Bilim Kurulu Üyesi Murat Gündüz: Karantinadaki hasta, çocuğu ile aynı evde kalabilir
Abone olBilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Hasan Murat Gündüz, evinde tedavi gören ya da karantina sürecini geçiren koronavirüs hastalarının, önlem aldığı sürece çocukları ile aynı evde yaşayabileceğini belirtti. Gündüz salgın sonrası beklenen hastalıklarla ilgili de önemli açıklamalarda bulundu.
Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi Başhekimi
ve Bilim Kurulu Üyesi Hasan Murat Gündüz, koronavirüsü hafif
geçiren bu nedenle tedavileri evlerinde yapılan anne-babaların
çocuklarına hastalık bulaştırma korkusu yaşadığına dikkat
çekti. Çocukların taşıyıcı olabileceğini hatırlatan Prof.
Dr. Gündüz, karantinada bulunan hastanın önlem aldığı
sürece çocuğu ile aynı evi paylaşabileceğini belirterek, "Çünkü
küçük çocuklarda da bu hastalığın olması ve taşınması mümkün.
Büyükanne, büyükbabalar bu konuda biraz daha riskli olduğu için
bana göre onlara gönderilmemeli, aynı evde karantinada kalmaları
daha doğru bir yaklaşımdır" diye konuştu.
"Hava soğuk olsa dahi odayı havalandırın"
Evde koronavirüs hastası bulunan diğer bireyler için de uyarılarda bulunan Prof. Dr. Hasan Murat Gündüz, şöyle konuştu:
"Bunun için tam bir izolasyon gerekiyor. Hastanın ayrı bir odada kalması önemli. Evin diğer alanlarına geçmesi gerektiğinde maske takıp, mümkün olduğu kadar elinin dezenfeksiyonunu sağlaması önemli. Havlu, yastık gibi ortak eşyaların da ayrılması gerekir.
Hastanın odası bu kış günlerinde soğuk olsa bile zaman zaman havalandırılması sağlanmalıdır.
Bunlara dikkat edildikten sonra tedirgin olmaya gerek
yok."
Salgın sonrası hangi vakalarda artış bekleniyor
Salgın sonrası artışı beklenen hastalıklarla ilgili de değerlendirmede bulunan Gündüz, "Akciğer iltihabı geçiren hasta gruplarında, akciğerde hasar olabilir. Birtakım solunum sıkıntıları olabilir. O nedenle göğüs hastalıkları ile ilgili belki takip gerektirecek bir süreç yaşanabilir. Koronavirüsün bu anlamda bir sonucu olabilir. İnsanların psikolojileri de etkilendi. Erişkinler, çocuklar pandemi korkusu, kaygısıyla yaşıyor. Dolayısıyla psikolojik anlamda destek gerektiren süreçler de yaşayabiliriz. Sonuçta bu gerçekten toplumun uğradığı psikolojik bir travma" diye konuştu.