Beyaz TV Usta'nın değil medyanın hikayesini anlattı!
Abone olRadikal yazarı Tayfun Atay Erdoğan belgeselsi diye yayınlanan "Usta'nın hikayesi" daha çok medyanın hikayesini anlattı...
GAZETECİLER.COM
Beyaz TV'de ekrana gelen Usta'nın
Hikayesi ilginç detaylarıyla gündemde yer bulsa da
Radikal yazarı Tayfun Atay
programın ortaya koyduğu resim üzerinden çarpıcı bir medya
eleştirisine
Atay "Usta'nın değil medyanın 'hikâye'si" başlıklı
yazısında programı masaya yatırdı. Sunucular, hazırlanan VTR'ler,
Erdoğan'a sorulan "sorular"ı sorgulayan Radikal
yazarı programın tümünden Erdoğan'a dair olmasa da medyaya dair
çarpıcı sonuçlara ulaştı.
İşte Atay'ın yazısındaki ilgili bölüm:
Hâlbuki hemen herkeste başta mevcut beklenti, daha çok belgesel
niteliğinde bir çalışmanın karşımıza çıkacağıydı. Hiç böyle
olmadığı gibi, eğlence kanallarında benzerlerine rastladığımız
türden, ama o format içinde düşünüldüğünde bile oldukça vasat bir
‘sohbet-şov’ izledik. Bir tek sohbet edilen ‘star’ın hayat akışında
iz bırakmış tanıdık sürpriz konuklar çıkarılmadı platforma, o
kadar. Belki bunu karşılayacak mahiyette de bir grup ‘şöhret-figür’
ve onların yanı sıra Cumhurbaşkanı ile yapılan görüşmelerin bant
yayını vardı.
En vahimi, sanırım röportajı yapan ve yer yer ‘kraldan çok kralcı’
izlenimi bırakan sunucularımızdı. Bana gariban ilkokulumuza önemli
bir şahsiyet (trafik bölge müdürü, itfaiyeden bir yetkili, Kızılay
veya Yeşilay’dan bir görevli, vb.) konuşma yapmaya geldiğinde
önceden öğretmenlerimiz tarafından elimize tutuşturulmuş veya
ezberimize yerleştirilmiş soruları soran öğrenci halimizi
hatırlattı!.. Müsamere gibiydi. Şöyle sorular vardı mesela:
“Aranızda çocuklarla muhteşem bir enerji var. Gittiğiniz her yerde
arabanızın arkası oyuncaklarla dolu. Bu çocuk sevgisi nereden
geliyor?..”
Ya da şöyle, sentaks sorunlu sorular: “Anacım bana hangi yemeği
yaptın dediğiniz hangi yemekler vardı?..” (Bu arada programın
başlamasını beklerken onun öncesindeki spor programında da
sunucunun “Günün gelişen gelişmeleriyle karşınızdayız” diye açılış
yaptığına kulak misafiri oldum. Galiba kanalda kronik bir sorun
bu.)
Sunucularımızdan Ferda Yıldırım program biterken “Soruları bilmem
nasıl buldunuz ama ben cevapların samimi olduğunu düşünüyorum”
diyerek bitirdi. O değilse de biz bildik, sorular da ‘samimi’ydi.
Gayet içten, ‘içeriden’!.. Tivitırda tartıştık, böyle bir program
nesnel ya da sorgulayıcı olmaktan ziyade öznellik üretir kaçınılmaz
olarak diye... Yalnız burada öznellik, sunucular nezdinde ‘özne’de
erimeye kadar vardı.
Yazının tamamı için