Bilim Kurulu Üyesi Kayıpmaz: Evlerde 10 kişiden fazla toplanmayın
Abone olSAĞLIK Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Afşin Emre Kayıpmaz, sonbahar ile birlikte insanların kapalı alanlarda daha fazla vakit geçirmeye başladığını belirterek, "Evlerde her 4 metrekareye bir kişi gibi düşünebiliriz. Yani evin salonu 20 metrekareyse bu salonda en fazla 5 kişi aynı anda bulunmalı. Evlerde 10 kişiden fazla toplanmayı tavsiye etmiyoruz" dedi.
Ankara Şehir Hastanesi Acil Tıp Kliniği Eğitim Görevlisi ve
Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Afşin Emre Kayıpmaz,
kapalı ortamlardaki kalabalıklaşmaların virüsün yayılması için
fırsat olduğunu söyledi.
Doç. Dr. Kayıpmaz, "Ev olsun, kafe, restoran, pastane gibi sosyal alanlarda olsun kapalı ortamların iyi havalandırılması şart. Bu mekanlarda mutlaka belirli kişi sayısı üzerine çıkılmamalı. Evler için her 4 metrekareye bir kişi gibi düşünebiliriz. Yani evin salonu 20 metrekareyse bu salonda en fazla 5 kişi aynı anda bulunmalı. Bununla ilgili geçtiğimiz hafta Bilim Kurulumuzun da bir önerisi oldu. Evlerde 10 kişiden fazla toplanmayı tavsiye etmemekteyiz. Özellikle bir şeyler yenilip içildiğinde kişiler maske de takmayacağı için ve aralardaki fiziki mesafe de korunamazsa pozitif olan bir kişi diğerlerine de hastalığı yayabilir" diye konuştu.
'6 kişilik aile, 4 kişiden fazla misafir kabul
etmemeliler'
Doç. Dr. Kayıpmaz, evde en fazla 10 kişi bulunmasına yönelik
önerinin sadece Türkiye'ye özgü olmadığına vurgu yaparak, "Amerika
Birleşik Devletleri’nde San Francisco’da bir şeylerin yenilip
içildiği etkinliklerde 6 kişiden fazlasının aynı evde bulunmaması
tavsiye edildi. Eğer bir şeyler yenilip içilmiyorsa ve kişiler
kapalı ortamlarda maskelerini takabiliyorlarsa 12 kişiye kadar aynı
ortamda bulunmalarına müsaade edildi. Burada tabii ki kastedilen
hane halkı değil. Burada kasıt aynı zamanda hane halkına dışarıdan
gelecek misafirler. Örnek vermek gerekirse bir evde 6 kişi
yaşıyorsa bunlar 4 kişiden fazla misafir kabul etmemeliler. Ve evin
kapasitesine göre her odada 4 metrekareye bir kişi olacak şekilde
toplanmakta fayda var. Bu sadece haneler için veya birlikte
olunan mekanlar için, eğlence mekanları için değil aynı zamanda
çalışılan ofisler için de geçerli. Bir şeyler yenilip içilen
dışarıdaki mekanlarda da yemekler gelene kadar kişiler yine maskeli
olmalı. Bir şeyler yenilip içildiği sırada maske çıkartılıp,
sonrasında tekrar takılmalı ki hastalık kendine bulaşma fırsatı
bulamasın" dedi.
'Sosyal yaşantıdan feragat etmeliyiz'
Doç. Dr. Kayıpmaz, özellikle bu dönemde sosyal hayattan taviz
verilmesi gerektiğinin altını çizerek, "Sosyal yaşantımızdan
vereceğimiz taviz ve sosyal yaşantımızda alacağımız tedbirler bizim
başka yaşantılarımızı etkileyecek; mesela eğitim gibi. Biz bir
şeyden feragat edeceksek bu eğitim olmamalı, bu sosyal yaşantı
olmalı. Sosyal yaşantıda almış olduğumuz tedbirlerle eğitim
yaşantısındaki riski de minimize etmiş olacağız. Keyfimizden taviz
vermek konusunda çok istekli değiliz. Ne yazık ki biz bunu
normalleşme adımları atılmaya başladığı andan itibaren gördük.
Almamız gereken önlemleri defalarca tekrar ettik; kalabalıklardan
kaçınacağız, maskemizi düzgün bir biçimde takacağız, kişiler
arasındaki fiziki mesafeyi koruyacağız ve sık sık ellerimizi
yıkayacağız. Kış ayları, sonbahar ayları için mutlaka kontrollü bir
biçimde sosyal hayatımızı sürdürmemiz gerekiyor" diye konuştu.