BİHDK'nin 'Azınlık' roporuna tepki
Abone olBaşbakanlık İnsan Hakları Danışma Kurulu'nun hazırladığı 'Azınlık' raporu tepki çekti. Her etnik grubu, azınlık olarak gören raporda kişisel görüşler hakim. Rapor şöyle:
Başbakanlık İnsan Hakları Danışma Kurulu'nun hazırladığı 'Azınlık' raporu tepki çekti. İnsan hakları örgütleri, raporun Başbakanlık'a ait olmadığını, oylamada da usulsüzlük yapıldığını belirtti. Kaboğlu, "Rapor BİHDK'nın" dedi Başbakanlık İnsan Hakları Danışma Kurulu'nun (BİHDK) hazırladığı ve "Sevr sendromunun bitmesi ve tek kültürlü ulus - devlet yerine Türkiyelilik üst kimliğinin benimsenmesi"nin önerildiği "Azınlık Hakları ve Kültürel Haklar" raporu, insan hakları örgüt ve kurulları arasında tartışma yarattı. Başbakanlık İnsan Hakları Başkanı Doçent Vahit Bıçak'ın, "Rapor Başbakanlık'ın değil" açıklamasına, BİHDK Başkanı Prof. İbrahim Kaboğlu tepki gösterdi. Bıçak, dün düzenlediği basın toplantısında, Prof. Baskın Oran'ın başkanı olduğu ve BİHDK'ya bağlı, "Azınlık Hakları Alt Komisyonu"nca hazırlanan raporun 78 üyeli kuruldan sadece 24'ünün oyuyla geçtiğini söyledi; BİHDK'nın çok sayıda üyesinin, raporun kendi görüşlerini yansıtmadığını söylediğini ifade etti. "Rapor, Başbakanlık'ın, Danışma Kurulu'ndan talep ettiği bir rapor değil. Kişisel görüşler" diyen Bıçak, raporda, onay veren kişilerin isimlerinin bulunmadığını da kaydetti. BİHDK'ya üye Hukukun Egemenliği ve Toplumsal Düşünce derneklerinin ortak açıklamasında da, "Rapora ilişkin oylama usulsüzdür. Devletin imkânlarıyla çalışan komisyonun ülkenin zararına bir rapor sunması talihsizliktir" denildi. Kaboğlu sahiplendi Kaboğlu ise Bıçak'a, "Kurul raporları konusunda açıklama yetkisi BİHDK Başkanlık Divanı ve Başkanı'ndadır" diyerek tepki gösterdi. Kaboğlu, "Rapor Başbakanlık'a iletilmedi" dedi. Raporun BİHDK'ya ait olduğunu söyleyen Kaboğlu, usulsüz oylama itirazlarının da kurula yapılabileceğini vurguladı. Raporun, Başkanlık Divanı'nca işleme konulmadan, basına verildiğini de belirten Kaboğlu, şöyle devam etti: "Baskın Oral, bazı kavramların daha da hukukileştirilip bir uzlaşma metni haline getirilmesine yönelik tavsiyemizi tam olarak metne yansıtamadı. Burada sorun olabilir. Sevr sendromu gibi ifadelerin törpülenmemesi, konuya karşı olanlara koz verdi. Hassas bir konu ama raporu karalama kampanyasına dönüştürmemek lazım." Raporda neler var? RAPORDA, Türk kimliği yerine "Türkiyelilik" üst kimliğinin kabul edilmesi, Türkçenin "devlet dili" olmaktan çıkarılarak sadece resmi dil olarak tanınması, tüm etnik ve dini unsurların azınlık olarak kabul edilmesi, Lozan'ın eksiksiz uygulanması önerileri yer alıyor. Raporda, reformlara karşı çıkanların "Sevr paranoyası" içinde olduğu iddia edilirken, söz konusu kişiler, 1920-30'larda Atatürk devrimlerine karşı çıkanlara benzetiliyor. MİLLİYET