Bilim Kurulu üyesi Alpay Azap: Toplumsal bağışıklık için toplumun yüzde 90'ını aşılamak lazım
Abone olSağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Alpay Azap, toplumsal bağışıklıkta aşının etki oranının önemli olduğunu söyledi. Azap, normale dönüş için koronavirüse karşı geliştirilecek ilacı beklemek gerektiğini söyledi.
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi, Bilim Kurulu
üyesi Prof. Dr. Alpay Azap, hızlı yayılan varyantların çıkmaya
başladığını belirterek, "Bu virüslerde değişim, mutasyon çok hızlı
olur ve ortaya değişmiş virüsler çıkar. 'Varyant' deniyor bunlara.
'Mutasyon' çok daha büyük değişimlere verdiğimiz isim aslında.
'Varyant' yani 'değişmiş virüs', bizim şu an için korkulu rüyamız.
Bu virüsün yaklaşık 23 noktasında, genetik yapısında değişiklik
var. Bu değişiklikler nedeniyle daha kolay bulaşıyor ve daha hızlı
yayılıyor.
Eğer bu dolaşmaya devam ederse bu 23 bölge olacak 25 bölge, 30 bölge, 50 bölgeye kadar çıkacak aylar içinde. O zaman birikince, bu değişimlerle birdenbire virüs çok daha değişik bir virüs haline gelecek. Bizim şimdiki geliştirdiğimiz aşılar buna etki etmez olacak. Aynı risk tedavi için de geçerli ne yazık ki. Bu aşıları biz hızlıca değiştirip yeni virüse göre üretebiliriz" dedi.
'Yüzde 40 daha kolay bulaşıyor'
Prof. Dr.
Azap, varyant virüslerin yüzde 40 oranında daha kolay bulaştığını
belirterek, "İnsanlığı bekleyen en büyük tehdit aslında bu varyant
virüsler. Virüsün değişime uğramasının nedeni insanda çoğalmaları;
çünkü çoğalırken genetik yapıdaki hatadan kaynaklanıyor. Aslında bu
değişim bir hata. Birbirinin aynısını kopyalayamıyor, hatalı üretim
oluyor. O hatalı üretim virüse bir avantaj sağlarsa hakim hale
geliyor. Dünyada giderek bu hakim hale gelecek; bunu engellemenin
birinci yolu vaka sayısını olabildiğince azaltmak. Bu varyantlar
çoğalma sırasında oluyor. Yani ne kadar çok insanda hastalık
yaparsa, bu varyantların oluşma sıklığı da o kadar artıyor. O
yüzden 'ne kadar az insan vakası o kadar az varyant' demektir.
O yüzden de bu kapatmalar, maske, mesafe, hijyen önlemleri çok
kritik. İkicisi de aşı, hızlı aşılama" ifadesini
kullandı.
'Yaşlı gruplarda mRNA aşıları tercih
edilmeli'
İnaktif aşıları eski cep telefonlarına
benzeten Prof. Dr. Azap, mRNA aşılarını ise akıllı telefon
gibi düşünmek gerektiğini söyledi. Azap, "Her ikisi de görüşmeyi
çok iyi sağlıyor aslında bakarsanız. Bu aşıların hepsinin ağır ve
öldürücü enfeksiyon gelişimini önleme kapasitesi benzer. mRNA aşısı
hafif hastalığı da daha iyi önlüyor, yüzde 90'ın üzerinde bir
olasılıkla, kişi virüs ile karşılaşsa bile hafif de olsa hiç
hastalanmıyor. İnaktif aşılarda bu oran yüzde 70. İnaktif virüs
aşısının daha az etkili olduğu gruplarda, örneğin ileri
yaşlardakiler daha az antikor oluştururlar. Yaş ilerledikçe
verdiğiniz antijene karşı vücudun antikor üretme kapasitesi azalır,
doğaldır bu. O yüzden yaşlı gruplarda mRNA aşıları yüksek antikor
oluşturduğu için tercih edilebilir. Ama bu aşıların da 2 önemli
sıkıntısı var. Biri yan etkileri yüksek. Yaygın kas ağrıları, baş
ağrısı gibi yan etkiler daha çok karşımıza çıkıyor. Aşı yaptığınız
100 kişiden 60'ın da 1-2 gün süren ağrı, kırgınlık, baş ağrısı
oluyor, özellikle 2'nci dozdan sonra. Bir diğeri de mRNA aşılarının
dez avantajı soğuk ortamlara ihtiyacı var, eksi 70 gerçekten
zorlayıcı bir ortam" diye konuştu.
'Aşının etki oranı önemli'
Eski normallere
dönüşün ilacın bulunmasına bağlı olduğunu belirten Prof. Dr. Azap,
normale dönüş için koronavirüse karşı geliştirilecek ilacı beklemek
gerektiğini söyledi. Azap, "Toplumun yüzde 65'i bağışıklık
kazandığı durumda artık virüs rahat bir şekilde toplumda dolaşamaz.
Biz buna 'kitle bağışıklığı' diyoruz. Bu aşılar kişiyi koruyor
evet; ama enfekte olmaktan korumuyor. Aşılanmış insanlarda da
virüs solunum yolunda çoğalıp başka kişileri hasta edebiliyor,
bulaşabiliyor. Aşının çok faydası olmayacak bu kesin. Yine en çok
bulaştıranlar klinik olarak hastalanmış olanlardır.
Aşı faydalı olacak; ama toplumsal bağışıklığı sağlamak için tahmin ettiğimiz kadar çok faydası olmayacak, az bir faydası olacak.
Aşının etkili olma oranı da önemli, yüzde 70 etkiliyse toplumun yüzde 65'ini bağışık hale getirmek için yüzde 65'ini aşılamanız da yetmiyor. Yüzde 85'ini hatta yüzde 90'ını aşılayacaksınız ki aşı ile bu bağışıklığa ulaşabilin" ifadelerini kullandı.