Beyaz afet: ÇIĞ
Abone olTürkiye'de meydana gelen çığ olaylarında 1366 kişi yaşamını yitirdi. Nasıl korunuruz?
Türkiye'de 1923 yılından bugüne kadar meydana gelen 851 çığ
olayında 1366 kişi yaşamını yitirdi, 380 kişi yaralandı.
Afet İşleri Genel Müdürlüğü Afet Etüt ve Hasar Tespit Dairesi Çığ
Araştırma Geliştirme Etüt ve Önlem Şube Müdürlüğü'nden alınan
bilgiye göre, 1923 yılından sonra yurt genelinde 851 çığ olayı
meydana geldi. Bu afetlerde bin 366 kişi yaşamını yitirdi. 380
kişinin ise yaralandığı çığ nedeniyle 6 bin 68 konut yıkılarak
başka yerlere yapıldı.
Oluşmasına doğal etkenlerin yanı sıra dış etkenlerin de neden
olduğu ve meteorolojik kökenli afet olarak tanımlanan çığ, yurt
genelinde en fazla Doğu Anadolu Bölgesi'nde meydana gelirken bu
bölgeyi Karadeniz Bölgesi'nin doğu bölümü takip ediyor.
KAR YAĞIŞI ÇOK ÖNEMLİ BİR PARAMETRE
Topografik, meteorolojik parametreler ve bitki örtüsü ile doğrudan
ilişkisi olan beyaz afet çığın oluşumunda kar yağışının devamının
önemli olduğu kabul ediliyor. Özellikle mevcut kar örtüsü üzerine
bir defada 20-25 santimden fazla kar yağması durumunda, taze kar
kısa süre içinde bir çığ meydana getirebildiğine dikkat çekilirken,
yağmur yağışı ise özellikle ilkbahar aylarında çığlara neden
oluyor.
Yağış, rüzgar, yamaç eğim açısı, yamaç yönelimi, sıcaklık, zayıf
kar tabakaları ve yamaç örtüsü çığın oluşmasındaki doğal nedenler
arasında yer alırken, kayak yapanlar veya avcılar ile kar üstü
araçlar, patlatma, deprem ve ağır iş makinelerinin çalışması sonucu
meydana gelen titreşimlerin de çığa neden olabildiğine dikkat
çekiliyor.
ÇIĞ TÜRLERİ
Tabaka, kuru kar ve toz çığları ve ıslak olarak sınıflandırılan
çığların tümünün ölümcül tehlikelere neden olduğu, hareket
halindeki büyük bir çığın içine aldığı binlerce ton kar, ağaç, kaya
parçası gibi maddeler ile çok tehlikeli bir doğal afet olduğu
kaydediliyor.
Çığın önlenmesi için alınması gereken çeşitli tedbirler bulunuyor.
Çığı önlemek için alınması gereken aktif, kalıcı önlemler arasında
teraslama, ağaçlandırma, kar çitleri, ağlar, şaşırtmacalı kazıklar
ve tripodlar kurmanın yanı sıra rüzgarın etkisini azaltılmak için
kar perdeleri ve rüzgar çatıları oluşturması öneriliyor.
Çığı önlemek için ayrıca, saptırma ve geciktirme yapıları ile çığ
tünelleri, çığ barajları, uyarı sistemleri de pasif kalıcı önlemler
arasında yer alıyor.
Çığı önlemek için geçici önleme teknikleri arasında ise kornişlerin
düşürülmesi ve patlayıcıların kullanılmasıyla gerçekleştirilen suni
çığ oluşturma yöntemleri bulunuyor.
5 SANİYEDE 130 KİLOMETRE HIZA ULAŞIYOR
Çığın kopma anında, çökme, oturma veya kırılma sesi meydana
geldiğine dikkat çekilerek, bu sesten 1-2 saniye sonra kar
tabakaları hareket etmeye başladığı, kopan kar tabakalarının
yaklaşık 2 saniye içinde hızının saatte 15 kilometreye, 2 ila 5
saniye arasında ise bu hızın 40, 5-10 saniye arasında ise 70-130
kilometre hıza ulaştığı biliniyor.
Çığ altında kalanların yön ve yüzeyi belirleme imkanı kalmayacağı,
her nefes alışta kar ve hava karışımından oluşan buz katmanı ile
boğazın tıkandığının hissedileceği ve nefes almanın giderek
zorlaştığı çığ ile ilgili bilgiler arasında yer alırken, çığ
altında kalanlar için yapılabilecek en iyi hareketin yoğun bir
şekilde yüzme hareketi yapması olduğu uyarısında bulunuluyor.
Çığın 10-15 saniye arasında yavaşlayacağı kaydedilerek, bu esnada
bile yüzme hareketine devam edilmesi önerilirken çığ durduğunda
beton sertliğinde duracağı, kar içinde parmakları dahi hareket
ettirmenin imkansız olduğu ifade ediliyor.
Çığ altında kalanların 15. dakika içinde şuurunu kaybedebileceği,
tamamen kar altında kalanların yüzde 50'sinin 25 dakikada hayatını
kaybettiği, çığın 90. dakikasında kazazedelerin yüzde 80'nin öldüğü
belirtiliyor.
ÇIĞ NASIL HAFİF ATLATILIR
Arazide çığa yakalananların bağırarak veya başka ses kaynakları ile
diğer insanları uyarması gerektiği kaydedilirken, çığa
yakalanacağını anlayan kayakçıların batonları atarak ve etraftaki
sabit bir cisme tutunması, kırılmış ağaç veya kayalardan korunması,
yüzme hareketi ile çığın üstünde kalmaya çalışması gerektiği
bildiriliyor.
Kazazedenin ağzını sıkıca kapatması ve nefesini tutarak az oksijen
harcaması da önerilirken, oturma pozisyonu alması ve durma
zamanında bacaklarla zemini itmesi, bir eli ile ağzı ve burnu
kapatarak, diğer eli de başın üstünde tutarak hava boşluğunu
oluşturmaya çalışılması ayrıca başını sürekli sağa ve sola
çevirmesi de öneriliyor.