Berk bebeğin annesine ağır ceza istemi
Abone olKocaeli'nin Gölcük ilçesinde, 2 aylık bebeğini evde yalnız bırakıp ölümüne neden olan anne için, 20 yıldan 25 yıla kadar hapis cezası talep edildi.
KOCAELİ'nin Gölcük ilçesinde, 2
aylık bebeğini evde yalnız bırakıp 9 günlük Kurban Bayramı
tatilinde Hatay'daki ailesinin yanına giderek, bebeğinin ölümüne
neden olduğu iddiasıyla tutuklanan anneye 20 yıldan 25 yıla kadar
hapis cezası talep edildi.
İddianamede, annenin, evde son defa besleyerek ölüme terk ettiği
bebeğinin 6-7 gün yaşamış olabileceği belirtildi. Yine iddianameye
göre, anne yasal engele takıldı, ısrarlı talebine rağmen kürtaj
olamadı ve bebeğini zorunlu olarak doğurdu, Berk bebek yoğun acı
çekerek öldü.
Yine iddianameye göre, anne yasal engele takıldı, ısrarlı talebine
rağmen kürtaj olamadı ve bebeğini zorunlu olarak doğurdu, Berk
bebek yoğun acı çekerek öldü.
Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığına hazırlanan iddianamede, Berk
bebeğin annesi Seçil Müge D. "şüpheli", babası olduğu tespit edilen
Tayyar A. da "mağdur" sıfatlarıyla yer aldı.
İddianamede, 20 Ekim 2013'te Gölcük Necati Çelik Devlet
Hastanesi'nde görevli polis memurlarının, nöbetçi cumhuriyet
savcısını arayarak hastaneye ölü bir bebeğin getirildiğini
söylemesi üzerine soruşturma başlatıldığı belirtildi. Burada
yapılan ilk inceleme 2 aylık olduğu anlaşılan bebeğin açlık ve
susuzluk nedeniyle öldüğünün tespit edilmesi üzerine şüpheli olarak
35 yaşındaki anne Seçil Müge D. ile görüşülüp konuyla ilgili bilgi
alınmak istendiği anlatıldı.
İÇİ KÜFLENMİŞ MAMANIN OLDUĞU
BİBERON
Bununla yetinilmeyerek kolluk görevlileri eşliğinde şüpheli Seçil
Müge D'yi de alıp Gölcük'teki evine gidildiği ifade edilen
iddianamede, "dubleks evin alt katında yapılan incelemede
mutfak kısmında içi küflenmiş mamanın bulunduğu biberonun dikkati
çektiği"ne yer verildi.
YATAK ODASINDA POŞET İÇİNDE BEBEK
BEZİ
Yatak odasında bir poşet içinde kirli bebek bezi görüldüğü ve
incelemede bu bezin uzun süre bebeğin üstünde kaldığının
anlaşıldığı vurgulandı. İddianamede, şüphelinin 11 Ekim 2013'te
Hatay'ın Erzin ilçesinde yaşayan ailesinin yanında gidip 20 Ekim
2013'te döndüğünü söylediği belirtilerek, bebeğin varlığından
ailesinden kimsenin haberdar olmadığını anlattığı kaydedildi.
BEBEK AÇ SUSUZ 6-7 GÜN
YAŞAMIŞ
Otopsi raporuna dikkat çekilen iddianamede, Berk bebeğin,
otopsisinin yapıldığı 20 Ekim 2013'ten 2-3 gün önce öldüğü,
şüphelinin 11 Ekim 2013'te bebeği evde son defa besleyerek bırakıp
gitmek suretiyle ölüme terk ettiği bildirilerek, "dolayısıyla bu
belirtilere göre 17-18 Ekim 2013 tarihlerinde ölüm olayı
gerçekleşen bebeğin 6-7 gün yaşamış olabileceği" kaydedildi.
Yetişkin bir insanın sıvı ve yiyecek olmadan 10-14 gün, vücudun susuz kalması halinde ise 1-3 hafta aç kalabildiği bilgisine yer verilerek, bu sürelerin bebeklerde dayanma gücüne göre değişiklik gösterdiği anlatıldı.
İddianamede, "Mevcut olayda beslenerek bırakılan bebeğin
6-7 gün sıvı kaybederek hayatını kaybettiği anlaşılmıştır"
ifadesi kullanıldı.
YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU
TEŞHİSİ
Ayrıca 2011'den bu yana sağlık kurumlarından tüm muayene bilgileri
alınan annenin, 2012'de 2 kez "yaygın anksiyete bozukluğu (sürekli,
aşırı ve durumla uygun olmayan bir endişe durumu)" teşhisi
konulduğu belirtildi.
Şüphelinin Kurban Bayramı tatili için gittiği Erzin ilçesinden 9 gün sonra sabah 09.00'da Gölcük'teki evine geldiğini, yaptığı mamayı bebeğe yedirmeye çalıştığını fakat yemeyince bebeği ticari taksiyle hastaneye götürdüğünü söylediği kaydedildi.
Zanlı annenin, sorgusunda, bebeğini anne, baba ve ailesinden
kimsenin bilmediğini, kendisinin de 2,5 aylık hamilelikten sonra
durumu öğrendiğini anlattığı ifade edildi.
YASAL ENGEL NEDENİYLE KÜRTAJ
OLAMAMIŞ
İfadesinde, akrabası olduğunu söylediği M.Ş'den, bebeğini kürtaj
yoluyla aldırmak için yardım istediğini, söz konusu kişinin
kendisini bir doktora yönlendirdiğini ancak doktorun, bebeğin 2,5
aylık olduğu için alınamayacağını söylediği kaydedilen iddianamede,
şüphelinin, yasal engel nedeniyle kürtaj yaptıramadığını ve
bebeğini doğurmak zorunda kaldığını söylediği anlatıldı.
Bebeğine, kendisinin okuldayken arkadaşlarının baktığını, fakat
isimlerini söylemek istemediğini belirten şüphelinin sorgusunda,
"Hatay'a gitmeden önce, bebeği kime bıraktınız"
şeklindeki soruya cevap vermediği kaydedildi.
EYLEM DİYE BİRİ YOK
İddianamede, zanlının daha sonra mahkemede, "Hatay'a
gideceği gün bebeğini evde bırakarak ayrıldığını ancak soyadını
hatırlayamadığı 'Eylem' adlı arkadaşını bebeğe ara ara bakması için
tembihlediğini söylediği" yönünde ifade verdiği
belirtilerek, yapılan teknik ve fiziki araştırmada,
"Eylem" isminde böyle bir kişinin olmadığının
tespit edildiği, şüphelinin söz konusu kişiyi
"uydurduğu" bildirildi.
BEBEĞİN ÖLDÜĞÜNÜ GÖRÜNCE ARKADAŞINA
MESAJ ATMIŞ
Zanlının, akrabası olduğunu söylediği M.Ş'nin ifadesinde,
kendisiyle bir akrabalığının bulunmadığını, öğrencilik yıllarından
bu yana tanışıklığının olduğunu söylediği anlatıldı.
İddianamede, M.Ş'nin, Seçil Müge D'nin, bebeğin cesedini bulduğu
gün kendisine mesaj attığını ve ne yapması gerektiğini sorduğu
kaydedildi.
Zanlının, ifadesinde, bebeğin babasının Adana'da polis memuru olarak görev yapan Tayyar A. olduğunu, kendisiyle geçen geçen yıl ocak ayı sonunda okulların yarıyıl tatilinde Adana'ya giderek, aynı evde bir hafta kaldığını, bu sürede ilişkiye girdiğini söylediği belirtildi. Tayyar A'nın, şüpheli ile ilişkisini ve Adana'da gerçekleşen beraberliğini doğruladığı ancak bebeğin varlığından habersiz olduğunu anlattığı ifade edildi.
İddianamede, Tayyar A, şüpheli anne Seçil Müge D. ve maktul
bebekten alınan kan, saç ve tükürük örneklerinin, İstanbul Adli Tıp
Kurumuna gönderildiği ve burada yapılan incelemede, bebeğin
annesinin şüpheli Seçil Müge D, babasının da polis memuru Tayyar A.
olduğunun kesin olarak tespit edildiği bilgisine yer verildi.
CEP TELEFONU KAYITLARINDA PİŞMANLIK
BELİRTİSİ YOK
"Şüphelinin incelenen cep telefonu kayıtlarından, Hatay'ın
Erzin ilçesinde geçirdiği süre zarfında, değişik erkek
arkadaşlarıyla samimi sohbetlerine devam ettiği, herhangi bir
pişmanlık duymadığı, hayatında herhangi bir değişiklik yapmadığı
anlaşılmıştır" ifadesi kullanıldı.
İddianamede, annenin 9 gün evde yalnız bıraktığı bebeğine, kasede mama yaparak kaşıkla içirmeye çalışması ve henüz 2 aylık bebeğin düşmemesi için etrafına yastıklarla tampon yapması gibi hususların, "şüphelinin akli dengesinin yerinde olmayabileceği" kanaatini uyandırdığına dikkat çekilerek, şüpheliyi, akıl sağlığının yerinde olup olmadığının tespiti için İstanbul Adli Tıp Kurumuna sevk edildiği aktarıldı.
''TATİLDE OLDUĞU SÜRE İÇİNDE ÖLECEĞİNİ
BİLEREK TERK ETTİ''
İddianamede, şu ifadelere yer verildi:
"Şüphelinin en son evden ayrılmadan önce biberon içerisinde
hazırlayarak bebeğine içirdiği mamanın küf bağlamış şekilde bebeğin
odasında kalması ve geri döndüğünde biberonun bebeğin odasından
alarak mutfağa bırakıp kase içerisinde mama yapması hususları
birlikte değerlendirildiğinde, dışarıdan herhangi bir üçüncü
kişinin herhangi bir müdahale veya girişimde bulunmadığı
anlaşıldığı, bu konuda bebeğin annesi şüphelinin, bebeğin
kendisinin tatilde olduğu süre içerisinde öleceğini bilerek terk
ettiğinin anlaşıldığı, bebeğin yoğun acı çekerek ölüm olayının
gerçekleştiği, herhangi bir kimseye emanet edildiğine dair hiçbir
bulgunun yer almadığı görülmüştür."
BEBEĞİ HERKESTEN
GİZLEMİŞ
İddianamede, ayrıca şüphelinin evinde yapılan incelemede, bir paket
bez, 3 ıslak mendil, bir bebek puseti, poşette birkaç ilaç ve bir
küçük paket mama haricinde bebek için başka bir hazırlığın
yapılmadığı kaydedildi.
Evde bebeğin beşiğinin bulunmadığı, evin, imkanı olduğu halde bebek odasının hazırlanmadığına işaret edilen iddianamede, ayrıca gerek binadaki komşular nezdinde yapılan araştırmada gerekse iş arkadaşları ve ailenin bebekten haberdar olmadığı, şüphelinin bebeği herkesten gizlediği belirtildi.
İddianamede, zanlının uzun zamandır arkadaşı olduğu anlaşılan
tanık M.Ş ile durumu paylaştığı ve kendisinden yardım istediğine
yer verilerek, bebeğin doğumu ve tedavisini bu kişinin yardımıyla
gerçekleştirdiği ifade edildi.
KÜRTAJ OLAMADI
Zanlının bebeği hamilelik döneminde aldırabilmek için elinden gelen
gayreti sarf ettiği, bebeği istemediği, tüm yaşamı ve
davranışlarıyla belli olduğu kaydedilen iddianameye, şöyle devam
edildi:
"Nüfus Planlaması Hakkındaki Kanunun 5. maddesi gereğince,
şüphelinin yasal engele takıldığı ve ısrarlı talebine rağmen kürtaj
olamadığı, bebeğini aldıramadığı, istemediği halde zorunlu olarak
doğurduğu, bebeğine bakması için herhangi bir kimseyi
görevlendirmediği, kimseyle görüşmediği, kimseden bu konuda destek
almadığı, kendi başına çaresiz kalan şüphelinin, bebeğin son defa
karnını doyurarak kendi başına bırakmak suretiyle ölüme terk
ettiği, bu nedenle atılı suçu işlediği anlaşılmıştır."
25 YIL HAPSİ İSTENİYOR
İddianamede, söz konusu nedenlerle şüpheli anne Seçil Müge
D'nin, "kasten öldürmenin ihmali davranışla
işlenmesi"ni düzenleyen yasa maddesi gereği 20 yıldan 25
yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edildi.