Beş yıl içerisinde AB'ye gireriz
Abone olErdem Holding'in Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Zeynel Abidin Erdem, Türkiye'nin beş yıl içinde Avrupa Birliği'ne tam üye olacağını iddia etti. Erdem'in gerekçeleri şunlar...
Türk Amerikan İşadamları Derneği (TABA) Onursal Başkanı Dr.
Zeynel Abidin Erdem, AB ile ilişkiler, bundan sonraki muhtemel
gelişmeler, iş dünyasının beklentileri gibi konuları değerlendirdi.
Musul’da şehit edilen güvenlik görevlilerimize Allah’tan rahmet
dileyen Dr. Erdem, 17 Aralık zirvesi ve ülkede yaşanan kafa
karışıklığı ile ilgili değerlendirmesinde şunları söyledi:
“Türkiye’nin kafasının karışıklığı doğru. Ancak bundan Türkiye’nin
bölünmesi gibi sonucun çıkarılması çok yanlış. Türkiye 41 yıldır
halkının mutluluğu için, muasır medeniyetlere ulaşmış bu topluluğa
üye olmak için mücadele ediyor. Bu konuda da büyük bir mesafe kat
etti. Avrupa devletleri ise 1860’lardan beri Türkiye’yi kendi
içlerine alıp almama konusunda hâlâ çelişki yaşıyor. Ancak bizim
iktidar ve muhalefetimiz kendi iç meselelerini Meclis’in kapalı
kapıları ardında halledip halkın önüne çıkmamışlardır. Bunu
üzülerek görüyoruz. Bu iktidarın da muhalefetin de bir yanlışıdır.
Bu iktidar Avrupa’dan ne alacağını bilen bir iktidar ve görüşme
tarihi alma başarısını göstermiştir. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan
da, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül de oldukça başarılıdır.” İki
tarafın da halkı yeterince aydınlatamadığını ve kafa karışıklığının
bundan kaynaklandığını belirten Dr. Erdem, “İç meseleler
tartışılmalı, ancak ulusal meselelerde hemfikir olunmalı. Ancak
bazı çekinceler de var tabi. Mesela Kıbrıs konusu. Bazıları atılan
imza ile Kıbrıs’ın tanındığını iddia ediyor. Ama bazı Avrupa
liderleri de bunun tanıma anlamına gelmediğini söylüyor.
Dolayısıyla bu konuda da kafalar karıştı. Biz de bu konuda net bir
sonuca varamadık” diye konuştu. Kırmızı çizgiler korunacak Dr.
Erdem “sözde Ermeni soykırımı” ve benzeri iddiaların her zaman
Türkiye’nin önüne getirileceğini ifade ederek şöyle devam etti:
“Ben AB temasları çerçevesinde merhum Turgut Özal ile birlikte bir
çok çalışmaya katıldım. O zaman da bunları gördük. AB’nin bizi
oyuna getirmeye çalışacağı kesindir. Çünkü onlar kendilerine
gelecek hazırlamak için çalışacaklardır. Bizim kara kaşımıza
gözümüze heveslenerek müzakere tarihi verilmedi. Bu bir art
niyetten de değil. 11 Eylül’den sonra Türkiye’nin rolü değişmiştir.
1.5 milyarlık İslam aleminin bir baskısı vardır. Bu ülkemizde
olduğu gibi diğer Müslüman ülkelerde de vardır. Diğer taraftan
ABD’nin Orda Doğu’daki hedefleri var ve bunlar AB’yi de aşıyor.
Toplumlar kendilerini ileri adım atarak isbat ederler, geri adım
atarak bu olmaz. Dolayısıyla imza atılmasından sonra bu devam
etmelidir. İktidar kırmızı çizgilerini koruyacaktır. Kabul
edemeyeceği konuda tavrını koyacaktır...” Dr. Erdem, iş aleminin
bundan sonraki sürece bakışı konusunda ise şunları söyledi: “Bizim
Gayri Safi Milli Gelirimizin Avrupa’dan düşük olmasının sebebi yine
Avrupa’dan kaynaklanıyor. Türkiye’nin ithalat veya ihracat
fiyatlarını belirleyen Avrupa’dır. Bir çifte standart vardır.
Türkiye bu durumdan kurtulmak için ince uzun bir yürüyüşe çıktı ve
bunun bir bedeli vardır. Türkiye bir takım şeyler verecek, imkanlar
sağlayacak, ancak insan hak ve hürriyetleri muassır medeniyetler
seviyesine ulaştırılmalıdır. Önce sosyal düzeninizi kurmanız
gerekir. Bugün Almanya’nın ve diğer Avrupa ülkelerinin nüfusu
düşüyor ama Türkiye’nin genç bir nüfus potansiyeli var. AB üyeliği
durumunda bu nüfus, başka bir yere değil AB’ye kanalize olacaktır.
Ünlü iş adamı, Müzakere tarihi alınmasının Türkiye’ye gelecek
yabancı sermayeyi etkileyip etkilemeyeceği konusunda ise şöyle
konuştu: “Türkiye’ye yabancı sermaye gelmesi tarih almakla ilgili
değil. Bu yükümlülüklerimizi yerine getirdiğimizde olacak bir
durum. Türkiye’de vergi çok, elektrik pahalı, bürokrasi ağır, iş
gücü pahalı. Biz hâlâ Polonya’nın dörtte biri olamadık. Daha
özelleştirme işini bile başaramadık. 5 yılda başaracağız Dr. Zeynel
Abidin Erdem şöyle devam etti: “Bizim yapmamız gereken nedir?
Türkiye 31 yeni problemle karşı karşıyadır. Bunların bazıları
Gümrük Birliği ile çözüldü. Ancak 26 ya da 27 dosya halen
masadadır. Türkiye çok iyi görüşmeciler seçmeli, gerekirse eleman
kiralamalıdır. Bizi en çok zorlayacak olan tarım dosyasını
rahatlıkla görüşecek elemanlarımız vardır. Önemli olan iyi
görüşmecileri seçmektir. Bu konuda son iki sene içinde 17 Aralık’ı
yakalamak için hükümet iyi bir hazırlık yaptı. Ama 17 Aralık
sonrası için daha dikkatli olmak zorundayız. Dışişleri elemanları
müktesebatı iyi bilir ve bu konuda onlar da olmalıdır. Müzakere
masalarında mücadele edeceksiniz. Her zaman rest çekmekle iş olmaz.
Bu o zaman gerekiyordu, Başbakanımız yaptı, ama bu komisyonlar
seviyesinde bunu yapamazsınız. Sözde Ermeni soykırımı konusuna
gelince, bu konuda çifte stardart var. Avrupa gözlerinin önündeki
Bosna-Hersek’te olanlara sessiz kaldı, ama hâlâ Ermeni
soykırımından bahsediliyor. Ben Türkiye’nin AB’ye kabul edileceğine
inanıyorum. Söylenen 2014’lü tarihleri ise önemsemiyorum, çünkü biz
bu süreyi 5 yılda aşarız...”