Bilim Kurulu Üyesi Afşin Emre Kayıpmaz: Fotoğrafı gördükten 1 hafta sonra...
Abone olBilim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Afşin Emre Kayıpmaz "Maskesiz pozdan sonra pozitif olan arkadaşlarım arayınca üzülüyorum" dedi.
Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Afşin
Emre Kayıpmaz, sosyal medyada gördüğü masanın etrafında 8-10 kişi
sarılarak, maskesiz ve mesafesiz poz vermiş arkadaşlarından
bazılarının 1 hafta sonra ya testi pozitif ya da semptom gösterdiği
için endişe ile kendisini aradığını söyledi. Doç. Dr. Kayıpmaz, "Bu
durum beni üzüyor. Göz göre göre bizim bu virüse yakalanma
riskiyle karşılaşmamamız lazım" dedi.
Doç. Dr. Kayıpmaz, koronavirüs ile mücadelede tedbirlerin asla
elden bırakılmaması gerektiğini belirterek, "Pandemiyle mücadelemiz
bir 100 metre yarışı değildir, bunu bir maraton gibi düşünmek
lazım. Bu bakımdan alınan tedbirlerin sürdürülebilir olması çok
önemlidir. 7 aydır biz bireysel tedbirlerin önemine sürekli
vurgu yapıyoruz. Kısa süreli bir karantinadan çok daha önemlisi
bizim bireysel önlemleri tamamen uygulamamızdır. Zorlama yerine
gönüllü uyum esastır." dedi.
Kendini ve karşısındakini nasıl koruyacağını
düşünmeli
Konuşmasının devamında Kayıpmaz "Vatandaşlık bilinci ve
sorumluluğuyla hareket etmemiz gereken bir dönemdeyiz. Biz ne kadar
bu bilinçle hareket edersek kontrollü bir şekilde sosyal
yaşantımızı devam ettirebilirsek pandeminin karşısında o denli
başarılı oluruz. Kişi bu noktada öncelikle kendisini nasıl
koruyacağını sonra da karşısındaki insanları nasıl koruyacağını
düşünmek durumundadır. Ve sosyal hayatındaki bütün hareketlerini ve
davranışlarını bu kritere göre yapmak durumundadır" şeklinde
konuştu.
"Bir hafta sonra endişe ile beni arıyorlar"
Doç. Dr. Kayıpmaz, fiziksel mesafenin sosyal ortamlarda da
koruması gerektiğine işaret ederek, "Bilim Kurulumuzun yayınlamış
olduğu Salgın Döneminde Çalışma Rehberinde birçok iş kolunda
çalışma hayatının nasıl sürdürüleceğine dair önemli kurallar var.
İşletmelerin ve müşterilerin mutlaka bu kurallara uymaları
gerekiyor. Sosyal medyada bir mekanda küçük bir masanın etrafında
8-10 kişi sarılarak, maskesiz ve mesafesiz bir biçimde poz vermiş
arkadaşlarımı görüyorum. Bu sosyal medyadaki mesafesiz
sosyalleşmenin 1 hafta sonrasında bu arkadaşlarımdan bazıları ya
testi pozitif olduğu için veya belirti gösterdiği için 'ne
yapmak' gerektiği endişesi ile beni arıyor. Bu durum beni
üzüyor. Göz göre göre bizim bu virüse yakalanma riskiyle
karşılaşmamamız lazım. Elbette sosyal hayat devam edebilir,
kafeler, restoranlar, spor salonları bunlar açık kalmaya devam
edebilir. Burada önemli olan kuralları oralarda da uygulayıp,
virüsün bulaşmasını en aza indirebilmek. Yemekler gelmediği zaman
ya da yemek yenmediği, bir şeyler içilmediği vakit maskelerin
takılması önemli. Bir şey yiyip içileceği zaman maskeler
indirilebilir" diye konuştu.
"Sağlık, güzelliğin önünde gelir"
Doç. Dr. Kayıpmaz, maske, mesafe ve hijyen konusuna dikkat
çekerek, "Bazen televizyonlarda yapılan röportajlarda görüyoruz.
İnsanlara neden maske takmadığı soruluyor; 'makyajım
bozulur' gerekçesi gösteriliyor. Şunu unutmayalım ki sağlık
güzelliğin önünde gelir ve güzellikten daha önemlidir. Ayrıca
Covid-19 belirtileri gösteren kişilerin de öksürük, ateş
yüksekliği, nefes darlığı, yaygın kas ve eklem ağrısı gibi
belirtiler gösteren kişilerin toplum hayatına karışmaması lazım. Bu
kişiler maskesini takarak en yakınındaki sağlık kuruluşuna
başvurmalı. Sonrasında ise hekimleri uygun gördüğü takdirde evde
izole olmalı. Evin için de dahi izole olmalı. Ne yazık ki şunu
görüyoruz izole olması gereken kişilerin belki toplu alanlara
gitmese bile sitelerin, apartmanların bahçesinde vakit geçirdiğini
görüyoruz. Maskesiz bir biçimde asansöre bindiğini duyuyoruz.
Burada izolasyondan kastımız imkanı olan kişiler odasından dahi
başını dışarıya çıkarmayacak. Odasında izole olacak ki öncelikle
aile fertlerine sonra da bir arada yaşanan apartman sakinlerine bu
hastalığı bulaştırmasın" ifadelerini kullandı.