Berfo Ana'nın son bir umudu kaldı!
Abone olBerfo Ana, 30 yıl önce gözaltında kaybolan oğlu Cemil için AİHM'ye başvurdu.
Başbakan Erdoğan'ın Dolmabahçe'de dinlediği Berfo Ana, 30 yıl önce gözaltında kaybolan oğlu Cemil için AİHM'ye başvurdu. Meclis komisyonu Cemil Kırbayır için "İşkencede öldürüldü" kanaatine varmıştı.
90 yaşındaki 'Cumartesi Annesi' Berfo Ana, adalet umudunu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) taşıdı. TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu, Cemil Kırbayır'ın işkence sonucunda öldürüldüğü kanaatine varmıştı.
12 Eylül döneminin 'gözaltındaki kayıplarından' Karslı Cemil Kırbayır'ın annesi Berfo Ana 5 Şubat 2011'de Başbakan Erdoğan'ın davetlisi olarak Dolmabahçe'deki ofisine gelen 'Cumartesi Anneleri' arasındaydı.
Erdoğan, Berfo Ana'ya oğlunun akıbetini öğrenme sözü vermiş, Zafer Üskül başkanlığındaki TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu da 30 yıl sonra dosyayı açmıştı.
Komisyonun incelemesine göre Kırbayır, 13 Eylül 1980'de evinden alınıp Göle 247. Piyade Alay Komutanlığı'na götürüldü. Bir hafta bekletilip Erzurum, Ağrı, Kars Artvin illeri 9. Kolordu Sıkıyönetim Komutanlığı'na bağlı askeri alanda tutuldu. Daha sonra firar ettiği söylendi. Kardeşinin izini süren Mikail Kırbayır, Karaman'a sürüldü.
Komisyon incelemesinde bu verilere ulaşılırken, Avukat Eren Keskin, Bilgi Edinme Hakkı çerçevesinde, Kırbayır'ın gözaltında firar edip etmediğine ilişkin soruşturma açılıp açılmadığını sordu. Genelkurmay'dan gelen yanıtta, firara dair soruşturma bulunmadığı belirtildi. Böylece aileye yalan bilgi verildiği ortaya çıktı.
KARS'TA İLERLEME YOK!
Öte yandan TBMM İnsan Hakları Komisyonu, "Kırbayır'ın gözaltında işkence gördüğüne, işkence sonucu hayatını kaybettiğine ve cesedinin sorgulamaları yapan kamu görevlilerince ortadan kaldırıldığına" dair karara vardı. Ancak bu süreçte Kars'ta savcılığın soruşturma açmadığı anlaşıldı. Komisyon savcılığı harekete geçirdiyse de soruşturma, birkaç yazışmayla sınırlı kaldı.
Berfo Ana ve oğlu Mikail Kırbayır, adalet arayışını dün Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne taşıdı. Başvuruda; 'Türkiye'nin yaşam hakkını ihlal ettiği, adil yargılama yapılmadığı ve hak arama yollarının kapatıldığı' savunuldu.
Ağabey Kırbayır, "Failler belli. Kars'ta bir adım yok. İddianame de hazırlanmadı. Tamam, insanlar mahkûm edilebilirler ama benim kardeşimin mezarı niye mahkûmdur?" diye sorarken dönemin TBMM İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Zafer Üskül de sorumluların belli olduğu ve yargılanmaları gerektiği görüşünde: "Sıkıyönetim ve emniyet görevlilerinin dinlenmesi, soruşturulması gerekir. Bunu yargı organı yapabilir. Çapraz sorgulamayla gerçeğe ulaşılması mümkündür."