Bilgin'den duygusal mektup
Abone olSabah ve atv'nin eski patronu Dinç Bilgin'den kamuoyuna duygusal açıklama. Dinç Bilgin, 'kara gün dostum' ve 'kardeşim' dediği Turgay Ciner'e başarılar diledi.
Uzun yıllar sahibi bulunduğu Sabah ve atv'nin dün resmen Turgay
Ciner'e geçmesi'nin ardından bir açıklama yapan Dinç Bilgin,
oldukça duygusal ifadelere yer verdi. İşte Dinç Bilgin'in
kamuoyuyla paylaştığı o duygusal mektup:
TMSF tarafından 3 Mayıs’ta yapılan açıklamaya göre; “17.11.2003
tarihli protokol ve bugün imzalanan yeni protokol ile Dinç
Bilgin’in hakim ortağı olduğu Etibank A.Ş.’ye olan borçları teminat
altına alınmıştır” cümlesi ile, yıllardır anlatamadığım bazı
konuları kamuoyuna paylaşmak ihtiyacı hissettim.
Hakkımdaki bütün ağır ve mesnetsiz suçlamalar Etibank’tan grup
şirketlerimin kullandığı tüm krediler üzerinedir, 3 Mayıs 2005’te
TMSF ile varılan anlaşma ve yapılan açıklama ile kamuoyuna
duyurulan “protokolün” anlamı ise bu suçlamalara neden olan hesabın
yani anapara, ve birikmiş olağanüstü faizlerle şişirilmiş borcun
tamamen güvence altına alınması yani benim açımdan kapatılmasının
mümkün hale gelmesidir.
110 yıldır Gazete çıkartan bir ailenin ferdi olarak, Türkiye’nin
iki büyük basın grubundan birisinin kurucusu, yöneticisi ve sahibi
idim. 1997 yılından 2000 yılına kadar süren bir “banka” satın
alınması sonrası başıma büyük bir felaket geldi. 31 aylık bir
“banka” sahipliği sürecinden sonra başta “özgürlüğüm”, her şeyimi
kaybettim. Özelleştirmeden, kendi kaynaklarımı zorlayarak kamuya
ödediğim çok yüksek paralarla, yaşaması mümkün olmadığını ve benim
bir maceraya itildiğimi sonradan öğrendiğim bir “banka” aldım.
Nitekim bu banka 31 ayda geldiği yere, yani kamuya beni batırarak
geri döndü. Bu olaylara sebep olanlar elbette üstüme atılan
suçlamalar sonrası şahsıma açılan davalarda ve şimdiye kadar
defalarca değişen mahkemelerde ortaya çıkacak, o yüzden bunlara
burada yer vermeyeceğim.
Bankama el konulduğu ilk günden itibaren her şeyin sorumluluğunu
üstüme aldım. Ben “itibarı” için yaşayan ve mesleğim ile sonuçta bu
ülke insanının daha iyi, daha demokratik, daha yüksek bir yaşam
standardında yaşaması için çaba gösteren, medyada çok seslilik ile
toplum düzenine ve demokrasimize bir nebze katkıda bulunmaya
çalışan bir insanım.
Üzerime atılan haksız ve ağır suçlamalar karşısında benim için tek
çözüm yolu benden talep edilen meblağın ödenmesi ve buna paralel
olarak kurduğum basın grubunun da yaşaması idi.
Etibank’a grup şirketlerimin “değersizliği/yüksek riskleri”
gerekçesiyle el konulduğu ilk günden itibaren bunun aksini ispat
edebilmek için, insanüstü bir gayretle grubumun faaliyetlerini
sürdürüp, büyük emeklerle kurduğum bu varlıkların yüksek
değerlerini korumaya çalıştım.
TMSF ile daha önce de anlaşmalar yaptım, ve paralar ödedim. Her
seferinde de hiçbir yargı kararı ile kesinleşmemiş, sadece Kamu
otoritesinin talep ettiği borç rakamlarını kayıtsız şartsız kabul
ettim. Devlet ve ilgili Kamu otoriteleri hakkında bir kez dahi
yargıya gitmedim. Uğradığım haksızlıkları anlatmak veya kamuoyu
yaratmak için yönetiminde bulunduğum basın gücünü de herkesin
bildiği gibi bir tek gün bile kullanmadım. Bu bile yanlış
anlaşıldı. Derdimi anlatamamak, suskunluk, uğradığım haksızlıklar
karşısında yargıya gitmemek ise suçlamaları kabullenmek gibi
yorumlandı.
3 Mayıs 2005’te TMSF’de yapılan anlaşma ve yapılan açıklama sonrası
üstüme aldığım bu sorumlulukları yerine getirebilme yolunda en
büyük aşamayı geçtiğime inanıyorum; Şirketlerimin, Etibank’tan
kullandığı krediler artık aksi söylenemeyecek bir düzeyde yüzde
yüzün üzerinde güvence altında, basın grubum da artık emin ellerde,
her türlü tehdit ve tehlikeden uzak, yeni bir kan ve heyecanla
yoluna devam ediyor.
Birlikte bu süreci yaşadığım ve artık basın grubunun kumandasında
bulunacak olan değerli dostum Sn.Turgay Ciner’in bu gazeteler ve
televizyonu yönetirken izlediğim yayın ilkelerini benimsediğine ve
bana ve aileme karşı verdiği her söz ve taahütün arkasında sonuna
kadar kararlı bir şekilde durduğuna yakından tanık oldum. Sabah,
Atv, Yeni Asır, Takvim ve Fotomaç çalışanlarının, benimle aynı
ilkeleri paylaşan güvenilir bir yönetim altında olduklarının
bilincinde ve rahatlığında olmaları gerektiğini ifade etmekten
mutluluk duyuyorum. Bu sebeple “kara gün dostum” ve kardeşim Turgay
Ciner’e başarılar diliyorum.
Etibank’a el konulduğu gün, kamuoyuna verdiğim iki sözümünde bugün
gerçekleşmiş olduğunu görmenin gururunu yaşıyorum. Etibank’tan
kaynaklanan borçlarımın tamamı TMSF tarafından güvence altına
alınmış durumda, yayın grubu ise güvenilir bir şekilde yaşamaya
devam ediyor.
Dinç Bilgin