyiz. Şu an ilk dalgayı yenebiliyoruz, kontrol
altına aldık. Ne yapacağımızı toplum olarak öğrendik. İkinci
dalga olsa bile bunun birinci dalga kadar büyük böyle
travmatik olmayacağını düşünüyorum. Birinci dalganın tamamen bitip
ikinci dalganın çıkacağını da düşünmüyorum” diye konuştu.
Sürü bağışıklığı zor bir ihtimal
Toplumsal bağışıklık konusunda da görüşlerini açıklayan Bilim
Kurulu Üyesi Prof.Dr. Tevfik Özlü, Avrupa ülkelerinde yapılan
çalışmalarda hastalığa yakalanan ve antikor geliştiren kişilerin
yüzde 3-7 arasında olduğunu ileri sürerek, sözlerine şöyle devam
etti: Toplumsal bir bağışıklığın oluşması şu demek, virüs toplumun
yüzde 60-70’ine yayılacak, onlar hasta olarak veya hasta olmadan
geçirecekler bu enfeksiyonu ve sonuçta bu virüse karşı antikor
oluşturacaklar ve dirençli hale gelecekler.
Türkiye’de antikor çalışması yok
Adeta bir aşılanma gibi bir etki oluşturacak. Virüs daha yayılacak
kişi bulamayacak toplumda ve duracak. Böyle bir şeyin olması için
toplumun en az yüzde 60-70’ine bu virüsün bulaşmış olması
gerekiyor. Oysa yapılan çalışmalarda bu oranın son derece az
olduğunu, yüzde 3-7’lerde olduğunu görüyoruz. Türkiye’de antikor
çalışmasının olmadığını belirten Özlü, riskli meslek gruplarına
yapılan PCR testlerinden elde edilen verilere göre antikor
oluşturan kişilerin binde 3 olduğunu ve sürü bağışıklığından söz
edilemeyeceğini sözlerine ekledi.