Beynin sırrı kadın ve erklerde eşit görülüyor
Abone olMersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aynur Özge, dünya nüfusunun yaklaşık yüzdü 1’ini etkileyen...
Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Ana Bilim Dalı
Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aynur Özge, dünya nüfusunun yaklaşık yüzdü
1’ini etkileyen sara hastalığının (epilepsi) beynin sırlarından
biri olduğunu, erkek ve kadınlarda eşit olarak görüldüğünü
söyledi.
Uzmanlar, bilim ve teknoloji alanında atılan önemli adımlara rağmen
insan beyninin hala birçok sır barındırdığını, bu sırlardan birinin
de halk arasında ’sara hastalığı’ olarak da bilinen epilepsi
olduğunu belirtiyorlar. Nöroloji, Algoloji ve Klinik Nörofizyoloji
Uzmanı Prof. Dr. Özge, kısa süreli beyin fonksiyon bozukluğuna
bağlı olan ve beyin hücrelerinde geçici anormal elektrik yayılması
sonucu ortaya çıkan epilepsi ile ilgili İHA muhabirine açıklama
yaptı. İnsan beyninin 100 milyardan fazla hücrenin birbiriyle
kurduğu sonsuz olasılıkta bağlantı üzerine kurulmuş, saniyede
milyonlarca bitlik işlem kapasitesine sahip muhteşem bir
bilgisayara benzetilebileceğini ifade eden Özge, “Bu kadar yoğun
elektriksel bağlantı ve devrenin olduğu sistemde her gün yaşanan
küçük aksaklıklar bizler farkına varmadan giderilir. Ancak zaman
zaman aksaklık belirli bir eşik değeri aşarsa beyin kabuğunun
ilgili bölgesinde sıra dışı bir elektriksel aktivite oluşur. Bu
elektriksel aktivite, ilgili beyin kabuğu bölgesinin temsil ettiği
vücut bölgesinde kasılma, kriz gibi sıra dışı işlev veya konuşmada
durma, gözlerin bir noktaya sabitlenmesi gibi var olan işlevin
yapılamaması durumu ile sonuçlanır. Bu tabloya tıpta ‘epilepsi’ adı
verilir ve bu durum halk arasında ‘sara hastalığı’ olarak bilinir”
dedi.
Epilepsinin, dünya nüfusunun yaklaşık yüzdü 1’ini etkileyen bir
hastalık olduğuna işaret eden Özge, hastalığın erkek ve kadınlarda
eşit olarak görüldüğünü kaydetti. Epilepsi nöbetlerinin herhangi
bir yaşta ortaya çıkabildiğini, ancak sıklıkla en gençler ile en
yaşlıları etkilediğini dile getiren Özge, epilepside belirli bir
oranda genetik yatkınlık bilinmekle birlikte direkt olarak
anne-babadan çocuğa geçen bir hastalık olmadığının altını
çizdi.
Epilepsi hastalarında bilincini kaybedip düşme, tüm vücudun
kasılması ve ağzından köpük gelmesi gibi durumların
görülebileceğini aktaran Özge, “Ancak çoğu zaman hastalarda bilinç
yerindeyken belirli bir vücut bölgesinde kasılma, silkelenme, şekil
değiştirme, konuşmada duraksama, algılamada bozulma, ağız
şapırdatma, aranma, hayal görme veya sıra dışı davranışlar gösterme
ile seyreden nöbetler de görülür” diye konuştu.
“EPİLEPSİ HASTALARI DA HAMİLE KALABİLİR”
Epilepsi hastalarının büyük kısmının erken ve doğru tedavi ile
sağlıklı bir hayat sürebileceklerine dikkat çeken Prof. Özge, başlı
başına epilepsinin genel olarak yaşam kısıtlayan veya sakat bırakan
bir tablo olmadığının altını çizdi. Çoğu hastanın ilaç tedavisi ile
tamamen rahatladığını ve doktorun uygun gördüğü sürenin sonunda
ilacının kesilebildiğini anlatan Özge, toplumda çok merak edilen
konulardan birinin de epilepsi hastalarının hamile kalıp
kalamayacakları olduğunu kaydetti. Özel birkaç tıbbi durum
haricinde epilepsi hastalarının genel olarak hamile
kalabildiklerini söyleyen Özge, “Epilepsi hastaları doktor kontrolü
altında sağlıklı bir hamilelik ve doğum süreci yaşayabilirler. Bazı
hastaların ilaçları doktor tarafından hamilelikte kesilebilir.
Ancak genel olarak ilaç kesimi kararı ve nasıl kesileceği mutlaka
doktor kontrolünde gerçekleştirilmelidir. Hamilelikte hangi
ilaçların kullanılabileceği ve dozları konusunda doktora
danışılmalıdır. Keza loğusalık döneminde de doktor kontrolünde ilaç
kullanılabilir. Anneden bebeğe geçen birkaç özel durum dışında her
epileptik annenin bebeğine hastalık geçmesi beklenmez” ifadelerini
kullandı.
EPİLEPSİ İLAÇLARI ZARARLI MIDIR? KISIRLIK VEYA ZEKA GERİLİĞİ YAPAR
MI?
Çok sorulan sorulardan birinin de epilepsi hastalarında psikiyatrik
sorunların sık görülüp görülmediği olduğunu belirten Özge, iyi
kontrol edilen bir hastada ek bir psikiyatrik sorun beklenmediğini,
ancak özellikle küçük yaşlardan itibaren çok sık nöbet geçiren,
nöbetler sırasında düşerek kafa travması geçiren hastalarda zeka
sorunları veya davranış sorunları görülebileceği bilgisini verdi.
Bu durumda epilepsi tedavisinin psikiyatrik tedavi ile
birleştirilmesi gerektiğini ifade eden Özge, epilepsi ilaçları ile
ilgili kaygılar konusunda da şunları söyledi: “Epilepsi ilaçları
doktor kontrolünde ve bilinçli kullanıldıkları sürece zararlı
değildir. Doktorun ilaç kullanımı ve yapılacak tahliller
konusundaki önerileri dikkate alınmalıdır. Bu ilaçlara bağlı
kısırlık bildirilmemiştir. İlaç kullanımına bağlı zeka geriliği
beklenmez. Tam tersi ilaç kullanmayan ve doğru tedavi edilemeyen
hastalarda sıkıntı yaşanabilir.”
“KRİZ GEÇİREN HASTAYA SOĞAN KOKLATMAYIN”
Epilepsi krizi geçiren birinin uygun bir yere yan olarak
yatırılması ve hemen 112 acil servisin aranması gerektiğini dile
getiren Prof. Özge, hastaya müdahale konusunda şu önerilerde
bulundu: “Çenesinde kasılma varsa dilini ısırmaması için dişlerinin
arasına kaşık sapı, kalem gibi uygun bir malzeme yerleştirin. Hasta
kasılırken rahat nefes alıp vermesi için kravat, eşarp gibi nefes
almayı zorlaştırabilecek eşyaları uzaklaştırın. Hastaya soğan
koklatmayın. Hastayı apar topar kendi aracınızla hastaneye
götürmeye çalışmayın. Hastaya kriz esnasında ilaç içirmeye
çalışmayın. Parmağınızı hastanın ağzına sokmaya çalışmayın.”
(İHA)