Beyaz et sektörü dar boğazda

Aynı zamanda Beyaz Et Sanayicileri Derneği ve Damızlıkçılar Birliği üyesi olan Gürdamar, beyaz et fiyatlarının geçmiş yıllara göre ucuz kaldığını, buna rağmen maliyetlerin çok yükseldiğini ve bu nedenle 2008 yılından umutlu olmadıklarını belirtti. 'ŞU ANDA BEYAZ ETİ ZARARINA SATIYORUZ' Maliyetinin yükseldiği beyaz etin fiyatını artırma şansları olmadığını ifade eden Gürdamar, şunları söyledi: ''Türk halkının satın alma gücü düşük. Fiyat biraz yükselse satın alma oranı hemen düşüyor. Sürekli üretim yaptığımız için mecburen düşük fiyata satmak zorunda kalıyoruz. Bu yüzden zarardayız. 2008'in ilk 6 ayı tavukçuluk sektörü açısından çok kötü geçti. Bu sene bütün firmalar zarar açıklayacak. Bunun nedeni maliyetlerimiz çok yüksek olması. Enerjiye zam geldi. Akaryakıttan dolayı nakliye giderlerimiz yükseldi. Geçen seneki kuraklıktan dolayı yem, ham madde fiyatları çok yüksek. Bunun yanında bir de ithal girdiler var. Bunların fiyatı da yüzde 200 yüzde 300 gibi artış gösteriyor. Hem içerden hem dışardan gelen olumsuz etkiler var. Türk insanın gelirinde ve ücretlerinde bir artış olmadığı için bizim ürettiğimiz malı yüksek fiyata satma şansımız yok. Yüzde 20 yüzde 25 zararına sattığımız aylar oldu. Yani çok yüksek zararlarla sattığımız aylar oldu. Şu anda da beyaz eti zararla satıyoruz.'' 'ÜRETİMİ DURDURAMIYORUZ' Sektörün Ramazan ayından da çok umutlu olmadığını bildiren Gürdamar, '' Satamadığımız malın bir kısmını şokluyoruz. Bu şoklu mallar piyasaya çıkacak, ramazanda satışlar yüzde 10 artsa bile bir etki olmayacaktır. Bu kadar olumsuzluğa karşın üretimi durduramıyoruz. Bizim sektörümüzde üretimi durdurmakta, üretimi hızlandırmakta ani kararla ve günü birlik olacak şeyler değil. Bizim 2009 üretimimiz bile planlanmıştır. Önümüzdeki 1 sene içinde üretimi azaltmak ve durdurma şansımız yok. Çünkü damızlığı almış koymuşuz. Zaten üretimi durduramadığımız için zarar ediyoruz'' diye konuştu. 'DEVLET TEŞVİK VERİRSE İHRACAT YAPABİLİRİZ' Gürdamar, beyaz et alanının büyük bir sektör olduğunu ve bu sektörü devletin takip edip, destek vererek, ihracat imkanı yaratması gerektiğini bildirdi. Türkiye'nin çok büyük bir ülke olduğunu ifade eden Gürdamar, sözlerine şöyle devam etti: ''Türkiye'nin herhangi bir yerinde kuş gribi olayı oluyor ve 6 ay Türkiye'nin her yerindeki üretimin satışı, ihracatı duruyor. Halbuki Türkiye'yi düşündüğünüz zaman belki de 10 tane AB ülkesinin coğrafi yapısı kadar büyük. Doğu Beyazıt'taki kuş gribinin Sakarya'ya nasıl bir etkisi olabilir ki? Sınırda bir yer ve birkaç kilometre ileride olsa bu olaydan Türkiye hiç etkilenmeyecek. Entegre tesislerde ya da çiftliklerde değil, köyde tavuk ölüyor. Bir ildeki vaka bütün Türkiye'yi etkilememeli. Buna bir çözüm bulmaları gerekiyor. İhracat şansı yaratmaları gerekiyor. Firmalar tek başına ya da bu sektör tek başına ihracat yapamaz. Devletin önce siyasi açıdan o ülkelerle ilişki kurup, o imkanı yaratması lazım. Örneğin Rusya ya da AB'ye ihracat yapılamıyor. Çünkü bunu politik olarak kabul ettirememişler. İhracat ufak tefek var. Eğer devlet teşvik verirse ihracat yapabiliriz. Bu sektörün gelişmesi açısından ihracat kapılarının açılması şart. Gereksiz yere imkanlarımızı harcıyoruz halbuki, çok iyi şeyler olabilir.''