Bergama dosyası yeniden açıldı
Abone olNormandy şirketi de devleti aldattığı ve Hablemitoğlu ile gizli ilişkide olduğuna dair iddialara cevap verdi.
İzmir'in Bergama İlçesi'nde bulunan, Normandy Madencilik Şirketi
tarafından işletilen Ovacık Altın Madeni'nde 13 yıl çalıştıktan
sonra emekli olan, emekli olduktan sonra da kendisine verilen
geçici görevi kabul etmeyerek işten ayrılan Maden Mühendisi Hasan
Gökvardar, ilginç iddialarda bulundu. Maden Mühendisi Hasan
Gökvardar bugün, "İzmir-Bergama, Eşme, Sivrihisar Elele Hareketi"
temsilcilerinin de katıldığı bir basın toplantısı düzenleyerek
iddialarını dile getirdi. Ovacık Altın Madeni'nde 13 yıl görev
yaptığını, pozisyonu değiştirildiği için 3 ay kadar önce işten
ayrıldığını ifade eden Hasan Gökvardar, "Ovacık Altın Madeni'nde
Normandy-Newmont Maden İşletmesi'ne yargı kararları uygulanmadığı
gibi, Sağlık, Çevre ve Bayındırlık Bakanlığı yönetmelikleri de
uygulanmıyor. Şu anda depolanan siyanürlü atıklar geçerli
yönetmeliklere göre (Tehlikeli Atıklar Yönetmeliği) 10 misli
durumda. " dedi. Atık barajının tehlikeli atıklar standardına
uymadığı için siyanürlü atıklar ve ağır metalleri taşıyamayarak,
yeraltı sularını siyanür ve ağır metaller ile kirletebilecek
durumda olduğunu iddia eden Hasan Gökvardar, "Siyanürlü atıkların
çamur kısmı kesinlikle arıtılamaz, ancak siyanürlü su kısmı arıtma
yapılabilir. Arıtma sonucu oluşan siyanürlü metal kompleksleri
atıktaki çamur içine karışır. Şu anda Ovacık Altın Madeni
İşletmesi'nde bohçalanmış durumda 1 milyon ton siyanürlü çamur var"
diye konuştu. REZERV DEVLETTEN SAKLANIYOR İşletme sahasında bulunan
altın rezervinin sürekli arttığını, işletmenin bu gerçeği devlet
birimlerinden sakladığını da öne süren Gökvardar, şöyle konuştu:
"Altın üretimi Enerji Bakanlığı'na bildirilenden 3-4 misli fazla
seyretmektedir. İşletmenin maden projesi değişmiş, sağlık koruma
bandı ve köy sınırına yaklaşım mesafeleri ihlal edilmiştir. Kapalı
işletme galerileri Ovacık Köyü altına sürülmektedir. Burada 24 ton
olarak bildirilen altın ve gümüş rezervleri değişmiştir. Ovacık'ta
en az 100 ton altın ve 100 ton gümüş vardır. Türk mühendislerinden
bazı gerçekler saklanıyor. Altının yurt dışına çıkışı da tamamen
şirketin insiyatifine kalmış olarak İsviçre'ye rafinasyona
gönderiliyor. 1.5 yıl önce üretime geçen ve haftada 150 kilogram
altın üretecek olan tesis, 400-500 kilo, bazen daha fazla altın
üretiyor. 3 sene sonra madeni kapatmayı da düşünüyorlar. Çünkü;
daha derin katlara inmek maliyetleri artıracak." Ankara'daki evinin
önünde bir süre önce uğradığı suikast sonucu hayatını kaybeden Dr.
Necip Hablemitoğlu'nun yazdığı, Ankara Devlet Güvenlik
Mahkemesi(DGM) Başsavcısı Nuh Mete Yüksel'in Bergamalı köylülere
önderlik eden Oktay Konyar, Avukat Senih Özay gibi isimlerin
"Casus" olarak suçlandığı iddianamenin hazırlanmasına kaynak teşkil
eden "Alman Vakıfları ve Bergama Dosyası" isimli kitap hakkında da
ilginç iddialarda bulunan Hasan Gökvardar, bu kitabın Normandy
Madencilik Şirketi tarafından bastırıldığını söyledi. Ankara DGM'de
kendisinin de tanık olarak ifade vereceğini belirten Gökvardar,
"Hablemitoğlu'na o kitabı şirket yazdırdı. Yanlış anlaşılmasın;
Hablemitoğlu'nun Atatürkçü kişiliğini herkes gibi ben de biliyorum.
Hablemitoğlu'nun kitabı şirket tarafından basıldı, şirket
tarafından dağıtıldı. Kendisi madende sadece 1-2 gün bulundu.
Hablemitoğlu'na 7-8 klasör döküman verdim. Bunlar daha çok çıkan
gazete haber kupürleriydi. Kitabın nasıl olması gerektiğini, bu
dokümanları verdiren şirket yönlendirdi. Şirket bastırdı. Kitabın
içeriğine bakarsınız bilgiden daha çok derleme bir kitap olduğunu
görürsünüz" dedi. "İDDİALARIN MUHATABI DENETLEME KURULU" Hasan
Gökvardar'ın iddiaları üzerine İHA muhabirinin sorularını
cevaplandıran Ovacık Altın Madeni Yönetim Kurulu Görevli Üyesi
Orhan Güçkan, bu iddiaların çoğunun bilinen şeyler olduğunu,
muhatabının şirket olmadığını, buna devletin kendilerini denetleyen
organlarının cevap vermesi gerektiğini söyledi. Orhan Güçkan,
iddialar konusunda şunları söyledi: "Bizi devamlı olarak
denetleyen, İzmir Valiliği'nin izleme ve denetleme kurulu var.
Bugün bile bizim talebimiz ile denetime geldiler. Kendileri orada
bulundular. O kadar çok dedikodu ve yalan var ki; hangisine cevap
verelim. ." Necip Hablemitoğlu'nun kitabındaki iddialar ile ilgili
30 Ocak 2003 günü Ankara DGM'de duruşma olduğunu, o yüzden fazla
bir açıklamaya gerek duymadıklarını da belirten Güçkan, "Bu
arkadaşımızı avukatlar vesaire teşvik ederek şahit yaptılar. Bir
defa elini sıktım o arkadaşın (Necip Hablemitoğlu'nun). Kendisini
televizyonlardaki tartışma programlarından herkes kadar tanırım.
Araştırıp yapmış. Kendisine basına verilen bilgi dosyaları dışında
hiç bir şey vermedik. " şeklinde konuştu.