Internet Haber Mobil Uygulama
Internet Haber mobil uygulamasını denediniz mi?
Internet Haber mobil uygulamasını denediniz mi?
Türkiye içeriden ve dışarıdan bir sarmal içine sokulmak isteniyor..
Güneydoğu’da yaşanan gelişmelere bakılınca, bölücü terör örgütünün hain saldırılarının artık sözde haklarını savunduğunu iddia ettiği kendi insanlarına yönelik de olmaya başlaması, bölge insanlarımızın terör örgütünden kaçıp kendi topraklarından göç eder hale gelmesi bir büyük oyunun sahneye konulduğunu gösteriyor..
Bildik tanıdık bir oyun!..
Yine arkasında uluslararası desteğin de olduğu bir oyun..
İçeriden, dışarıdan büyük bir tezgah.
Türkiye’nin önünü kesmek için bir sarmal!..
Açıkçası tarihe baktığımız zaman sıkça denedikleri ama millet-devlet el ele verince bir türlü emellerine ulaşamadıkları yeni bir oyunu yine sahneye sürdüler!..
Hiç kuşkusuz yine başaramayacaklar..
Hiç kuşkusuz yine emellerine ulaşamayacaklar..
***
Aman dikkat!..
Önce bu büyük milletin bir parçası olarak birlikte yaşadığımız, her biri Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan bölgedeki Kürt kardeşlerimize sırt çevirmeyelim..
Onlara daha fazla sahip çıkalım..
Onlara sahip çıkmazsak kanlı terör örgütünün kucağına itmiş, örgütün istediğini yapmış olacağımızı iyi görelim..
Bilelim ki işte o zaman bölünürüz, işte o zaman
ayrılırız!.
Ankara, İstanbul, İzmir, Trabzon veya Samsun’da oturup konuşmaya
hiç benzemiyor; Batman’da, Cizre’de, Şırnak’ta, Dargeçit’te,
Yüksekova’da terörle yaşamak.
O nedenle unutmayalım..
Bizi terör değil, ancak ayrımcılık bölebilir.
İnadına daha güçlü bir şekilde ‘biz biriz’ diye haykırma zamanı..
O nedenle; o bölgemize, o bölge insanlarımıza daha fazla sahip çıkacağız..
Onların yanında olacağız. Evlerini barklarını terk etmelerinin önüne geçeceğiz. Bölücü örgüte karşı direncini devlet olarak ayakta tutacağız..
***
Tabii ki bölge insanı kardeşlerimize de büyük sorumluluklar
düşüyor..
Bölgede yaşayan kardeşlerimize seslenmek gerek..
Bi dinle kardeşim..
Artık bilerek veya bilmeyerek bu bölücülük oyununun bir parçası
olmayın. Sizi bağrına basanın Türkiye Cumhuriyeti Devleti olduğunu
artık iyi anlayın..
Sizi temsil ettiklerini söyleyenler demokrasiden dem vuruyor ya..
Önce şunu iyi bilin..
Başka bir demokratik ülkede olsa terör örgütünü destekleyen HDP gibi partiler çoktan kapatılır, o partilerin terör örgütü ile iç içe olan milletvekillerinin dokunulmazlıkları çoktan kaldırılırdı..
Devletin bütün iyi niyetini suiistimal ediyorlar..
Şöyle son 14 yıla bakın..
Devlet olarak neler yapılmadı sizler için..
Hem demokratik haklarda..
Hem ekonomik alanda..
Hem yatırım anlamında..
Havaalanları, üniversiteler..
Üniversitelerde Kürt dili bölümü..
Devletin Kürtçe TV kanalı aldı başını gitti..
El atılmadık sorununuz kalmadı..
Ne istediniz de olmadı..
Artık oyuna gelmeyin..
Bölücü örgütün ve TBMM’deki uzantısının isteğinin sizi kullanarak ülkeyi parçalamak ve sadece kendi emellerine ulaşmak olduğunu iyi görün..
Devlet, millet el ele bunlarla mücadele etmek, etnik kökeni ne olursa olsun hepimizin görevi değil mi?
Hepimiz aynı tavanın balıklarıyız kardeşim..
Bu devlete sadakatle sahip çıkın..
Değerini bilin..
Uyanın artık..
Tasada da, sevinçte de bir olduğumuzu anlayın artık!..
Bu ülkenin bütün nimetlerinden bugüne kadar hepimizin birlikte
faydalandığının farkına varın artık..
Bu devlet sizlerden bir şey esirgemedi..
Yıllardır orada yapılan yatırımları yaktılar, yıktılar, polisimizi, askerimizi şehit ettiler, öğretmenlerimizi çocuklarınıza ders veremez noktaya ittiler ama yine devlet şefkatli elini üzerinizden çekmedi.
Çünkü ayrımız gayrımız yok!
Kız alıp kız veriyor, horonla halayları
birlikte çekmiyor muyuz?..
İster Kürt, ister Boşnak, ister Alevi, ister Çerkez etnik kökeni ne
olursa olsun herkesin bu ülkede bu büyük devletin cumhurbaşkanlığı
makamından bakanlık koltuklarına, milletvekilliklerinden
bürokrasinin en üst noktalarına, iş dünyasına kadar bütün
kademelerinde görev yaptığını ve yapmaya devam ettiğini görün
artık kardeşim..
Hiç kimseye “Sen Kürt’sün bu göreve
gelemezsin” denilmediğini anlayın
artık...
Güvenin hep arkasınız da duran bu büyük
devlete..
Doğulusu, Batılısı, Güneylisi, Kuzeylisi hep bir olduğumuzu görün
artık.
Bakın Irak’a ne halde..
Bakın Suriye’ye ne halde?
Bir büyük oyunun sarmalı içinde perişan olmadılar mı?
Bu cennet vatanın değerini bil be kardeşim..
***
Hiç kuşkusuz sorunlarımız var..
Ama sadece sizin değil ki..
Tabi ki yurdumun her bölgesinin insanları çeşitli sorunlar yaşadı, yaşıyor..
Kimse aksini söylemiyor..
Biri az diğeri çok!..
Ben Trabzonluyum..
Bakın biz Karadenizlilere..
Bu bölge insanı da yıllarca mağdur oldu..
Ama asla bölgecilik gibi bir derdi; bu vatan topraklarında ayrısı
gayrısı hiç olmadı!.
Oyuna gelmedi hiç..
Bi dinle kardeşim..
Şunu artık görün artık, bu devletin şefkatli eli size ne kadar uzansa birileri rahatsız oluyor!
Çünkü sizin huzurunuz, sizin mutluluğunuz sözde sizlerin hakkını aradığını söyleyenleri mutlu etmiyor!..
Çünkü işlerine gelmiyor!..
Dinleyin kardeşim..
Bakın bizim yöremiz Karadeniz’in de derdi
tasası var!..
Bize sizler de ‘Laz’ dersiniz..
Ama biz hiçbir zaman Karadenizliliğimizi, Lazlığımızı bu büyük milletin bu büyük devletin önüne çıkarmadık..
Dedim ya devlete başkaldırı mı?
Tövbe!..
Aksine ‘Ne olursa olsun
biz bu vatanın sigortasıyız’ dedik..
Bizim bölgemizde bazı yerlerde konuşulan Lazca için
‘Ana dilde eğitim Lazca olsun’ diye en küçük merakımız hiç olmadı.
Bi dinle kardeşim..
Sadece siz değil, biz de Karadeniz diye
adlandırılan topraklarda hep gurbet yaşadık, çok çileler
çektik!
Bazen inşaatçı olduk, bazen hamal.
Bazen yurt dışına göç eden emekçi.
Biz de garipliği yaşadık..
Biz de hizmet bekledik yıllarca..
Ne sandınız!..
Patika yollarla doludur yaşadığımız bölgemizin
kırsalları.
Siz mağdursunuz diye devlet baba tarafından
bölgenize son yıllarda yapılanların yarısı bizim bölgemize inanın
yapılmadı mı?
Sizin gibi açlığı biz de iyi biliriz kardeşim..
Sizin çektiğiniz yoksulluğu bizim insanımız da yıllarca çok çekti,
halen de çekenler var..
Gelin şu Karadeniz’imin dağlarına bakın!..
Devlet eli beklemeden ekmeğini taştan çıkarıyor
insanlar..
Güneydoğu'da siz susuzluktan
yakınırken, biz sellerin sürüklediği molozlar arasında
kaybettiklerimizin cesetlerini aramadık mı yıllarca..
Ve halen arıyoruz!..
Daha iki ay önce Hopa’mızı gördünüz!.
İsyan mı ettik!..
Sizler Lazlar Kürt'ün deniz görmüşüdür dersiniz,
biliriz.
Benziyor muyuz gerçekten?
Hem çok, hem de hiç!
Benziyoruz; siz karnı burnunda anne adaylarını kızak ile
hastanelere taşırken, biz de sırtımızda taşıdık yıllar
boyu..
Hala taşıyanlar var!..
Sizi temsil etiklerini söyleyenler
köprülerinizi bombalayıp yıkarken, biz köprü yapılmasını
bekledik!..
Benzemez miyiz?
Siz beton dökerken biz duvarcılık yapıyorduk.
Siz duvar örerken biz demir döşüyorduk.
Siz İstanbullarda park simsarlığı yaparken, biz gazinolar önünde
racon kesiyorduk!..
Sadece çileyi siz çekmediniz bizler de
çektik..
Şimdi öyle mi Allah aşkına..
Devletimiz her yerde..
Bölgenizde yapılan havaalanlarına, üniversitelere bir bakın..
Gıcır gıcır otoban yollarınıza bir bakın..
Bakın bölgenizde sizin hakkınızı aradıklarını söyleyen insanlar en lüks arabalarla, en lüks yaşamı yaşıyorlar..
Ana dilde eğitim diye Kürtçeyi resmi dil yapmak isteyenlerin sizin üzerinizden ülkeyi bölmek istediklerini, kendi çocuklarının Kürtçe eğitim diye dertleri olmadan ülkenin en iyi okullarında okuduklarını ve Türkçe eğitim almaktan çok mutlu olduklarını görün artık.
Bakın bölgenizden Türkçe eğitim alarak ne insanlar yetişti!
Sorun, resmi dilden yana hiç dertleri oldu mu?
Nobel ödülü alan, dünyanın gözünün üzerine çevrildiği ve Türk milletinin gururu olan Prof. Dr. Aziz Sancar hangi topraklardan doğdu, yetişti!.
Mardin’in Savur İlçesi’nde orta gelirli bir çiftçi ailenin sekiz çocuğundan yedincisi olarak dünyaya gelmiş..
Nerede eğitim ve öğretime başladı..
Mardin’de..
Bugün ne diyor..
“Türk milletinin bir ferdi olmaktan gurur duyuyorum. Her şeyi Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne borçluyum.”
Bu örneğin ötesi var mı?
Mardin’den çıkıp Nobel ödülü almasının anlamı nedir?
Bak kardeşim bi dinle..
İçeriden dışarıdan kullanılıyorsunuz..
Haksızlığa uğradık diye biz hiç
işyeri yıkmadık yıktırmadık, okulları yakmadık yaktırmadık,
otobüsleri ateşe vermedik verdirmedik..
Hiç kepenk kapatmadık, kapattırmadık..
Çocuklarımızı sokaklarda taş atsınlar, barikat kursunlar diye
bölücülerin eline yollamadık...
Ah kardeşim..
Yok aslında birbirimizden farkımız..
Tek farkımız oyuna gelip gelmemek!
Bak daha geçen gün haber bültenlerine düşen bir fotoğraf karesi vardı..
Silopi’de eli soğuktan donan küçük bir çocuğumuzun elini nefesi ile ısıtmaya çalışan bir Mehmetçiğimizin fotoğrafı size neyi anlattı?
İşte sen, ben, biz buyuz..
Bir tarafta sözde sizlerin hakkını koruduğunu söyleyen ama sizleri kendi evlerinizde yaşayamaz hale getirip sürgünü yaşatmaya başlatan bölücü örgüt..
Diğer tarafta devletimizin şefkatli eli..
Gelin devletinize yardımcı olun..
Gelin bu vatana sahip çıkın..
Bak kardeşim..
Çanakkale'de biz de öldük.
Yetmedi Pontus çeteleri ile mücadelede öldük.
Yetmedi Kore’de öldük, Kıbrıs’ta öldük.
Karadenizliliğimizi, Lazlığımızı büyük millet olmanın önünde hiç görmedik..
Devletimize sadakatte bugüne kadar tek bir
çatlak ses çıkmadı..
Yediği ekmeğe hiç kimse ihanet etmedi..
Biz ‘76 milyon
biriz’ diye hep haykırdık..
Siz de haykırın artık..
Güçlü bir şekilde, zamanıdır..
Sizi bağrına basan devletin Türkiye Cumhuriyeti olduğunu görün
artık..
Bakın son döneme bu devleti yönetenler sizin için neler yapmadı..
‘Çözüm süreci’ adı altında kendi siyasi ikballerini dahi riske ederek demokratik haklar konusunda bütün sınırları zorlayarak çok şey yaptı!..
Oyuna gelmeyin artık...
Tarihe bakın..
Kaç kez isyan çıkarılmış bölgenizde..
Hangisi başarılı olmuş..
Bu vatanı yıkmaya, bölmeye kimin gücü yetmiş..
Türk’ü, Kürt’ü, Alevi’si, Çerkez’i, Arnavut’u, Boşnak’ı, Roman’ı ile biz büyük bir milletin mensuplarıyız..
Bi dinle kardeşim bi dinle!
Gelin bu şanlı bayrak altında el ele birlikte geleceğe yürüyelim kardeşim!
Onların derdi siz değil, ülkeyi bölmek!..
Bakın Anadolu Ajansı'nın güvenilir kaynaklardan aldığı Kandil’den örgütün militanlarına yansıyan emirde ne söyleniyor.
“Artık anlaşılmıştır ki halk yanımızda yer almıyor, desteği bize değil askere veriyor. Acımayın, aldanmayın, akıllı hareket edin ve ayırım yapmayın. Evleri, okulları, hastaneleri yerle bir edin. Ambulansları hareket ettirmeyin, hedef alın vurun.”
Bu sözlerin duyunca insanın kanının donmaması mümkün mü?
Yaşam hakkından bahsediyorlar ya..
Bilin ki yaşam hakkını en son ağzına alacak olanlar sözde sizin hakkınızı savunduklarını söyleyenler bunlar işte..
Anlayın artık..
Artık ‘Yeter’ diye haykırın..
Unutma kardeşim..
Hep bir olduğumuz Malazgirt’ten Çanakkale’ye, Kurtuluş Savaşı’na kadar tarihin her devresinde bu büyük millet için ‘Söz konusu vatansa gerisi teferruat’ olmuştur
‘Tek Millet, Tek Vatan, Tek Bayrak’ asla değişmez..
Bakın ölümünün 80.yıldönümünde rahmetle, minnet ve şükranla andığımız büyük usta, milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy ne diyor:
‘Girmeden tefrika bir millete düşman giremez. Toplu vurdukça yürekler onu top sindiremez.’
Anla ve oyuna gelme kardeşim..