Kanal D'nin sevilen ekran yüzü Beyaz, programına telefonla
bağlanan ve kendisini öğretmen olarak tanıtan Ayşe Çelik'e PKK
propagandası yaptırmakla suçlanıyor.
Beyazıt Öztürk ile ilgili düşüncelerimi belirtmeden önce size
samimi bir itirafta bulunacağım.
Kanallar arasında dolaşırken tesadüfen Beyaz'ın programına
tesadüfen rastladım. Aslında izlediğim bir program değil ama
konuklar arasında futbolculuğuna hayran olduğum Yattara'nın
olduğunu görünce bir süre izlemek zorunda kaldım.
Yani anlayacağınız kendisini öğretmen olarak tanıtan kadının
söylemlerini canlı yayında dinledim.
Belki söyleyeceklerim size tuhaf gelecek ama o konuşmayı izlerken
kadının bir PKK sempatizanı olabileği benim de aklımın ucundan
geçmedi.
Konuşmasının başında "Ülkenin Doğusu'nda çocuklar ölüyor
farkında mısınız" deyince, "Of Beyaz'a ve
konuklara fena kapak yaptı. Helal olsun" dedim.
Kadının söylediklerini, genel olarak bölgede herşeyin düzelmesini
isteyen bir öğretmen ricası olarak gördüm tıpkı Beyaz gibi...Hatta
"Hainler çocuk öldürmesin" diye PKK'ya lanet
okuyacak sandım.
Konuşmasında ne "PKK" ne de
"Devlet" lafı geçmediği için telefon kapanıncaya
kadar bir şüphe duymadım.
Zaten ekranda tekrar izlerseniz, Beyaz'ın bu sözler karşısında
yüzündeki çizgilerin yer değiştirdiğini ve allak bullak olduğunu
anlarsınız.
Bana göre, kadının anlattıklarını Türk milleti lehine zannetti
Beyazıt Öztürk. Kadına verdiği cevapta kullandığı "Bundan
sonra daha hassas olmaya gayret göstereceğiz" sözü eminim
ki benim gibi ekran başındakilere de çok anlamsız gelmiştir.
Beyaz hakkındaki düşüncelerimi soracak olursanız...
Program yayınlandığından beri okurlarım, "Bir şeyler
yazmayacak mısın?" diye beni dürtüyor. Doğrusunu
isterseniz sosyal medyada yapılan yorumları görünce içimden yazmak
gelmedi.
Gelmedi çünkü ben Beyaz'ın PKK propagandasını bilerek ve isteyerek
yapacak, yaptıracak biri olduğuna inanmıyorum. Dün ekranda
kendisini özür dilerken izledim. Dilediği o özür, benim kendisine
olan inancımı bir kez daha perçinledi.
Beyaz'ın yaptığı savunmaya inanmayanlara burada yapmam gereken bir
iki uyarı var.
Sosyal medyada iki gündür, "Beyazıt Öztürk, Gezi olayları
sırasında programını iptal ederek Gezi Parkı'na gidip eylemcilere
destek verdi" şeklinde bir algı operasyonu
yürütülüyor.
Olayın aslı şudur.
O hafta Beyaz'ın programına gelen üniversite öğrencileri, geçen
hafta Ayşe Çelik isimli kadının yaptığı gibi bir provokasyona imza
attı. Programın başlamasına dakikalar kala stüdyoyu terkedip Gezi
Parkı'na gittikleri için Kanal D yönetimi seyircisiz kaldı diye
programı iptal etti.
Bu olaydan bir hafta sonra yayınlanan programda Beyazıt Öztürk,
Gezi olaylarıyla ilgili düşüncelerini şu sözlerle dile getirdi:
"Ortak bir akılda buluşmanın tam zamanı olduğunu düşünüyoruz.
İnsanların Gezi Parkı'nın sadece Gezi Parkı olarak kalmasına
yönelik istekleri ve bu istekler sonucunda yaşanan olaylar,
gerçekten hepimizi çok üzdü. Hafta içi herkes açıklamalarda
bulundu, hiç kimsenin bilmediği aslında yeni bir cümlem yok.
Bildiğim şey sadece bir ülkem var ve birbirimize duyacağımız
saygıyla daha göreceğimiz çok güzel günler var."
Arkadaşlar...
Beyaz'ın programının hainlerin dilinde slogan olması nedeniyle
duyduğunuz öfkeyi anlayabiliyorum.
Ancak Maide Suresi'nin 8. Ayeti'nde Allah'ı Azimuşşan, "Bir
toplululuğa olan öfkeniz sizi adaletsizliğe sevketmesin"
diye buyuruyor. Lütfen öfkenizi bir kenara bırakın ve bu kirli
bilginin aklınızı esir almasına izin vermeyin.
Adam harcamanın çok kolay olduğu bir ülkede yaşıyoruz.
"Suçsuzsa çıksın özür dilesin" diyen, özür
dilediğinde ise "Numara yapıyor" diyen
vicdansızlardan olmayın! Özür dilemişse, "Hata
yaptım" demişse, bundan ötesi olmaz, olmamalı...
Diyanet'e atılan
iftira...
Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez 17/25 Aralık operasyonlarından
sonra Paralel Yapı lehine açıklamalarda bulunmayınca açık hedef
haline gelen isimlerden oldu.
Son olarak Diyanet'in "Babanın öz kızına şehvet duyması
haram değil!" şeklindeki provokatif fetva nedeniyle hedef
oldu.
Diyanet'in yaptığı açıklama, içeriden birilerinin provokatif
eylemlerde bulunduğunu gösteriyor. O fetvayı veren haysiyetsiz
sapığın kim olduğu çok yakında ortaya çıkacak elbet.
Bu sapıkça oyun üzerinden Mehmet Görmez Hoca'nın harcanacağını
düşünenleredir sözüm.
Hiç boşuna heveslenmeyin!
Değil onun kellesini, saçının bir tek telini bile vermeyiz. Sizin
gibi it sürülerini de onun tırnağına kurban ederiz.
Hadi başka kapıya!