Berkan da internet medyasına taktı
Abone olRadikal Genel Yayın Yönetmeni İsmet Berkan da, internet medyasını eleştirenler kervanına katıldı. Berkan'a göre internet medyası, sadece dedikodu yapıyor..
Gazeteciden al haberi! başlıklı yazısında Berkan, o günleri bakın
nasıl anlatıyor: Radikal'i çıkarmaya hazırlandığımız günlerdi.
Gazetenin adının Radikal olacağı yeni belli olmuştu ve doğal olarak
gazeteciler arası iç dedikodu dünyasında yığınla laf konuşuluyordu.
Bir gün Mehmet Yılmaz, "Gelin bir deneme yapalım" dedi birkaç
kişiye. "Bakalım gazeteciler arasında dedikodu ne kadar hızla
yayılıyormuş, bir test edelim." Ardından geniş katılımlı bir
toplantı düzenledik, gazeteyi konuşmak için ve orada Mehmet Yılmaz
ilgisiz bir anda söze girip, "Bazı insanlar amma sersem oluyor"
dedi, "Herkes inandı gazetenin adının Radikal olacağına... Radikal
diye gazete ismi mi olurmuş..." Mehmet Yılmaz, gazetenin 'gerçek'
adını açıklamadı elbette ama adının Radikal olmayacağını, Radikal
isminin insanları oyalamak için ortaya atılmış bir isim olduğunu
herkese ilan etti. Şimdi tam olarak hatırlamıyorum ama biz
toplantıdan çıktıktan yarım saat ile 45 dakika sonra bu dedikodu
bize geri dönmüştü. Artık bütün 'Babıâli' yeni gazetenin adının
Radikal olmadığını konuşuyordu. Bizim mesleğimiz böyledir işte.
Dedikoduların dolaşım hızı o kadar yüksektir ki, bu odada
konuştuğunuzu öteki odada bayağı çarpıtılmış olarak dinlersiniz
hemen. *** Bugün bu işler çok daha hızlı; çünkü internet
çağındayız. Sayısını tam olarak bilmiyorum ama sürüyle medya
dedikodusu sitesi var internette. Bir de 'haber' siteleri var,
onlar da sık sık medya dedikodusuna yer veriyor. Maksat gazeteci
milleti dedikodusuz kalmasın. Bu siteler gazeteci milleti
tarafından ciddi biçimde takip ediliyor. Çoğu gazeteci, kendi
gazetesinde olup biteni doğrudan kaynaklarına sormak yerine bu
sitelerden izliyor ve orada gördüğüyle de yetiniyor. Bir garip
durum yani. Yalnız bir mesele var: Biz gazeteciyiz. Mesleğimizin
önemli bir bölümü elbette dedikoduları takip etmek ama bir gazeteci
dedikodu ile yetinemez. Duyduğu şeyi en azından üç farklı kaynaktan
teyit etmesi gerekir. Ancak bu teyitler alındıktan sonra bir
dedikodu 'haber'e dönüşebilir; öteki türlü dedikodu olarak kalır,
kalmalıdır. *** Eskiden de böyleydi ama bu internet medya dedikodu
siteleri çıktı çıkalı işler de çığrından çıkmaya başladı.
Gazetecilerin, bütün haber kaynaklarına nispeten kolay
ulaşabildikleri kendi meslekleri hakkında haberlere değil de
dedikodulara bu kadar rağbet ettiğini görmek, aynı gazetecilerin
sokakta olup bitenleri biz editörlere ve siz okuyuculara doğru
dürüst, adil ve objektif biçimde aktarıp aktarmadıkları konusunda
derin şüphelere kapılmama neden oluyor. *** Neden dedikoduyu
canımızı sıkacak bile olsa gerçeğe ya da 'haber'e tercih ediyoruz?
Bazen inanmak istediğimize inanıyoruz aslında, bazen de bizi
sahiden şaşırtana. Ama bunlar her zaman 'gerçek' olmayabiliyor. O
zaman da müthiş bir kayıtsızlıkla davranıyoruz, "Zaten bana da
makul gelmemişti" deyip işin içinden çıkıyoruz. Oysa, maalesef
dedikodu giderek gerçeğin yerini almaya başladı. Zaman zaman, bana
sormayı akıl eden bir meklektaşıma basitçe gerçeği söylediğimde,
"Ama falanca sitede öyle yazmıyor" cevabını aldığım da oldu. ***
Dediğim gibi bunlar uzaktan bakınca bizim mesleğimizin iç işi gibi
gözüküyor ama aslında değil. Mesela bütün ilgilileri tarafından
ısrarla yalanlandığı halde bir haber günlerdir gazetelerimizde
yayımlanmaya devam ediyor. Kim bilir, belki de 'Ateş olmayan yerden
duman çıkmaz' diye düşünülüyor, belki de temenniler haber haline
getiriliyor. Dünya, algılananların gerçeğin yerine geçiyor olmasına
alışmaya çalışırken biz Türkiye'de bir adım daha ileri gidiyoruz
galiba. Bizde dedikodu gerçeğin yerini almaya başlıyor giderek.
Yazı: İsmet Berkan Kaynak: Radikal Gazetesi