Fatih Sultan Mehmet karakterini canlandıran Mehmet Akif Alakurt önceki gün Rumelihisarı Antik Kafe'de kız arkadaşıyla kahvaltı yaparken görüntülendi. Yanındaki kız arkadaşıyla kahvaltı yapıp ardından kahvesini yudumlayan oyuncunun, gazetecilerin fotoğraflarını çektiğini görünce keyfi kaçtı. Şapkasıyla kendisini kamufle etmeye çalışan Alakurt, ilginden sıkılınca birkaç dakika sonra hesabı ödeyip, mekandan kalktı. Fatih dizisinin setinde yönetmenle kavga edip, bir figüranı dövdüğü iddialarını gülerek, cevapsız bıraktı. Dizide her şeyin iyi gittiğini ve izinli gününde olduğunu söyleyen oyuncu, hakkındaki iddialara "O kadar çok iddia ve spekülasyon var ki hangisine cevap vereceğimi şaşırdım. Başka bir gün bu sorularınıza yanıt vereyim" diye cevap verdi. Mehmet Akif Alakurt, kullandığı cipine, canlandırdığı Fatih Sultan Mehmet'ten esinlenerek özel plaka bastırdı. Alakurt'FT' harfli özel plakayı tercih ettiği görüldü. Ardından mekandan ayrılan oyuncu, birkaç dakika sonra hem valelerin ücretini ödemek hem de paketlettirdiği yemeklerini almak için aynı yere geri döndü. Bu kez gazetecilere gülümseyen oyuncu, daha sonra evinin yolunu tuttu. “Fatih” dizisi yayına girmeden setteki huzursuzluk iddialarıyla yansıdı basına. Başrol oyuncusu Mehmet Akif Alakurt’un bir yardımcı oyuncuyu dövdüğü haberiyle de ayyuka çıktı söylentiler. Tam sular durulmuşken yönetmenin onu sebep göstererek ayrılmasıyla yine gündeme gelen Alakurt’un “Best Model”likten Fatih Sultan Mehmet’liğe uzanan hikayesi... Hiçbir dizi yayımlanmadan önce bu kadar konuşulmamıştı herhalde. Gün geçmedi ki, “Fatih” dizisinin setinden bir huzursuzluk haberi dışarı sızmasın. Haberlerin odağında ise hep aynı kişi vardı: Fatih rolünü oynayan Mehmet Akif Alakurt... Bir gün yapım asistanlarının üzerine kılıçla yürüdüğünü, bir gün reji ekibini azarladığını duyduk, en nihayet bir yardımcı oyuncuyu dövdüğü haberiyle set tatil oldu. Ve birkaç gün sonra Med Yapım’dan bir basın açıklaması geldi: “Fatih dizisinin setinde kimi talihsiz olaylar yaşanmıştır... Büyük ölçüde yapılan işin gerginliğinden ve stresinden kaynaklandığına inandığımız bu olaylar sonucu çekimlere birkaç gün ara verilmiştir. Bu süre içinde herkes yaşananları değerlendirme imkanı bulmuş ve bu olayda kusuru olan taraflar, bu tarz olayların bir daha yaşanmaması için gerekli önlemleri alma imkanına kavuşmuşlardır.” Ama “Türk televizyon tarihinin en büyük bütçeli dizisi” diye adlandırılan “Fatih”, reytinglerde de çok aradığını bulamayınca, gözler yeniden başrol oyuncusu Mehmet Akif Alakurt’a döndü... Sosyal medya “Fetih 1453”ün Fatih’i Devrim Evin ile Alakurt kıyaslamalarıyla doluyken bir de yönetmen ayrılığı geldi. Yönetmen Merve Girgin, “Fatih” dizisini neden bıraktığını şöyle açıklıyordu Twitter’dan: “Med Yapım’la yollarımızı ayırdık. Sebebi M. A. Alakurt’tur... Şiddet uygulayan bir adamla kendimi ya da ekibimi çalıştırmam. Kamuoyuna duyurulur.” Gerçi bu “duyuru” kısa bir süre sonra silindi ama gören görmüştü. Ve bu, Mehmet Akif Alakurt’un ilk vukuatı değildi... Fatih Sultan Mehmet’e duyduğu hayranlık çocukluğundan kalma. Ordu, Fatsalı bir ailenin, 23 Temmuz 1979 İstanbul doğumlu en küçük çocuğu Alakurt. Üç ablası, iki abisi var. “Tam anlamıyla Türk örf ve geleneklerine bağlı” diye tanımlıyor ailesini. Çocukluğu Kadırga’da geçmiş. Anlattıklarından biraz haşarı bir çocuk olduğu anlaşılıyor, “Karakola torpil atıp kaçardık” diyor, “Polisler çıkıp bizi kovalardı.” Bir yandan da “evimin bahçesi gibiydi” dediği Topkapı Sarayı’na gidip gelirmiş ama. Fatih Sultan Mehmet hayranlığı çocukluktan kalma. İlerleyen yaşlarda evine Fatih tablosu asacak kadar... Sık sık gider Fatih’in kılıcına bakar, üzerinde ne yazdığını merak edermiş, 20 yaşında öğrenmiş ki “Kılıcın keskin olsun, tufana karşı bileğin kuvvetli olsun” yazarmış... Oyuncu olmak da çocukluk hayali... Bir gün büyüyüp Fatih’i oynamak, hayal bile edemeyeceği bir şans. Ama ondan önce modellik serüveni var ki ona da bir gün televizyonda Best Model of Turkey yarışmasını izlerken karar veriyor. Yıl 1997. Podyumda hayal ediyor kendisini, birinci olacağına inanıyor içinden. Böylece liseden sonra okumuyor ve annesinin önayak olmasıyla Neşe Erberk’in ajansına yazılıyor... Daha yolun başında “Gelecek Vaat Eden” ve “Türkiye Prensi” gibi iki unvana sahip oluyor. Fakat o sıra ona destek olan Erkan Özerman’ın itirazlarına rağmen askere giderek ara veriyor kariyerine. Gaziantep’teki askerliğini “hayal gücünün düşüşe geçtiği dönem” olarak görüyor. Biraz daha “ayakları yere basan” biri olarak dönüyor geri ve 18 yaşındaki hedefine çeviriyor gözünü. Ve o hayal ettiği kurdeleyi takıyor üzerine: 2001 Best Model of Turkey. Best Model of the World’de ise ikinci oluyor... Ondan sonra önemli firmaların katalog çekimleriyle geçen iki yıllık modellik kariyeri başlıyor. Hatta Lacoste’un çalıştığı ilk Türk model olmak gibi de bir özelliği var... Ve buradan gelen şöhret, onu asıl hayaline, oyunculuğa ulaştırıyor. 2003 yılında Şerif Gören’in çektiği “Kırık Ayna” dizisinde Ali Kirman adlı karakteri oynarken karşısında da kan davalısı rolünde hemşerisi Kadir İnanır var. Kafasında ve dilinde ise hep bir sinema filminde oynama isteği... Bir sonraki dikkat çeken rolü, “Hacı”daki Ahmet. Tuncel Kurtiz’in oynadığı Hacı’nın radikal İslamcı oğlu. Memnun kalıyor “Hacı”daki performansından. “Aslında Ahmet karakteri o kadar etkin bir karakter değildi, orada bizim oyunculuk yeteneğimizle öne çıktı. Zaten onun üzerine beş tane teklif aldım” diyor bir röportajında... İhtimal bu beş tekliften biri olan “Sıla”, kariyerinin bir başka dönüm noktası oluyor. Cansu Dere ile karşılıklı üç sezon Boran Ağa’yı oynadığı dizi bir fenomene dönüşüyor. Mehmet Akif Alakurt dizinin kostüm sorumlusu Özlem Çakır tarafından mahkemeye veriliyor. Kendisini darp ve tehdit ettiği iddiasıyla... Ve mahkeme tarafından para cezasına çarptırılıyor... Özel hayatından söz etmiyor, gece kulüplerinde pek görünmüyor. Ardından geliyor “Adanalı” ve Maraz Ali. Ekranda “ağır abi” rollerini oynarken röportajlarda da kendisine genç yaşına rağmen ağır, oturaklı görünmek gibi bir derdi olup olmadığı soruluyor sıkça. Bir yandan “Bakmayın sert durduğuma, duygusalım, ağlarım, her sabah Sünger Bob izlerim” gibi şeyler söylese de genelde az konuşuyor, özel hayatından hiç söz etmiyor, gece kulüplerinde pek görünmüyor, “dıştan değil içten dans ederim” gibi cümleler kuruyor çünkü... “Biraz ağır bir insan olduğumu düşünüyorum ama çok da değil” diyor: “Her şey dozajında. İyi bir proje ise karakter adına her şeyi yaparım. Komedi de oynayabilirim ama sinemada. Diziler genelde çok basite indirgenen, kısa zamanda çok geri dönüş istenen projeler. Bu yüzden bu projelerde kendimi gösterebileceğime inanmıyorum. Ama daha uzun zamanlı, daha titiz çalışmalarda yapabileceklerim konusunda kendime çok güveniyorum." Eski zamanların erkeklerinin daha “erkek” olduğunu düşünüyor. Gelgelelim beklediği sinema filmi yerine dizilerde devam ediyor şansı. İlk kez kendi memleketlisini, bir Karadenizliyi canlandırdığı “Reis” kısa ömürlü bir proje oluyor. Sonrasında da iki sene kadar sesi soluğu çıkmıyor. Ve geliyor meşhur “Fatih” rolü... Artık kendisini seslendireceğini açıklamış olmasına rağmen, birinci bölümde Bora Sivri, ikincisinde de yine Umut Tabak konuşuyor Alakurt’u. Polat Alemdar’ın da sesi hani... Mehmet Akif Alakurt ise Fatih Sultan Mehmet olarak röportajlar vermekte. Kendisini o döneme daha yakın bulduğunu söylüyor, ceza sisteminin daha ağır olduğu o düzeni şimdikinden daha adil buluyor, o zamanın erkeklerinin daha “erkek” olduğunu düşünüyor. “Sırf göğüs göğüse, elinde kılıçla savaşabilmek cesareti için bile hayran olabilirsin onlara” diyor... Fatih’in kadınları devlet idaresine sokmamasını beğeniyor sonra. Kelebek’ten Gülbahar Karakuş’a konuşurken, “Kadının yeri erkeğin yanında da değil, arkasındadır durumu var. Bunun ne kadar doğru bir karar olduğunu, Osmanlı’nın ilerleyen dönemlerinde kadınların siyasete karıştığında işlerin nasıl karıştığını görüyorsunuz” diyor. Neyse ki çağımız demokrasi çağı olduğu için kimin beyni çalışıyorsa onun lafının geçtiğini ekliyor, artık kadınların da politikaya atılmasında sıkıntı yokmuş... Adalete önem vermesiyle, kimsenin hakkını yedirmemesiyle hayran Fatih’e. “Ben de özel hayatımda adalet sistemine önem veriyorum” diye bir ortaklık kuruyor kendisiyle. Hakan Gence’nin “Günümüzde çok eşlilik güzel olur muydu?” sorusuna yanıtı: “Olmaz mı? Bunlar herkesin söyleyip isteyip söyleyemediği şeyler.” Peki bütün bunların sonunda da o dönemde yaşamak ister miymiş? Kesinlikle istermiş... Ne diyelim, kendisine en azından dizi karakteri olarak o dönemde uzun ömürler diliyoruz... Kılıcın büyüsüne fazla kapılmamasını temenni ederek... Alakurt, Fatih döneminde yaşamak istediğini söylüyor. “Fatih”setinde ne yaşandı? Anlatılanlara göre, “Fatih” dizisinde Mehmet Akif Alakurt, önce kılıç çalışırken kendisine selam vermeyen prodüksiyon asistanlarının üzerine yürüdü. Elinde kılıç olduğu için haliyle onunla birlikte... Bir başka sefer reji ekibini ciddi şekilde azarladığı, son olarak da kendisine küfürlü mesaj attığı söylenen bir yardımcı oyuncuyu dövdüğü iddia ediliyor. Sete ambulans çağrıldığı, oyuncunun mahkemeye başvurması halinde ifade vermeyi önerenler olduğu da söylenenler arasında...