Berhan Şimşek CHP'yi bombaladı
Abone olCHP İstanbul İl Başkanlığı'na 15 ayda yapılan 4. atamaya, eski il başkanı Berhan Şimşek de tepki gösterdi.
"CHP'deki seçim, bağlamadaki akort işi değildir, bu
kadar arama yapılarak oluşturulsun." diyen Şimşek, böyle
büyük bir değişimin ardından il başkanının atamayla değil,
kongreyle belirlenmesi gerektiğine dikkat çekti. Şimşek, Oda TV
iddianamesine giren Halk TV pazarlığı konusunda ise şu yorumu
yaptı: "Yazılanlar doğruysa Deniz Bey'i tezgâh ve kumpasla
tuşa getirmeye çalışmışlar."
Berhan Şimşek, gündeme ilişkin Zaman'a açıklamalarda bulundu.
Son seçimlerde aday gösterilmediği için siyaseti şimdilik dışarıdan
izlemekle yetinen Şimşek, Oda TV iddianamesinde Soner Yalçın'ın,
Halk TV'yi satmaya yanaşmayan Deniz Baykal'a, İklim Bayraktar
vasıtasıyla şantaj planladığı iddiasının vahim olduğunu
belirtti.
"Yazılanlar, yaşananlar doğruysa Deniz Bey'i tezgâh ve
kumpasla tuşa getirmeye çalışmışlar. Yargı, gereğini
yapacaktır." diyen Şimşek, "Bir televizyon kanalı
var. Birileri almak istiyor. Bunun adı ticarettir. Ama yazılanlar
doğruysa bu ticaretin içerisine ne bubi tuzakları konuluyor. Eğer
konulmuşsa. Neler neler yapılıyor." ifadelerini
kullandı.
Ergenekon sanığı Yalçın Küçük'ün Oda TV soruşturması kapsamında
evinde ele geçirilen ve CHP'nin eski yönetimini hedef alan
'3 Kasım, CHP'yi parçaladık. Kılıçdaroğlu darbe
yaptı' yazılı belgeye ilişkin olarak da, "Eğer
CHP'de Yalçın Küçük darbe yaptıysa, CHP'yi parçaladıysa, gelsin
baksın eserine." yorumunu yaptı. Bunun yanında uzun
tutukluluk süreçlerine karşı olduğunu da dile getirdi.
ERGENEKON SANIKLARININ KATKISININ OLMADIĞI, OY ORANINDAN ANLAŞILIYOR
Partisinin hâlâ tartışılan milletvekili aday seçimiyle ilgili de konuşan Berhan Şimşek, şu andaki milletvekili listesini 'toplama takım' olarak nitelendirdi. Dışarıdan gelen isimlerin oy getirmediğine dikkat çeken Şimşek, Ergenekon sanıklarının da seçime katkısının olmadığının açıkça görüldüğünü dile getirdi. Cezaevindeki kişilerin aday gösterilmesinin gelenek haline gelmemesi gerektiğini vurgularken, "Suçları sabit değildir henüz. Ama aday göstermek zorunda da değillerdi. Başka bir yönetim göstermeyebilirdi. Cezaevinde tutuklu bulunan kişilerin aday gösterilmesi demokraside bir gelenek haline de gelmemeli." diye konuştu.
Partisinin geldiği son durumun iç açıcı olmadığını da söyleyen
Şimşek, Kılıçdaroğlu'na olan güvenin gittikçe azaldığını belirtti.
Şimşek, şöyle devam etti:
"O malum komplo olmadan önce herkes 'Deniz Baykal
gitsin' diyordu. Bu yüzden Kemal Bey'in yerinde o dönem
kim liderliğe aday olsaydı ilgi ve kabul görürdü. Kılıçdaroğlu ilk
geldiğinde oy oranları yüzde 38-40'lardaydı. Şimdi ise sonuç
ortada. 20-22'ler bandına düştüğü söyleniyor. Yapılan yanlışlar
büyük rol oynadı bu tabloda. Mesela 3 Kasım 2010'da yapılan
MYK'daki değişiklik kırılma noktası olmuştur. 'Korku
imparatorluğunu yıktık' dedikten sonra daha korkunç bir
şey çıktı ortaya. Tunceli'deki genel af ve Hakkâri'deki özerklik
söylemleri, yapılan yanlışlıklardır. Ben iki söylemde de Kemal
Bey'in kamuoyunda algılandığı gibi olumsuz bir anlamda
söylemediğini biliyorum. Ama bir siyasetçinin söylediği sözlerin
nereye gideceğini ve çekilebileceğini görmesi gerekir."