Beş kuruşluk Rahmi Turan iyi gazeteci, biz üçüncü sınıf gazeteci olduk!

Bugüne baktığımızda geçmişte yaptıklarının bir anlamı kalıyor mu? Bugüne baktığımızda bir yazıda üç yalanı birden yazman geçmişteki başarıların ne olursa olsun, üstünü kapatmıyor mu? 

Hadi ÖZIŞIK hadi.ozisik@internethaber.com

Rahmi Turan, benim de içinde olduğum bir grup gazeteciye "Üçüncü sınıf gazeteci" sıfatını yakıştırmış! 

Niye? 

Bizim kendisine kinimiz varmış!

Diğer meslektaşlarımı bilmem ama benim kendisine karşı herhangi bir kinim veya hasetim yok. Ama ne yalan söyleyeyim, Behiç Kılıç öldükten sonra kendisine vefasızlığından ötürü kızgınım. 

O kadar gazete çıkardığını yazmış Rahmi Turan, sanki tek başına yapmış bu işleri yanında biz yokmuş gibi... Behiç Kılıç'ın payı yokmuş gibi. O Behiç Kılıç ki, Rahmi Turan'ın kızını Adnan Oktar'ın elinden kurtaran biriydi... Rahmi Turan'ı aradığımda, "Aaaa, vah vah vah..." deyip, Behiç Kılıç'ın cenazesine katılmak bir yana, Feyman yengeyi aramadı, baş sağlığı dileğinde bulunmadı... 

Benim varsa bir kinim, bir hasetim veya kızgınlığım sebebi budur!

"Sakallı bebek" meselesine gelince...
Tan gazetesinin genel yayın yönetmeni olarak Tevfik Yener'i işaret ediyor Rahmi Turan... Doğru, doğru da senin bizim haberlerimize takla attırıp, bir çok masum insanın hayatını kararttığını nereye koyacağız Rahmi Bey? Biz seni biliriz, yaptığın gazeteciliği biliriz.... O kadar gazete çıkardığını rakamlarla başarılı olduğunu söylüyorsun, nerede o gazeteler ve sen şimdi neredesin? Hürriyet gazetesinde yaptığın kirli gazetecilikten ötürü bir sene bile kalamadın, senin gazeteciliğine alışık olmayan gazetecilerin tamamı Hürriyet'ten ayrıldı... 

Bunlar da önemli değil...

Velev ki çok güzel şeyler yaptın...

Velev ki müthiş gazetecisin...

Velev ki ödülleri silip süpüren bir gazetecisin...

Bugüne baktığımızda geçmişte yaptıklarının bir anlamı kalıyor mu? Bugüne baktığımızda bir yazıda üç yalanı birden yazman geçmişteki başarıların ne olursa olsun, üstünü kapatmıyor mu? 

Rahmi Turan 84 yaşında...

"Tokmak" köşesinde her gün açlıktan, sefaletten, hastane kuyruklarından söz eder durur... Londra'da tedavi görüyor, Allah şifa versin. Ve Allah gecinden versin, hak vaki olursa, biz ne diyeceğiz arkasından...

"Nasıl bilirdiniz?" diyecekler Rahmi Bey!
Biz ne diyeceğiz, bir akıl ver bize!
"İyi bilirdik" diyebilecek miyiz?

Biz üçüncü sınıf gazeteciymişiz!

Valla Rahmi Turan, senin gibi yalancı bir gazeteci olmaktansa üçüncü sınıf gazeteci olmaya razıyım... Ayrıca Muharrem İnce senin beş kuruşluk biri olduğunu ortaya koyan bir dava açtı.Beş kuruşluk dava seni herkese anlatmaya yetiyor.Sen istediğin kadar ''üçüncü sınıf gazeteciler'' yaftasını kullan. Öğretmen olan Muharrem İnce senin notunu vermiş, bu sana yeter...

Bu ne yüzsüzlük yahu!

Ömrünün son günlerinde gazeteciliğin ırzına geçen sen, sonra da utanmadan, sıkılmadan karşımıza çıkıp, arz-ı endam eyleyen yine sen...

Yaptığın rezillik 10 gündür konuşuluyor. 
Özür diledin...
Teşekkürü de kaptın...
Şimdi yapman gereken tek şey var...
Çekip gitmek...

Not: Sakallı bebek haberinden sıyıran rahmi Turan'ın kirli gazeteciliğini buraya listelersem hem vallahi hem billahi sayfalar yetmez... Nazmiye Demirel'e attığı o alçak iftirayı hiç konuşmuyoruz...