Bildiri Büyükanıta ait değil
Abone olAskerin sert bildirisine 'Harbiyeliler'den tepki geldi. Açıklamada gündemi sarsacak birbirinden ilginç iddialar yer aldı..
Türkiye tarihinde en çok tartıştığı darbe söylemlerini
bugünlerde yeniden tartışıyor. Genelkurmay'ın internet sitesinde
yayınlanan sert muhtıraya farklı kesimlerden farklı tepkiler
geliyor.
Ancak bu tepkiler içinde biri var ki, tüm dikkatleri üzerinde
topluyor.
TSK'dan emekli olan, ve halen bu görevi yürüten Harbiyeliler
tarafından hazırlandığı iddia edilen internet sitesinde söz konusu
muhtıraya tepki gösterilirken, ilginç iddialar da ortaya
atılıyor..
www.harbiyeli.net isimli sitedeki iddialarda, Büyükanıt'ın sözde
muhtıra ile tuzağa düşürüldüğünün altı çiziliyor ve emekliliği
yaklaşan bir paşanın Büyükanıt'a oyun oynadığı iddia ediliyor..
Muhtırayı yazan kişinin isminin verilmediği bildiride, Nokta
dergisindeki iddialara de gönderme yapılırken TSK'nın bugüne kadar
dillendirmediği dini hassasiyetlere dikkat çekilmesi gözlerden
kaçmıyor..
O bildiriyi olduğu gibi yayınlıyor, yorumu sizlere bırakıyoruz:
TSK mensuplarından açıklama
Genelkurmay Başkanlığı’nın resmi web sitesi olan tsk.mil.tr
adresinde, 27 Nisan 2007 tarih ve BA-08/07 sayı ile yayınlanan
geceyarısı açıklaması, Sayın Genelkurmay Başkanımız ve bütün Türk
Silahlı Kuvvetleri mensuplarının düşüncelerini doğru olarak
yansıtmamaktadır.
Bahse konu açıklama, dört ay sonra emekliliği kesinleşen bir
orgeneral tarafından, bazı gazetecilerin katkısı ile aynı akşam
apar topar hazırlanarak Sayın Gnkur. Bşk.mızın tam onayı alınmadan
web sayfasına konulmuştur. İlgili orgeneral önce bazı basın yayın
organlarına böyle bir açıklama yapılacağı konusunda haber vermiş,
yazı sitede yayınlandıktan sonra da Org. Büyükanıt’ı telefonla
usulen bilgilendirmiştir.
Açıklamadaki “Sn. Genelkurmay Başkanı’nın 12 Nisan 2007 tarihinde
yaptığı basın toplantısı” ifadesi bu açıklamanın Org. Büyükanıt
tarafından yapılmadığının en açık delilidir. Bu açıklama kendisine
ait olsaydı, Sayın Gnkur. Bşk.ımız kendisinden üçüncü şahıs olarak
bahsetmeye gerek duymazdı.
Sayın Gnkur. Bşk.mız, oldu bittiye getirilip yayınlanarak Türk
Silahlı Kuvvetleri’ne mal edilen bu açıklamayı kabullenmek ve
savunmak durumunda bırakılmıştır.
Kamuoyunun açıklamadan haberdar olması sonrasında, Sayın Gnkur.
Bşk.mızın halk ve politikicılar karşısında TSK’nde bölünmüşlük
görüntüsü verecek bir red tavrı göstermemesi tamamı ile doğrudur.
Bununla birlikte toplumun TSK’nin gerçek düşüncelerini öğrenmesi,
asil Türk milleti ve onun bağrından çıkmakla onur duyan kahraman
Türk ordusunun asırlık güven ilişkileri açısından hayati öneme
haizdir.
Türk milleti ve ordusunu etle tırnak gibi birleştiren yüce değerler
ve asırlık birliktelik, halkın manevi değerlerini zedeleyen, dini
hassasiyetlerini küçümseyen hatta toplumun bir kısmını hain ilan
eden bir geceyarısı açıklamasına kurban edilemez.
Açıklamanın konu ve anlam bütünlüğünden uzaklığı, Genelkurmay
Başkanlığı’nın daha önceki açıklamaları ile karşılaştırıldığında ne
kadar hazırlıksız ve çalakalem olduğu, toplumu kucaklamaktan
mahrumluğu, aksine bağrından çıktığı halkı, Türk Silahlı
Kuvvetleri’nden soğuttuğu gazeteler ve köşe yazarları tarafından
acımasızca ifade edilmiştir.
Türk Silahlı Kuvvetleri mensupları Türkiye’de yükselen irticai ve
bölücü tehlikenin farkındadır ancak bunu ifade etmenin ilgili
açıklamada olduğu gibi acele, acemi ve aşırılıkla olmayacağının da
bilincindedir. Aynı şekilde irtica ve bölücülükle mücadelenin,
geçmişte olduğu gibi, sadece gazetelere manşet attırmakla,
Türkiye’yi uluslararası arenada sürekli üçüncü dünya ülkesi
durumuna düşüren darbe ve darbe tehditleri ile daha fazla
yapılamayacağı da açıktır. Ne Dünya ne Türkiye ne de Türk Silahlı
Kuvvetleri artık o eski günlerde değildir.
Demokrasiye müdahale söylentilerinin meydana getireceği ekonomik
dalgalanmalar da eski günlerdeki kadar hafif atlatılamaz. Bahse
konu açıklamayı kaleme alanların, Türk Devletinin dış ve iç
borçları yanında, özel sektörün de 100 milyar doları aşan dış
borcundan haberdar olmaması mümkün değildir. Bu dev meblağın bir
gecede ikiye üçe katlanması ve bunun sonucu olarak ortaya çıkacak
ekonomik kriz, iflaslar, işsizlik ve açlığın faturası acaba kime
kesilecektir? Toplumun belini kıracak bir ekonomik krize dolaylı da
olsa sebep olmak TSK’ni halkın gözünde büyütmez.
Türkiye’yi uçuruma sürükleyen irtica ve terörle mücalenin,
Cumhuriyet ve demokrasiye zarar verilmeden nasıl yapılacağı artık
bellidir. Yüce önderimiz Atatürk’ün mavi gözleriyle ümitle
izlediğimiz, Tandoğan’da güneş gibi doğan ve bugün de Çağlayan’da
çağlayanlara dönen coşkun halk mitingleri ile bu ortaya
koyulmuştur. Yaşlısı ve genci ile Anadolu’nun dört bir yanından
gelerek Ankara ve İstanbul’da bayrak gibi dalgalanan bu insanların
kimisinin başörtülü, kimisinin sakallı ve kimisinin de poşulu
olması herkese çok şeyler anlatmaktadır.
Atatürk’ün önderliğinde milleti ile omuz omuza istiklal mücadelesi
veren kahraman Türk Silahlı Kuvvetleri bugün halkına ve onun
değerlerine sırtını dönerek bir mücadele içinde olamaz. Halkı
arkasına almayan, halkın desteğini kazanamayan hiçbir hareket
başarılı olamaz.
Türk Silahlı Kuvvetleri’ni eleştirmeyi varlık sebebi edinen dış
bağlantılı sözde köşe yazarları, açıklamadaki “Kutlu Doğum Şöleni”
münasebetiyle Atatürk ve Türk bayrağı dekorlu salonlarda başörtülü
küçük kızların ilahi söylemesi ve kuran okunması gibi ferdi
uygulamaların TSK tarafından tehdit olarak değerlendirilmesini alay
konusu yapmıştır. Ellerine iyi bir malzeme sunulan bu kişiler, Türk
Silahlı Kuvvetleri’nin, ölme ve öldürme yeminleri eden, evlerinden
C-4 ve elbombaları çıkan bazı çeteciler hakkında bir tehdit
açıklaması yapmaması tezatından hareketle çirkin iddialarını
güçlendirmişlerdir.
Bahse konu açıklama, TSK’nin din karşıtı olduğu ve halkın yüzde
doksan dokuzunu oluşturan müslüman çoğunluğa kem gözle bakıldığı
yanlış fikrini akıllarda yerleştirmeye çalışan radikal dinci
çevrelerin ve PKK’lıların ekmeğine yağ sürmüşür. Türk Silahlı
Kuvvetleri’nin, Cumhuriyetin bütün diğer temel değerleri gibi
laiklik ilkesine olan bağlılık ve hassasiyetini, halkı askerlikten
soğutmada bir araç gibi kullananlara gün doğmuştur.
Türk Silahlı Kuvvetlerini yıpratmaya çalışan alçakların basın ve
internet ortamında hangi iftiraları kustuklarını yakın
geçmişimizden hepimiz biliyoruz. Bu çevrelerin çirkin iddialarını
güçlendirmekten kaçınmak bütün TSK mensupları için temel bir
görevdir. Emekliliği yaklaşan bir orgeneralin bunalım ortamından
kendisine bir makam çıkarma beklentisi, Türk milletinin kahraman
ordusundan beklentilerinden daha değerli olamaz.
İlgili orgeneral daha önce de Amerika’da bazı basın mensuplarıyla
sözde gizli buluşmalarında TSK’nin Nisan ayında darbe yapacağını
ifade ederek ülkemizi ve TSK’ni kamuoyu huzurunda zor duruma
düşürecek bir krize sebep olmuştu.
Org. Büyükanıt’ın Genelkurmay Başkanlığı öncesindeki iğrenç ve
asılsız iddiaların o dönemde emekliliği yaklaşan ve halen sivil
ortamlarda makam kavgası veren bir emekli general tarafından
üretilerek malum çevrelere servis edildiği de sonradan basın
yoluyla kamuoyuna yansımıştır.
Makam ve rütbe hırslarını ülke menfaatlerine tercih ederek radikal
gruplarla işbirliğine girebilecek kadar küçülen şahsiyetsizlerin,
yüce Atatürk’ün gençliğe hitabesinde “gaflet, dalâlet ve hattâ
hiyanet içinde bulunan, sahsî menfaatlerini, müstevlîlerin siyasi
emelleriyle tevhid eden” o dönemin hainlerinden hiç bir farkı
yoktur.
Halkın din ve kimlik değerlerini hiçe sayan bir anlayışın Türk
Silahlı Kuvvetleri’nde hakim olduğu boş söylenti ve iddiaları ile
Türk halkı ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nin binlerce yıllık ruh ve
beden birliğini zedelemeye çalışanların hevesleri kursaklarında
kalmaya mahkumdur.
Mevcut hükümet Cumhurbaşkanlığı seçimi sürecini basiretsiz bir
yaklaşımla krize döndürmüştür. Anamuhalefet partisi dahil olmak
üzere diğer siyasi birimler de en azından başka bir aday göstererek
toplumun ve siyasetin önünün açacak bir öngörüyü
sergileyememiştir.
Sayın Genkur. Bşkanımızın önderliğindeki Türk Silahlı Kuvvetleri
herşeye rağmen yüce Atatürk’ün mirasına saygının bir ifadesi
olarak, bu süreçte, Türk milletinin huzur ve menfaatlerini göz
önünde bulundurmuş ve siyasete, halkın tercihlerine ve hukuka
müdahaleden uzak kalmıştır ve bu tavrını sürdürmekte kararlıdır.
Tandoğan ve Çağlayan’da dalgalanan hareket Türk siyasetine yön
verecek güçtedir.
Türk Silahlı Kuvvetleri ülkesi ve milleti ile Türkiye’nin
bütünlüğün teminatı olarak olarak asil Türk milletinin kalbindeki
yerini herzaman koruyacaktır. Türk ordusu demokrasiye ve Türk
halkının sahip olduğu bütün yüce değerlere saygılıdır. Türk Silahlı
Kuvvetleri, başta laiklik olmak üzere, Cumhuriyetin bütün temel
değerleri kadar modern çağın vazgeçilmez değeri olan Türk
demokrasisinin de teminatıdır.
Kamuoyuna saygı ile duyurulur.
Sonsayfa.com