Bilginin talebine red
Abone olDinç Bilgin ve Önay Bilgin'in tazminat istemiyle açtığı dava Yargıtay tarafından reddedildi.
El konulan Etibankın eski sahibi Dinç Bilgin ve Önay Şevket
Bilgin'in İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesi heyetinden tazminat
istemiyle Yargıtay'da açtıkları dava reddedildi.
Yargıtay 4. Hukuk Dairesinde açılan davanın son duruşmasında davacı
avukatı Tezer Ünal, Etibank davasına ilişkin Yargıtay 7. Ceza
Dairesinin bozma kararını ibraz ederek, bu kararın kendilerinin
iddialarını doğruladığını savundu. Davalı hakimlerin avukatı Fatih
Mehmet Erduran ise müvekkillerinin kasıtlı davrandığına dair somut
bir delil ortaya konulmadığını ifade ederek davanın reddini
istedi.
Davayı karara bağlayan yüksek mahkeme, davalı hakimlere yöneltilen
iddiaların yargılama yetkisi kapsamında kaldığı, HUMK'nun 573.
maddesindeki koşulların oluşmadığının görüldüğünü belirtti.
Yargıtay 7. Ceza Dairesinin bozma kararının usule ilişkin olduğunu,
davalı hakimlerin kastını göstermediğini kaydeden mahkeme,
davacıların davalarının reddine karar verdi. Yüksek mahkeme ayrıca
yasa gereğince hesaplanacak para cezasının, vekalet ücreti ile her
bir davalı yararına HUMK'nun 576/2. maddesi gereğince takdirden
2000'er YTL tazminatın davacılardan alınarak davalılara
verilmesine, temyiz yolu açık olmak üzere oy birliğiyle hükmetti.
-DAVA DİLEKÇESİ- Dinç Bilgin ve Önay Şevket Bilgin'in avukatı
Nizamettin Bulut tarafından Yargıtay 4. Hukuk Dairesinde açılan
davada, Etibank davasının görüldüğü İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesi
Başkanı Mustafa Akın ile üyeleri Sevil Tosun ve K. Meral Yolmaz'ın
hukuka aykırı olduğu ileri sürülen eylemleri nedeniyle Dinç Bilgin
ve Önay Şevket Bilgin'e 25 bin YTL manevi tazminatı faiziyle
birlikte ödemesi isteniyordu. Dilekçede, mahkeme heyetinin Dinç
Bilgin ve Önay Şevket Bilgin aleyhine yurtdışına çıkış yasağı
kararı verilmesi, İzzet Özgenç'in bilirkişi seçilmesi ve tanık
Yener Dinçmen'in dinlenmekten vazgeçilmesi konularında kanuna ve
adalete aykırı kararlar verdiği savunuluyordu.
ETİBANK DAVASI
İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesinde 22 Temmuz 2005 tarihinde görülen
duruşmada, Etibankın zarara uğratılmasına ilişkin, bankanın eski
sahibi Dinç Bilgin ''zimmet'' suçunu düzenleyen Bankalar Kanunu'nun
22. maddesinin 3. fıkrası uyarınca 14 yıl hapis ve 499 milyon 977
bin YTL, Önay Şevket Bilgin de 9 yıl 4 ay hapis, Şükrü
Karahasanoğlu ile Zeki Ünal 9 yıl 26'şar gün hapis, Mustafa Dinçer
ile İsmail Hakkı Karakaya 7 yıl 9 ay 10 gün hapis cezasına
çarptırılmıştı. ''Nitelikli dolandırıcılık'' suçundan Cavit
Çağlar'ın 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezasına çarptırıldığı kararda,
Mustafa Çağlar 1 yıl 6 ay 22 gün hapis cezasına çarptırılmış, Hakkı
Cengiz Kırgül hakkında da ''özel belgede sahtecilik'' suçundan 1
yıl 8 ay hapis cezası verilmişti. Mustafa Çağlar ile Kırgül'ün
cezasının ertelenmesi kararlaştırılmıştı. Mahkeme heyeti, Dinç
Bilgin, Cavit Çağlar, Mehmet Nail Keçili, Önay Şevket Bilgin,
Mustafa Çağlar, Türker İnanoğlu ile Nevzat Ak'ın da aralarında
bulunduğu 23 sanığın ''cürüm işlemek amacıyla teşekkül oluşturmak,
bu teşekküle üye olmak ve teşekkül üyelerine yardım'' suçlarına
ilişkin beraat kararı vermişti.
YARGITAY KARARI
Yargıtay 7. Ceza Dairesi, el konulan Etibankın eski sahibi Dinç
Bilgin ve Cavit Çağlar'ın da aralarında bulunduğu sanıklar hakkında
verilen bu kararı usul eksikliğinden bozmuş, ayrıca karardan sonra
yürürlüğe giren Bankacılık Yasasının lehe olup olmadığının da
değerlendirilmesini istemişti. Yüksek mahkeme, temyiz incelemesine
ilişkin kararında, sanıklar Dinç Bilgin ile Önay Şevket Bilgin'in
iki kez İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesi heyetine yönelik reddi
hakim talebinde bulunduğunu anımsatmıştı. İstanbul 8. Ağır Ceza
Mahkemesinin bu istemleri ''davayı uzatmaya matuf'' olarak
değerlendirerek reddettiği, ancak bunun açıkça anlaşılamadığına
işaret edilen kararda, reddi hakim talepleri konusunda ilgili
mercilerce karar verildikten sonra esas hakkında görüş alınması
gerektiği kaydedilmişti. Yargıtay 7. Ceza Dairesi, ayrıca
Bankacılık Yasasının 1 Kasım 2005 tarihinde yürürlüğe girmesiyle
4389 sayılı Bankacılık Yasasının yürürlükten kalktığına dikkat
çekerek, hangi yasa hükümlerinin lehe olup olmadığının
değerlendirilmesi gerektiğini belirtmişti. Yargıtay 7. Ceza
Dairesi, diğer temyiz itirazlarına girmeden yerel mahkemenin
kararını bu gerekçelerle bozmuştu. Yüksek Mahkeme, ayrıca davanın
müdahillerinden BDDK ile bazı müdahil kişilerin sanıklar hakkındaki
''nitelikli dolandırıcılık'', ''özel belgede sahtecilik'' ve
''cürüm işlemek amacıyla teşekkül oluşturmak, bu teşekküle üye
olmak ve teşekkül üyelerine yardım'' suçlarına yönelik temyiz
itirazlarını ise böyle bir hakları bulunmadığı gerekçesiyle
reddetmişti. Cem Uzan'ın da daha önce başka bir konuya ilişkin
İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti hakkında Yargıtay 4. Hukuk
Dairesinde toplam 50 bin YTL'lik maddi ve manevi tazminat istemiyle
açtığı dava reddedilmişti. Mahkemenin kararlarına ilişkin
tarafların itiraz hakkı bulunuyor.